Yeşil ve Ela

-8-

Medya:Aksel

"Erva,neden benden kaçıyorsun?" dedi. "Senden kaçmıyorum," dedim. Külliyen yalan. Şuracıkta çarpılıp gidicem. "Yanakların öyle demiyor. Seni öptüğümden beri domates gibisin," dedi. "İlk öpücüğümü çaldın salak! Ben ilk öpücüğümü aşık olduğum ve bana aşık birinden almak istiyordum!" diye cırladım.

"Sana aşık olmadığımı nerden biliyorsun yeşilli?"

"Senin çocukluk aşkın ben değilim sarı kafa."

"Onu nereden biliyorsun?"

"Çünkü çocukluğumu biliyorum. Yani bi'yere kadar."

"O zaman buna emin olma. O kız Milan'da olabilir,Azra'da,Ece'de,sende."

"Az atda kuşlar yesin Aksel," dedim ve kendimi yatağıma attım. "Kuşlara ben yem veriyorum, gerçekleri değil," dedi. Ona dönüp "Şu bad boy havalarından çıksan nasıl olur? Çok itici geliyorsun," dedim. "Aynaya bakmışsındır," dedi. "Kapa çeneni Allah'ın belası!" dedim ve kafamı yastığa koydum.

***

"Erva ne uyanmaz şeymişsin be! Bi'uyandıramadım. Öğlen oldy kızım öğlen! Oğuz'un partisini kaçırıyorsun!"

"Erva Oğuz kaçtı,Milan delirmek üzere."

"Buda mı olmadı ya?"

"Uyan!"

"Sabah sabah başımın etini yedin Aksel! Bir uykum var onuda böldün ya senin kafanı asflata sürüp kıvılcım çıkartsınlar! Ela gözlerin yerinden çıksın! Sarı saçların dökülsün! İkizler'de ki Egemen gibi beyninde tümör olup kötü huylu çıksın,tam tümörden kurtuldun,sevgilinle mutlu olduğun zamanlarde sevgilin senin yüzünden kaza yapsın ve ölsün!"

"Uykumdan uyandım dedin ama maşallah günlük kelime kotanı doldurdun. Ayakta alkışlıyorum," dedi. "Beddualarımda ciddiydim Aksel," dedim ve yataktan kalktım. "Sonuna inşallah eklemedin,kötü dileklerini sundun."

"İnşallah bunların hepsi olur!" dedim ve banyoya girdim. Bu çocuk 2 dakika öküzleşmişti ya. Gayet iyiydi aslında. Ya da ben öküzleşip beni uyandırdı diye deliye dönmüştüm. Uyku benim için önemlidir. Yüzümü yıkadıktan sonra çantamın içinden tayt ve beyaz t-shirt çıkardım. Giyindikten sonra Aksel'e seslenmeden odadan çıktım.

Milan'ların kulübesine gittim. "Beni dün odalarına almayan satıcılar kapıyı açın!" diye bağırdım. Umarım ses gitmiştir. Milan kapıyı açtı. İçeri girip Oğuz'un üstüne atladım.

"Hepiy börtdey tu yuu! Dünya ahiret kankam,yaşlanıyorsun be! Kaç oldun? 50?" diye dalga geçtim. "18 oldum. Sen ona gençleşiyorsun desene," diye bana cevap verdi. "Sus,cevap verme kankaya!" diye tersledim onu. "Milan,bak sevgilinm 18 yaşında sen 17. Yaş farkları olan ilişkiler pek iyi değil. Ayrıl," dedim. Milan kafama yastık geçirip "2 ay sonra bende 18'im," dedi. "Bende 1 ay sonra,ama kimin umrunda? Anca yiyişin. Ama unutmayın Allah is watching!" diyip odadan çıktım.

Yemek yiyeceğim yere giderken Aksel'e rastladım. Onu görmemiş gibi yaparak yürümeye devam ettim.

"Dargın mısın?"

"Nasıl olmim? Çok sevdiğim uykumdan aldın beni! Vicdansız!"

"Tamam yeşilli,kızma. Yarın serbestsin. İstediğin saate kadar uyu."

"Sen ciddi misin? Çok seviyorum lan seni," diyip boynuna atladım. Elalım benim be! Bu dünyada beni uykumdan uyandıran insanlardan nefret ettiğim kadar uyumama izin verenleride seviyordum. Yemek yiceğimz yere gelince montumu çıkartıp masaya oturdum.