"KAOSUN BAŞLANGICI"

316 14 3
                                    

Bu hikaye dizinin 2. Sezonunu ele almakla birlikte tamamen yazar kurgusudur ve yalı çapkını dizisi tekrardan yayınlanmadan önce benim kendi kafamdan yazmış olduğum bir kitaptır, keyifli okumalar dilerim.....
**************************
Önceki bölümün devamı olarak;
FLASHBACK;
(BİLİYORUM, FLASHBACK İLE BAŞLAMAM TUHAF OLDU, AMA YAPACAK BİR ŞEY YOK, NEYSE BAŞLAYALIM)
YAZARDAN;
Tarık, seyfer'in hayatından çekilmiş gibi görünse de aslında hayatlarından çıkmamıştır, o gün hastaneden ayrıldıktan sonra intikam planını kafasında kurmuş, hatta işin içine Saffet'i de katmaya karar vermiştir. Saffet'le konuşma kararı almasının ardından Saffet'in yanına gider;
-" Saffet, abi'ciğim, sen Suna'ya yeniden kavuşmayı istiyor musun?"
-" evet abi, ben suna'yı yeniden kazanmak istiyorum, çünkü o beni her ne kadar sevmese bile, ben onu çok seviyorum"
-" peki, madem Suna'ya ulaşmak istiyorsun, o halde benim istediklerimi yap, eğer istediğim şeyleri yaparsan Suna'ya ulaşman sadece birkaç gün sürer"
-" ne, ne, abi ne söyleyeceksin, ne diyeceksen çabucak söyle, lütfen... Bak sana yemin ederim istediğin herşeyi yaparım, yeter ki beni suna'ma kavuştur"
-" oğlum yavaş ol söyleyeceğim tamam, sende amma takıntılı çıktın ha, bu kadar takıntılı olduğunu bilmiyordum"
-" tamam abi, ben Sakin olacağım, ama sende bana suna'nın yerini söyleyeceksin değil mi?"
-" tamam... Söylüyorum, duyduğuma göre suna, ferit'in şoförü Abidin ile evlenme aşamasındaymış, hatta bak, burası da onların düğünü yapacakları yermiş ( düğünün yapılacağı yerin konumunu harita üzerinden gösterir)
-" ne, beni bu kadar mı sevmedi gerçekten, banane ya ben suna'yı istiyorum, abi, ben Suna'ya yeniden ulaşmak için ne yapabilirim, suna'ya yeninden ulaşmam karşılığında benden istediğin bir şey var mı, varsa lütfen söyle."
-" evet, bunun bir karşılığı olacak, senden bir şey istiyorum, ifakat hanım'ı tanıyorsun değil mi?"
-" şu ferit'in yengesi olan kadın mı?"
-" evet, işte onu tanıyor musun?"
-" tanıyorum, neden sordun ki?"
-" hah işte, şimdi senden isteyeceğim şey bununla alakalı"
-" ne istiyorsun?"
-" bu düğünü ifakat hanım'ın öldü zannedilen eşi Polat ile beraber basacaksın"
-" polat kim ki abi?"
Tarık, Polat'ı tanıyor olduğu için uzun uzun anlatmak istemez ve direk yapması gereken şeyi söyler;
-" sen Polat'ın kim olduğunu boş ver, o benim yakın bir arkadaşım, ve ben bu düğünü onunla birlikte bozmanı istiyorum senden"
-" tamam abi, istediğini yapacağım, ama.. suna gerçekten orada olacak değil mi?"
-" orada oğlum, orada, sen benim dediğimi yap"
-" peki abi, polat'la görüşeceğim, söz veriyorum"
FLASHBACK'E DEVAM
POLAT-İFAKAT TELEFON KONUŞMASI, YAZARIN AĞZINDAN;
İfakat, Abidin'in suna ile evlenmesini istemediği için uzun zaman sonra Polat'ı arar;
-" Alo, Polat, sana göndereceğim adrese gel ve düğünü boz"
-" ne demek Abidin evleniyor, sen böyle bir şeye nasıl izin verirsin?!"
