Evlilik işlerinin bu kadar yorucu olacağını düşünmemişti Seungmin.
Eskiden, henüz daha gençken, gelecekteki düğününü düşündüğünde hep bir beşinci seviye ya da Hyunjin'le evleneceğine inandığı için kafasındaki düğün oldukça sade ve aile arasındaydı.
Fakat şimdi, geleceğin kralıyla evlenecek olmasından kaynaklı dün akşam Kraliçe'yle başladıkları çiçek seçme hemen ardından pasta seçme ve davetlilere mektup gönderme işlerinden kafasını kaldırıp yemek yiyemeyecek seviyeye geldiğinde bu işlerin ne kadar zor olabileceğini deneyimlemişti.
Dün gece yarısına kadar Kraliçe'yle çiçek ve pastayı seçmişlerdi. Gece yorgun bir şekilde odasına döndüğünde üzerini bile değiştiremeden uyuyakalmıştı.
Sabah uyandığında ise Daisy'den Kraliçe'nin onu düğünün yapılacak olduğu alana, bahçeye beklediğini söylemesiyle hızlıca hazırlanmış, bahçeye çıkmıştı ve o saatten beri oturacak bir saniye bile bulamamıştı fakat henüz bir gündür hazırlık yapılmasına rağmen birkaç şeyi aradan çıkarmışlardı ve bu Seungmin'in oldukça rahatlamasını sağlamıştı.
Ve şimdi, birazdan gelecek olan ailesini karşılamak için sarayın kocaman kapılarının önünde heyecanla bekliyordu. Hemen yanında duran Kraliçe'nin elini omzuna atıp sıkmasıyla ona döndü.
"Aileni çok özlemiş olmalısın, ilk defa bu kadar uzak kaldınız değil mi?"
Dünden beri fark ettiği bir şey varsa o da Kraliçe'yle bir kere konuşmaya başladığında ne kadar iyi anlaştıklarını görmesiydi. Kraliçe'nin yanında kendisi gibi olabiliyordu ve rahatça gülebiliyordu. Seungmin, Minho'nun kime çektiğini bir kez daha anlamıştı.
"Evet Kraliçem, mektuplar yetmiyor artık özlemimi gidermek için." derken Kraliçe'ye döndü fakat yine dünden beri her bu hatayı yaptığında olduğu gibi yine Kraliçe'nin kaşlarını çatık gördü.
"Henüz alışamadım size anne demeye, özür dilerim. En kısa zamanda alışabilmek için akşamları pratik yapacağım." ortamı yumuşatmak için söyledikleriyle Kraliçe'nin de yüzünde bir gülümseme oluştu.
"Seni zorlamak istemiyorum fakat oğlum da ben de seni bu kadar seviyorken kendi isteğinle ağzından çıkacak olan anne kelimesini de heyecanla beklemeden yapamıyorum. Anlıyor musun beni?" kafa salladı buna Seungmin.
Henüz bir cevap veremeden upuzun olan kapıların açılmasıyla ve kapıların ardında ailesini görmesiyle Kraliçe'ye döndü sorar gözlerle. Kraliçe'den aldığı hafif baş sallamasıyla heyecanına yenik düştü ve koşarak babasının boynuna sardı kollarını.
Seungmin kollarını babasına sarmışken hemen arkasından kardeşlerinin de kendisine sarılmasıyla gözleri dolmuştu. En son kenarda bekleyen annesine döndüğünde daha fazla göz yaşlarını tutamadan ağlamaya başladı ve kollarını hızlıca annesine doladı bu sefer.
"Sizi çok özledim." Gözyaşlarının arasında annesine sarılırken, bütün ailesine kurdu bu cümleyi ve hemen arkasından saçlarının okşandığını hissetti babası tarafından.
"Biz de seni çok özledik oğlum. Minjeong senin adını sayıklayıp duruyordu." kıkırdayarak geri çekildi Seungmin.
Bir an için sarayda olduklarını ve hemen arkalarında onları Kraliçe'nin beklediğini unutmuştu ailesini görünce fakat gözyaşlarını silmeye başladığında kendine geldi ve hızla ona parlak gözlerle bakan Kraliçe'ye döndü.
"Özür dilerim Kraliçem." kafasını iki yana sallayarak yanına adımladı Kraliçe.
"Özür dilemeni gerektirecek bir durum yok Seungmin." Annesine dönüp konuştu. "Ben de oğlumu özlediğimde gözüm kimseyi görmüyor, sizi anlayabiliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love wins all; 2min
Fanficfar away in the universe from earth to mars will you please go with me? royalty, ftl, 2min uyarlama bir hikayedir.