"Hayır."
Son birkaç dakikadır Kraldan tek duyduğu şey buydu Minho'nun.
"Ama Kralım-"
"Hayır diyorum Minho. Beşinci sınıf birinin seçime kabul edilmesinin tek nedeni halkın susmasını sağlamaktı. O beşinci sınıfın şu ana kadar elenmiş olması gerekiyordu. Sana karışmama kararı aldığım için pişman etme beni. Beşinci sınıf biriyle evlenmene müsade etmiyorum."
Krala karşı tahammül sınırına geldiğini hissediyordu Minho. Kapının dışında onu bekleyen, bir an önce yanına gidip sarılmak ve güzel haberi vermek istediği sevgilisi varken Kralın rızasını alamıyor oluşu da her geçen saniyede daha da sinirlenmesine neden oluyordu.
"O zaman Kralım, sizden izin isteyişimi gözardı edebilirsiniz. Zira izninize ihtiyacım yok. Sizden sonraki Kral olarak ve daha sağlıklı kararlar alabiliyor olduğuma güvenerek Prens Seungmin'le evleneceğimi söylüyorum. Kabul edip etmemek size kalmış. Beni engelleyemezsiniz."
İlk defa Krala bu kadar sinirle ve net bir kararla yaklaşıyor olmanın ona gerginlikten ziyade güven ve mutluluk verdiğini fark ettiğinde artık fikirlerini sırf Kral istiyor diye kendine saklayamayacağını fark etti.
"Bu nasıl saygısızlık. Ben sana böyle öğretmedim." Kralın sinirli bir tonda bağırışıyla yerinden bile kıpırdamadı. Alışmıştı artık bu bağırışlara, ona etki etmiyordu bomboş sözler ve gereksiz cezalar.
"Evet, siz bana nasıl bir Kral olmamam gerektiğini öğrettiniz. Ben de öğrettiklerinizi çok güzel öğrendim. Eğer Seungmin ve benim evliliğimi kabul etmezseniz bana başka çare bırakmıyorsunuz, ilk canlı yayında sizin izninize gerek duymadan bütün ülkeye açıklayacağım. Otoritenizin sarsıldığının bilinmesini mi tercih edersiniz yoksa şu anda bana izninizi vermeyi mi size kalmış." alaycı olduğu ve kazandığını bildiği bir gülümseme bıraktı.
Minho bu odadan çıktığında sevgilisine, biriciğine yalnızca güzel haberler verecekti. Kralın ikisini de bu mutluluktan esirgemesine izin vermeyecekti.
"Sen," bütün kelimeleri boğazına dizilmiş gibi bir süre konuşamadı Kral. Minho'nun söylediklerinde kafasında tarttığı belliydi, sonucunu da birkaç saniye sonra yenilmişlikle nefes verdiğinde anladı Minho.
Kazanmıştı.
İlk defa babasına karşı kazanmıştı.
"Evlenebilirsin o işlevsiz beşinci seviyeyle. Ama Krallığı yönetmekten hiçbir şey anlamadığını ve bütün işin üstüne yıkılacağını görüp sıkıldığında sakın hata yaptım diyerek bana gelme." Alaycı gülümsemesini sürdürerek Kralın önünde sahte olduğu belli bir reverans yaptı Minho.
"Merak etmeyin Kralım. Bugüne kadar hata yaptığımda size sığınmadım. Bu konuda hata yapmadığıma emin olmasam bile herhangi bir durumda size sığınmazdım." Arkasını dönüp kapıdan çıkmadan önce Krala son kez döndü. "Ayrıca, lütfen kendinizi beni düşünmekle yormayın. Zira bugünden itibaren ne ben sizi babam olarak görüyorum, ne de siz beni oğlunuz olarak görün. İşe yaramaz bir babaya ihtiyacım yok."
Sözleri üzerine Kralın bağırışlarını duymazdan gelerek kapıyı açtı ve hemen kapının arkasında kendisini, yanında yardımcılarıyla birlikte bekleyen sevgilisine adımladı. İşte şimdi nefes alabilirdi.
Ona parlak gözlerle bakan sevgilisinin saçlarına elini götürdü. Yumuşak saçları okşarken nasıl bu kadar güzel olabileceğine hayret etti bir kere daha.
Seungmin'in parlak ve soran gözlerinden geçenleri anlamış gibi kafasını salladı. Fakat yetmiyordu, bu haberi herkese söylemek, mutluluğunu herkesle paylaşmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love wins all; 2min
Fanfictionfar away in the universe from earth to mars will you please go with me? royalty, ftl, 2min uyarlama bir hikayedir.