-" ne yapsaydım, halis Ağa'nın lafının üstüne laf mı söyleseydim?"
-" söyleseydin, kim sana dedi söyleme diye, ayrıca sanki Halis Ağanın arkasından şimdiye kadar hiç iş çevirmemiş gibi konuşma, onun arkasından çevirdiğin işleri bir ortaya dökersem rezil olursun"
-" polat'cığım, asıl senin ölmediğin halde kendini öldü gibi gösterdiğin ortaya çıkarsa asıl o zaman sen rezil olursun, ben değil"
-" ben rezil olurum veya olmam orası seni hiç ilgilendirmez, ayrıca sen bu düğünü bozmayarak zaten rezil olacağın kadar olmuşsun!"
-" ne diyorsun sen be, ben miyim rezil olan!?"
-" Ne yani, yalan mı, Seyran ve Ferit'in ilk boşanmasında senin de payın olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun, bana suç bulmadan önce, kendi yaptıklarınla yüzleş"
-" kusura bakma da, o köylü Seyran bunu çoktan hak etmişti zaten Polat!"
-" tamam be, neyse ne, sen bana oranın konumunu gönder, geliyorum ben"
-" tamam gönderiyorum, görüşürüz"
-" görüşeceğiz"
( İfakat telefonu kapatır, ardından Saffet, tarık aracılığıyla Polat'ın nerede olduğunu öğrenir ve Polat ile Saffet buluşur)
-" Saffet, merhaba, senin abin benim yakın arkadaşım da, senin buraya neden geldiğini sorabilir miyim?"
-" buraya ikimizin de düşmanları ortak olduğu için geldim, ikimiz de aynı düğünü bozacağız, sen işin sonunda Abidin'e ulaşacaksın, ve bende suna'ma ulaşacağım"
-" demek, abin seni buraya bunun için gönderdi, öyle mi?"
-" evet Polat abi, ben bunun için geldim buraya"
-" madem düşmanlarımız ortak, o zaman ben seninle iş birliği yapmaya hazırım"
FLASHBACK BİTİŞİ ( DÜĞÜN SAHNESİ)
Abidin, hayatında hiç olmadığı kadar sinirli ve kin doludur, bağırarak konuşmaya başlar;
-" sen... Neden buradasın, ne işin var Burada!?"
-" bu köylü kızla evlenmeni istemiyorum, benimle gel"
-" hayırdır, size ne oluyor pardon, laflarınıza dikkat edin!"
-" suna dur, sen karışma"
-" bir dakika Abidin!"
-" bakın lütfen gidin buradan, belanızı benden bulmayın, yoksa..."
-" yoksa ne, ne yaparsın sen bana köylü kızı!?"
-" yoksa sizin o benden bulmaya çalıştığınız belanızı sikerim!"
-" bence asıl sen laflarına dikkat et, karşında kimin olduğunu bilmiyorsun"
-" Allah,Allah kim varmış benim karşımda ya, evliliğimizi bozmaya çalışan bir gerizekalı aptalın teki mi!? Ama üzgünüm, geç kaldınız, çünkü biz evlendik bile! ( Nikah cüzdanını gösterir)
( Polat, Abidin'e döner)
-" evlendin demek..."
-" evet babacığım, ben kendi hür iradem ile SEVDİĞİM kadınla evlendim"
-" Ne, babacığım mı dedin sen, bu adam senin baban mı?"
-" evet küçük hanım, ben evlendiğin adamın babasıyım"
-" hayır suna'cığım, bu adam benim babam falan değil, eğer gerçekten babam olsaydı, bu benim annem olacak ifakat ile birlikte trafik kazası geçirdikten sonra ben dünya'ya geldiğimde beni sokağa atıp, sonra ben 8 yaşıma geldiğimde ise beni tekrar sokaktan alıp 'korhanların hayranı' beni korhanlara satmazdı, ve onun pek sevgili babası halis Korhan,beni sattıktan sonra bu babam olacak pislik herif'i 'öldü' diye bilen babası halis Korhan, daha ben el kadar bir çocukken babam olacak pislik ortadan kaybolmadan önce beni aptal yerine koyup da onun yaptıklarına göz yummazdı!"
Başta suna olmak üzere düğündeki hiç kimse ne diyeceğini bilemiyordu;
-" ben bunca zaman sustum, ama ben sizin sandığınız kadar aptal biri değilim, her şeyin farkındayım!"
FERİT İÇİN FLASHBACK;
FERİT'İN AĞZINDAN;
Abi hakkında öğrendiğim bu gerçekler beni geçmişe götürmüştü, çok öncesine, abi'nin yalıya ilk geldiği an gelmişti gözlerimin önüne....
( Bu arada Polat Abidin'i korhanlara sattığında bunu bilen tek kişi halis Ağaydı, ama buna susmuştu, Abidin ilk yalıya geldiğinde, tanıştığı ve arkadaşı olduğu ilk kişi ise ferit'ti)
ABİDİN VE FERİT TANIŞMA SAHNESİ;
FERİT'İN AĞZINDAN;
Abidin yalıya geldiğinde abim ve ben bahçede oyun oynayorduk, küçüktük o zamanlar, şans eseri o gün hafta sonuydu ve okulda yoktu, biz bahçede oynarken bizimle yaşıt olan bir çocuğun geldiğini görmüştük ve abim ile birlikte yanına gitmiştik. ( Polat, latif'in onu tanımaması için kılık değiştirmiştir)
Latif ve Polat sahnesi;
-" merhaba, bu yanımda gördüğünüz çocuk Abidin, kendisi Korhan ailesinin çok büyük hayranıdır, bu yüzden işe girmek istiyor, biliyorum, yaşı çok küçük ama yine de verebileceğiniz bir iş vardır umarım"
-" siz, bu çocuğun neyi oluyorsunuz efendim?"
-" benim yiğenim olur kendisi"
-" anladım, ama yaşı çok küçük, ne iş verebiliriz ki?"
( Ferit araya girer)
-" yaa latif efendii, lütfen bir iş verelim, hem benim de yaşıtım sayılır, ayrıca gerekirse onunla ben konuşurum, lütfen yaaa"
-" tamam madem, küçük bey bu kadar istiyorsa kalsın, ben bi ağama sorup geleyim"
( Latif, Halis Ağanın odasına gider)
-" ağam, kusura bakma rahatsız ediyorum ama Abidin adında 8 yaşlarında bi çocuk gelmiş yalıya, işe girmek istiyormuş, Ferit bey de onun yaşıtı olduğu için çok istiyor kalmasını, ne yapayım?"
-" torunum nasıl istiyorsa öyle olsun"
( Latif tekrar dışarı çıkar)
-" küçük bey, ağam isteğini kabul etti, Abidin artık burada bizimle çalışacak, önce mutfakta şefika'ya yardım etmekle başlasın, sonra büyüyünce şoför olarak devam eder"
( Ferit buna çok sevinir)
FLASHBACK BİTİŞİ
Ferit, Polat'ın yanına gider;
-" sen... Sen, en başından beri Abidin'in senin oğlun olduğunu biliyordun, değil mi? Taa en başından beri Abidin'i bile isteye kimsesiz bıraktın değil mi!?"
-" sanane?"
-" NE DEMEK SANANE LAN, HE NE DEMEK SANANE, ALLAH'IN CEZASI, SEN NASIL YAPARSIN BUNU!?"
-" YA SİZ YENGE, DEDE, YA SİZ NASIL SUSTUNUZ BUNA, NASIL BİR ŞEY DEMEDİNİZ, DEDE... DEDE, SENİN BÜYÜKLÜĞÜN ŞAHSİ ÇIKARLARIN KADAR MIYDI, NASIL SUSARSIN BUNA!?"
-" Ferit, kendine gel!"
-" gelmiyorum ya, gelmiyorum!"
( Seyran dayanamaz ve bağırır)
-" ya yeter, yeter, şuan bunları konuşmanın ne yeri, ne de zamanı, ayrıca şuan buradaki tek sorun Abidin abinin babası değil, Saffet'te burada!"
-" ay çok şükür varlığımı fark eden biri var ya, bir an beni hiç fark etmeyeceksiniz sanmıştım valla"
( Saffet, adım adım Suna'ya yaklaşır)
-" gelme üstüme!"
-" hoop, hayırdır, sen kimin karısının üzerine yürüyorsun!?"
-" suna... Çok özledim seni"
-" ağzını topla,alırım ayağımın altına!"
-" Saffet,ne diyorsun sen ya, saçma sapan konuşma, sen kimsin ki beni özleyeceksin?"
-" niye, özleyemez miyim?"
-" özleyemezsin!"
( Saffet yılışık, yılışık gülüyordur, bu sefer Seyran'a yaklaşır)
-" bu arada beni fark eden ilk kişi olan Seyran'a da söylemek istediğim bazı şeyler var..."
-" hayırdır Saffet, bu sefer de bana mı taktın kafayı?"
-" yook, kafayı sana takmadım, ben sana başka bir şey söyleyeceğim"
-" ne var, ne oldu?"
-" merak etme, sıra sana da gelecek"
-" ne diyorsun ne?!"
-" üzgünüm ama daha fazla bir şey söyleyemem, söyleyeceğim tek şey; sadece sabret, sana da sıra gelecek..."
-" lan oğlum ne diyorsun sen, kafan mı güzel!?"
-" yok, ben yapamam ki öyle şeyler, abim çok kızar"
-" başlayacağım sana da abine de!"
-" her neyse, ee nerede kalmıştık suna'cığım?"
-" had bildirmede kalmıştık en son, haddini bildirecektim ben sana!"
-" varsın had bildiren de sen ol be suna'mm"
-" Saffet, bak ben seni gebertirim, senin karşında o eski ezik suna yok, yemin ederim öldürürüm seni!"
-" aman neyse canım, düğünü bozdum ya o yeter bana"
-" yoo, bozamadın, biz evlendik!"
-" uf yaaa, düğünü de bozamadık, Polat abi gel gidelim"
-" iyi tamam, gidelim, ama bu burada bitmedi, daha hesaplaşacağız!"
-" merak etme, bunun burada bitmesine sen izin versen, ben izin vermem" dedi Abidin. Ardından onlar gitti ve düğün ise dağıldı.
Absun'un ilk gecesi, suna'nın ağzından;
Bir yandan korkuyor, bir yandan da mutluydum, ne yapacağımı bilemiyordum, lavabodan çıkıp Abidin'in yanına gittim;
-" suna"
-" Abidin..."
-" şey, ben sana bir şey söylemek istiyorum"
-" söyle"
-" eğer bu düğünde olanlar yüzünden benden soğuduysan..."
-" sakın, sakın bir daha böyle bir şey duymayayım, senin kim olduğuna, ne olduğuna Bakarak değil, seni 'sen' olduğun için seviyorum, senin kim olduğuna bakmam, ne olduğuna bakarım, ben senden, seni sevmekten utanmıyorum"
-" seni çok seviyorum suna, iyi ki sen..."
-" bende çok seviyorum seni, bir daha böyle düşünme olur mu?"
-" olur..."
( Abidin, suna'nın korktuğunu fark eder)
-" suna... Belli ki sen biraz korkuyorsun, ama korkma, ben sen istemediğin sürece elimi bile sürmem sana, hatta eğer rahatsız oluyorsan, sen yatakta yat, ben koltukta uyurum"
-" Yok.. yok, ben seni tanıyorum, senden eminim, korkmuyorum senden"
-" emin misin?"
-" evet, senin koltukta uyumana da gerek yok, ben seninle Berber uyuyabilirim"
-" bak eğer rahatsız olacaksan..."
-" olmam, ben senden rahatsız olmam, beraber uyuyalım, lütfen"
-" peki, nasıl istiyorsan öyle olsun"
( Abidin ve suna yatağa geçip uzanırlar)
-" Abidin"
-" efendim güzelim?"
-" bana sarılır mısın?"
-" tabii ki sarılırım, ama rahatsız olmazsın değil mi?"
-" sarılırsak eğer ben rahatsız olmam, sadece huzur bulurum"
-" sarılalım o zaman"
( Abidin Suna'ya sarılır)
-" daha sıkı sarıl lütfen"
-" tamam"
(Abidin Suna'ya daha sıkı sarılır)
-" ben yatıyorum Abidin, iyi geceler, ha bu arada bana sarılmayı bırakma tamam mı?"
-" ben seni bırakır mıyım Güzelim, iyi geceler canım karım..."
-" iyi geceler..."
( Absun birbirine sarılarak uyur)
SEYFER SAHNESİ
-" Ya Ferit, Saffet orada bana ne demek istedi?"
-" o salak boş boş konuşuyor, takma sen onu"
-" neyse ya Seyran, çok uykum geldi, yarın konuşalım bunları"
-" bende uyuyacağım"
-" gel, göğüsüme yatmak ister misin?"
-" zevkle..."
( Seyran, ferit'in göğüsüne yatar, beraber uyurlar)
BÖLÜME DAHA DEVAM EDECEĞİM, AMA ŞUAN YARIM BIRAKMAM LAZIM, ÇÜNKÜ YALI ÇAPKINI BAŞLADI HATTA BEN GEÇ BİLE KALDIM O YÜZDEN BÖLÜMÜ SONRA YAZACAĞIM.
********************************
BUGÜN 25 MAYIS 2024 DEVAMINI YAZACAĞIM;
(Sabah olur)
ABSUN SAHNESİ;
(Uyanmışlardır)
SUNA'NIN AĞZINDAN;
-" Abidin"
-" efendim birtanem?"
-" dün her ne kadar olaylı olsa da bu bizim ilk sabahımızzzz"
-" evett"
(İkisi de inanılmaz mutlu ve cıvıl cıvıldır)
-" bugünü tarihe not düşeceğim"
-" bende"
Biz Abidin'le bunu konuşurken sultan kapıyı çaldı;
-" kim o?"
-" benim suna hanım, girebilir miyim?"
-" gel"
-" halis Ağa gönderdi beni, söyle onlara bugün kahvaltıya inmesinler, odalarında kahvaltı yapsınlar dedi, bende size kahvaltı getirdim"
Abidin arkadan geldi ve Sultan'a cevap verdi;
-" gerek yok sultan, biz kahvaltıyı dışarda yapacağız"
-" peki, o zaman başka bir isteğiniz yoksa ben gidiyorum"
-"gidebilirsiniz sultan hanım"
(Sultan gider)
-" dışarda kahvaltı da nereden çıktı?"
-" ne var yani, karımla ilk sabahımızda dışarda kahvaltı yapamaz mıyız?"
-" ya yaparız da... Halis Ağa ne der?"
-" ne derse desin, umrumda değil, o zaten dün yaşananlardan sonra vicdan azabı çektiği için çağırmadı bizi kahvaltıya, şimdi dışarda yapmamıza da bir şey diyemez"
-" tamam o zaman, ben hazırlanacağım"
-" tamam, hazırlanıp çıkalım"

Yalı Çapkını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin