Seungmin'in küçük kızla konuşması bittikten sonra hızlıca onu bekleyen prenslerin yanına gitmesiyle bütün bakışları üzerinde hissetmesi bir olmuştu. Ona şimdiden düşmanıymış gibi bakan Prens Felix'in aksine Prens Jeongin ve Prens Jisung'un bakışları tam tersi bir şekilde arkadaş canlısıydı.
Bütün prensler arkasını dönüp son kez onlara bakan kameralara ve hayranlarına el salladıktan sonra bütün hepsi bir arada saraya gitmek için bir arabaya daha binmiş ve derin bir nefes almışlardı. Kısacık süren hayranlarla selamlaşma anı bile 35 prensi oldukça yormuştu.
Prens Jeongin'in yerinde kıpırdanıp durduğunu ve devamlı olarak kendisine baktığını fark eden Seungmin, prense doğru eğildi. "Prens Jeongin, bir sıkıntınız mı var devamlı olarak hareket ediyorsunuz da." Söylediklerinden sonra utandığı belli olantilki gözlü çocukla yanlış anlaşıldığını fark etmiş, kendini savunmaya geçmişti. "Yani benim için sorun olduğundan değil fakat rahatsız olduğunuz bir durum varsa söyleyebilirsiniz, elimden geldiğince yardım ederim size."
"Hayır hayır, hiçbir sorun yok yalnızca biraz utangacım ve için sizinle nasıl konuşacağımı düşündüğüm için gergindim. Buradaki prensler, Jisung ve sizin haricinizde statüye oldukça kafayı takmış ve gelecekteki kralı elde etmek için bütün oyunları çevirebilecek kişiler gibi duruyor ve bu yüzden burada sizin gibi güvenilir bir dostumun olmasını çok istediğimi dile getirmek istemiştim sadece."
Prens Jeongin'in küçük elleriyle oynarken utana sıkıla düşüncelerini dile getirmesini oldukça tatlı bulan Seungmin, birkaç saniye burada kaldığı süre boyunca kendisine dostluk edecek birinin olmasının ne kadar güzel olacağını düşünmüştü. Ve bu dostunun Prens Jeongin ile Prens Jisung olmasını kabul edebilirdi. Bu ikili, kendisine kötü gözle bakmayan tek insanlardı buradaki.
"Elbette, sizinle ve Prens Jisung'la dost olmaktan mutluluk duyarım. Önyargım için çok özür dilerim fakat sizi ilk gördüğümde ikinci seviye biri olduğunuz için daha kendini beğenmiş ve güç meraklısı olacağınızı düşünmüştüm. Ne kadar yanlış düşündüğümü şimdi görüyorum. Siz ve arkadaşınız diğer prenslerin aksine bana kötü gözle bakmadınız, bunun için de çok teşekkür ederim."
"Ah hayır," demişti Prens Jeongin tek elini kaldırıp sallayarak. "Sizin kalbiniz gerçekten saf, az önce övdüğünüz kendimden ve arkadaşımdan çok daha iyi kalpli olduğunuzu söyleyebilirim. O küçük kıza davranışlarınız, hayranlarımızın beklediği yerde sizin hayranınız olan yalnızca üç kişi olmasına rağmen onlara mutlu ve güler yüzle yaklaşmanız, emin olun bunları herkes yapmaz." daha sonradan aklına yeni gelmiş gibi ekledi. "Ah, bu arada bizim önümüzün hayranlarla dolu olup sizin önünüzde yalnızca üç kişi olması büyük bir haksızlıktı. Görünüşünüzün ve alışılmışın dışında saçlarınızın sizin kalbinizin ve kendinizin güzelliğine gölge düşürdüğünü düşünmüyorum asla."
Yeni edindiği ve uzun süreli olacağını umut ettiği arkadaşının söylediklerine karşı gülümsedi Seungmin. "Eğer isterseniz Prens Jeongin, saygı eklerini kaldırarak konuşabiliriz. Sanıyorum ki yaşıtız ve eğer arkadaş olacaksak bu kadar resmi olmaya gerek olduğunu düşünmüyorum, tabii siz de buna katılırsanız."
"Gerçekten çok iyi olur, ben sormaya biraz utandığım için senin sormanı bekliyordum Seungmin. Jisung da birazdan geldiğinde tanışırsınız, birbirinizi çok seveceğinizden eminim. O da senin ne kadar iyi kalpli olduğunu anlatıyordu bana."
Seungmin, son yarım saatte yaptığı tek şey gibi tekrardan gülümsedi arkadaşına. Yan yana oturup bir süre daha konuşurken yanlarına gelen Jisung'la etrafta kahkahaları yankılanmaya başlamıştı. Seungmin, yeni arkadaşlarıyla oldukça güzel bir uyum sağlamış ve eğlenmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love wins all; 2min
Fanfictionfar away in the universe from earth to mars will you please go with me? royalty, ftl, 2min uyarlama bir hikayedir.