still with you

457 93 36
                                    

Minho'nun Kral olduğu ilk günün sabahında babasının cenazesine katılması ve henüz babasının ölümünü kaldıramamışken bütün ayarlamalarla uğraşmak zorunda olması Seungmin'in sevdiği için beklediği bir başlangıç değildi.

Bu yüzden elinden geldiğince Minho'ya yardım etmiş, onun yanında durmaya çalışmıştı ve kocasının da bundan güç alarak dik durmaya çalıştığını görebiliyordu.

Düğünden sonraki gün davetliler hala daha sarayda olduğu için onları ağırlama işlemini Kraliçe yerine Seungmin üstlenmiş, Kraliçe'nin iyi olacağını söylemiş olmasına rağmen yıllarını paylaştığı kişiyi kaybetmenin acısını yaşamasına ve bu süreçte kafasını dinlemesine yardımcı olmuştu.

Bütün herkesin beklediği gibi Kral Lee'nin ölümüne üzülen pek fazla insan yoktu fakat ne olursa olsun davetlilerin yanında bir saldırı gerçekleştiği için sarsılan bir çok insan vardı.

Davetlilerle teker teker ilgilenmiş, evine dönmek isteyen davetliler için arabaları ayarlamıştı.

Bir süre daha sarayda kalmaya karar veren ailesi ve arkadaşları için de cenazeden hemen sonrasında yenilecek akşam yemeği için güzel bir ziyafet hazırlamaları adına mutfaktaki aşçılarla konuşmuştu.

Kral Lee'nin cenazesi katılanların da buna istekli olmamasından kaynaklı olarak oldukça kısa sürmüştü. Kraliçe'nin gözyaşlarını tutmaya çalıştığı ve Minho'nun da başkasına iyi görünebilecek, fakat kendisinin tek bir bakışla anlayabildiği üzere acısını gizlediği bir şekilde, sakince bitmişti.

Cenazenin hemen ardından Minho kısa bir süreliğine yanına uğramış, birkaç işi olduğunu ve odalarına geç gelebileceğini belirtip kaçarcasına çıkmıştı salondan.

Seungmin, Minho'nun ne kadar kabul etmek istemese de babasını kaybetmenin acısını hissettiğini biliyordu ve kocasının yanında olabilmek için her şeyi yapacaktı.

Fakat öncelikle akşam yemeği için onu bekleyen misafirleriyle ilgilenecekti. Hemen ardından yemek biter bitmez Minho'nun çalışma odasına gidecek ve yanında olduğunu gösterecekti.

"Oğlum, iyi misin? Dalgın görünüyorsun." Yanına gelen annesiyle odaklandığı duvardan çekti bakışlarını.

"İyiyim anne yalnızca Kral Lee'nin ölümü Minho'yu etkilemiş olmalı. Benimle konuşmadığı için yardımcı olamıyorum ve uzaklaşıp kendisini kabuğuna çektiğini görmek beni mahvediyor."

Omzuna elini koyup okşayan annesine üzgün gözlerle baktı.

"Ah oğlum, ne zaman bu kadar aşık oldun sen, sevdiğinin acısını kendi acın yapacak kadar." Burukça gülümsedi annesine.

İşin aslı, Minho'ya ne zaman bu kadar aşık olduğunu o da bilmiyordu. Bir an için hayatında Minho yoktu ve bir an sonra hayatının tam ortasına girmiş, ne aklından ne kalbinden çıkabilir olmuştu. Seungmin de Minho'yu ne aklından ne de kalbinden çıkarmak istemişti.

"Kral Minho'yu çok güzel seviyorsun ve onun da seni çok güzel sevdiğine eminim. Her ilişki bu tür anlar yaşar. Sana güçsüz yanını göstermek istemediği için uzaklaştığına eminim. Kendi içerisinde acısını yaşayıp toparlandığında sana en güçlü halini göstermek istiyordur. Buna izin verme. Güçlüyse seninle güçlü, güçsüzse yalnızca senin yanında güçsüz olması gerektiğini göster ona." Sırtını okşarken devam etti annesi.

"Sarayda kalan misafirler arkadaşların ve ailen, kimsenin kocanın yanında olmak istediğin için sana kötü gözle bakmayacağını biliyorsun. Sen ve Kral Minho'suz yemek yediğimiz için sizi şikayet etmeyeceğiz. Git yanına, kocanla ol, onu rahatlat ve sen de rahatlayacaksın."

love wins all; 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin