Üniversitede edebiyat ve konservatuar öğrencilerin gizemli bir şekilde ortadan kaybolması dikkatleri çeker. Fakat asıl soru şudur ki; hepsi arkasında iyi olduğuna dair notlar bırakmıştır.
Okul dolaplarına bırakılan zarflardan kimsenin haberi yoktur...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkese merhaba nasılsınız?
Oy vermeyi unutmayın ve gelecek bölüme kadar sevgiyle kalın 🎭
Bir menekşedir açmış erkenden bahar günü. Açmış ama sürmez; tatlıdır ama solar gider. Bir anlık güzel bir koku hepsi o kadar.
Hamlet
Bölüm 27. Oyunun Evreleri
❝𝓸𝔂𝓾𝓷𝓾𝓷𝓮𝓿𝓻𝓮𝓵𝓮𝓻𝓲❞
Yaşadığımız anın zorluğunu ikimiz içinde basite indirgemeliydim. Bu yüzden boğazımı temizleyip onu içeriye davet ettim.
"Fahri abi gelebilirsin?"
"Kusura bakma Leyla, kendimi ve bu evdeki diğer insanları kim bilir daha ne aptalca durumlara sokacağız?"
"Aptalca kısmına içtenlikle katılıyorum. Bunun bir yarışma olduğu söylendi bana ama psikolojik testlerden ibaret."
"Bana bir yarışma olduğu bile söylenmedi, şanslısın," dedi alay eder gibi gülerek. Mini asansörün yanındaki boşluğa oturup bir bacağını kendine çekti.
"Nabza göre şerbet vermişler sanırım. Seni daha önce gördüğümü hiç hatırlamıyorum Fahri abi?" diyerek sohbet konusunu uzattım. Yoksa sabaha kadar burada oturup ne yapacaktık? Salonda konuşmamıştı ama burada konuşacak gibi hissettim.
"Okulu dondurmuştum çünkü, bana buradan ulaşmadılar. Kapımın altına bir zarf geldi bir gün. Biri taşak geçiyor sandım, affedersin," dediğinde sorun olmadığını belirterek başımı salladım. Erkekler bazen kontrolsüz konuşabiliyordu.
"Bizi epey araştırmış olmalılar öyleyse? Bana hem okula hem de çalıştığım yere gönderdiler."
"Araştırmışlardır, paraya ihtiyacı olan ya da sırf eğlence için gelecek kişileri özenle seçmişlerdir. Şu prodüksiyona baksana?"
Gözlerimi odanın içinde geçirdim şöyle bir. Burada olmamızın bir amacı vardı ama neydi?
"Adam resmen param var ve sizinle oynayacağım deyip oynuyor."
"Aşağıdaki gevşeğin para için gelmediğine eminim," dedi çatılan kaşlarıyla birlikte sert bir şekilde.
"Millete salça olmaya gelmiş. Varlıklı biri olduğu belli oluyor, ona acıdığımdan değil ama herkesin hayattan kaçmak istediği anlar oluyor. Belki de onu buraya sürükleyen budur."
"Değişik ve seçmece tipleri doldurmuşlar işte."
"Alınma ama sen de o tiplerden birisin," dedim biraz çekinerek. "Yani fazlaca irisin ya ondan dedim."