-26-

36 3 0
                                    




Başımı test kitabından kaldırıp bildirim sesi gelen telefonuma çevirdim. Elime alıp gelen mesaja baktım.

Gönderen:Aksel

Ben senin yerinde olsam şuan gölün oraya gelirdim. -Hayır,tabiki süpriz yok-

Aptalca gülümseyip kalemi test kitabının arasına koyup,dolabıma yöneldim. Mavi etek ve beyaz t-shirt alıp üzerime geçirdim. Ayağıma bot geçirip anahtar ve telefonları alıp evden çıktım.

Göle doğru yürümeye başladım. Ocak ayındaydık ve ben üzerime mont almadan ve etekle dışarıya çıkmıştım. Sizce de dünyanın en akıllı insanı değil miyim?

Yarı buz olmuş bir şekilde göle ulaştım. Aksel'i bulmak umuduyla etrafa baktım. Gözüme çarpan taş evin içinde Aksel'i gördüm. Sarı saçlarını karıştırarar etrafa bakıyordu. Gölün önünden eve doğru yürüdüm.

Kapıyı çaldığımda aniden açıldı. Aksel koyu mavi bir t-shirt giymişti. Altında da siyah bir pantolan vardı. Çok tatlıydı. Ona gülümsedim. O da gülümsedi. İçeriye girmek için adım attım.

"Hoşgeldin,yeşillim," diyip kollarını karnımda birleştirdi. Ellerini tutup,"Hoşbulduk," dedim. Sonra da ona dönüp,"Burada ne yapıcaz?" dedim.

"He. Burada beraber kutlamamız gereken doğum gününu kutlayacağız."

Boy farkından dolayi parmak uçlarıma çıkıp dudaklarına buse kondurdum. Elimden tutup beni daha içerilere doğru götürdü.

Koskacam bir masa. Ortada duran çikolatalı,üzerinde 'İyi ki varsın Yeşillim' yazan bir pasta. Kurabiyeler,börekler vb. yiyecekler.

Pastaya mumları yerleştirip,yaktı. "Dilek tut ve üfle," demesine gülümseyip pastaya doğru gözlerimi kapadım. Ne dileyebilirdim? En büyük dileğim yanımdaydı.

Sonsuza kadar Aksel ile beraber çok mutlu olayım.

Dileği tuttuktan sonra pastada ki 18 mumu üfledim. Aslında 9'unu. Nefesim kesildikten sonra Aksel diğer 9'u üfledi. Doğum günümün üzerinden 1-2 gün geçmiş bile olsa hediyelerin en güzeli Aksel'indi.

Pastayı ufledikten sonra masanın üzerinde duran kırmızı kutuyu eline aldı. Kutuyu açtı. Gümüş,kalp şeklinde olan bir kolye duruyordu karşımda. İçten bir gülümseme yüzümde ki yerimi aldı.

"Beğendin mi?"

"Çok,çok güzel," dedim.

"Ama,sen daha güzelsin... Dön arkanı,takayım."

Arkamı Aksel'e döndüm. Açık bıraktığım kızıl saçlarımı topuz yaparmış gibi yukarıya kaldırdım. Kolyenin zincirini arkamdan tutturduğu zaman saçlarımı serbest bıraktım. Serbest bıraktığım saçlarımı sol omzuma verdi. Boynumun sağ tarafına küçük küçük öpücükler kondurdu.

"Seni seviyorum," diye fısıldadı. "Bende seni," diye fısıldadım. Arkamı dönüp dudaklarımızı birleştirdim. Sanırım bu hayatta bana verilen en güzel şey Aksel'di.

***

"Erva ve Mira,siz misiniz cidden? Allah'ım ne kadar da büyümüşsünüz,Maşallah. Allah ömrünüzü sizin kadar güzel yapsın. Şu güzelliklere bakar mısınız ya? Gökhan,Erva aynı sen. Miray da aynı sen,Zehra. Miray çok can yakacak. Deniz gözlü. Erva'yı demiyorum bile. O da can yakacak. Halalarının gülleri!"

"Hoşgeldin Efsun."

Halamın destanına karşın babam sakin bir tavırla 'Hoşgeldin Efsun' dedi. Bunu bende yapabilirim.

Yeşil ve ElaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin