"Hayır Prens Seungmin. Yardımcılarınızın buraya girmesi yasak. Lütfen daha fazla zorlamayın." Sinirden kafayı yiyeceğini hissetti Seungmin. Bu muhafızların buraya ilk geldiği günden beri birilerini bir yere almama hevesleri neydi anlamlandıramıyordu gerçekten.
"Yardımcılarımın hayatı da en az bizimkiler kadar değerli. Onlar giremiyorsa ben de girmeyeceğim o sığınağa."
Hemen arkasında kalan sığınakta ona ayıplar gözlerle bakan birkaç henüz tanımadığı prens, kendisine destek olmak için sığınağın demirliklerine yaslamış muhafızlara bir şeyler söyleyen arkadaşları Jeongin ile Jisung ve kenardan kendisini dikkatlice izleyen Kraliçe'yi umursamadan dik başlılıkla muhafızlara laf yetiştiriyor olması belki de gerçekten mantıklı bir davranış değildi fakat o an Seungmin için buraya kadar zorluklarla getirdiği yardımcılarını koruma altına alacak olmak bütün bunlardan daha önemliydi.
"Prens Seungmin ve yardımcıları sığınağa geçebilir." Kraliçe, tek cümlesiyle Seungmin'in dakikalardır muhafızlarla tartıştığı konuyu kapadıktan sonra tekrardan birkaç dakikadır izlediği Seungmin'e döndü. "Prens Seungmin, lütfen yanıma gelin."
Seungmin, az önce yardımcılarının güvenliği için çabalarken kraliçe'nin gözünün önünde aykırılık yaptığını yeni fark etmiş olmanın mahcubiyetiyle arkadaşları ve yardımcıları kraliçeden uzak bir yere oturduğunda ellerini önünde birleştirerek kraliçeye adımladı.
Kraliçe'nin önünde hala daha elleri önünde birleşik ve kafası eğik bir şekilde dururken yanını patpatladı kraliçe. "Oturabilirsin Seungmin sana kızmayacağım. En azından beklediğin şekilde kızmayacağım." Kraliçe'nin isteğini bekletmemek adına hızlıca yanına oturdu.
Diğer prenslerden uzak ve duyulmayacak bir mesafede olmalarına rağmen bunu riske atmak istemediği belli olan kraliçe neredeyse fısıldarcasına konuşuyordu ve Seungmin de bu durumda kraliçeye ayak uydurmaya başlamıştı.
"Seni neden çağırdığımı biliyor musun Seungmin?"
"Kraliçem, çok özür dilerim yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum fakat yardımcılarımı kuzeylilerin arasında bırakmaya gönlüm el vermezdi." Kraliçe'nin kendisini dikkatlice izlediğini ve hafifçe gülümsediğini fark etti o anda.
"O da var elbette fakat az önce yaptıklarına daha sonra geleceğiz. Öncelikle söyle bana, oğlumla aranda tam olarak ne var?" Kraliçe'nin ima ettiği gibi bir şey olmadığını söylemek adına ağzını açacakken bunu fark eden kraliçeyle susturuldu.
"İtiraz etmeye kalkma. Elinden sarkan kolye ucunu nerede görsem tanırım, ona bu kolyeyi onsekizine henüz bastığında vermiştim ve kolyenin Minho için değerini benden iyi bilen olamaz. Yemekler sırasındaki bakışmalarınız ve oğlumun sana kuzeylilerden bahsetmiş olmasına değinmiyorum bile. Yaşlı olabilirim ama hala daha bu işlerden elimi ayağımı çekmedim."
Kraliçe'ye Minho'yla arasında olanların gerçekten de onun tahmin ettiği gibi bir şey olmadığını ve kendisinin burada yalnızca Minho'ya arkadaşlık etmek için durduğunu nasıl açıklayacağı hakkında hiçbir fikri yoktu ve saniyeler geçtikçe daha da gerildiğini inkar edemeyecekti.
En sonunda gerçekleri açıklamanın yalan söylemekten daha iyi olacağına kanaat getirip gözlerini kapayarak suçlulukla konuşmaya başladı. "Arkadaş olmaya karar verdik kraliçem. Ben ona burada olduğum süre boyunca arkadaşlık edip prensler hakkında bilgi vereceğim ve o da beni seçimin son anına kadar sarayda tutup aileme daha fazla para gitmesini sağlayacaktı. Aramızda düşündüğünüz gibi bir şey olmadığı için çok üzgünüm fakat prens Minho'nun çok daha iyi birini bulacağına adımın Seungmin olduğu kadar eminim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love wins all; 2min
Fanfictionfar away in the universe from earth to mars will you please go with me? royalty, ftl, 2min uyarlama bir hikayedir.