20- Niye her yer karanlık?

33 7 26
                                    

    

     Sean kıpkırmızı kesilmişti. Onun ellerinden kurtulup odasına kaçtı. Kapıyı kilitledi. Sanki Yibo için zordu içeri girmek. Titreyerek bekledi. Kalbi durdu duracaktı heyecandan. Aradan dakikalar geçti. Yibo hala yoktu.

                       °°°°°°

     Sean kapının arkasında oturduğu yerden kalktı. İçi rahatlamıştı biraz. Anlaşılan Yibo üstüne gelmeyecekti. Duşa girip çıktı. Yatmaya hazırlanıyordu ki odasında su olmadığını fark etti. Gece su aramak istemiyordu. Elinin altında su olmazsa rahatta yatamazdı. Yılların alışkanlığıydı. Akşam yemeği de baharatlı olunca susaması kaçınılmazdı. Böyle oturarak çare bulamayacağını biliyordu. Ancak Yibo'ya yakalanma riski vardı. Zaten yalan söylemişti. Bunun ikisi de farkındaydı. Ama bu zamana kadar Yibo onu rahatsız etmediğine göre yatmış olabilirdi. Biraz daha beklemeye karar verdi. Başucundaki kitabı alıp okumaya çalıştı. Olmuyordu. Sadece kitaba bakıyordu. Aklı Yibo'daydı. Şimdi karşılaşmasalar bile sabah yüz yüze geleceklerdi.

     Kapısı çalınca irkildi. Öyle derin dalmıştı.

     Nefesini tuttu. Uyumuş numarası yapıyordu.

     - Uyumadığını biliyorum. İçeriye geleceğim korkma diye haber veriyorum.

     - Gelme Yibo uyumak üzereyim. Yarın ko.. Yaa korkuttun beni.

     - Sean, bak yine diyorum Sean.. Zhan değil. Seninle konuşacağım. Geldiğimizden bu yana bir saat geçti. Salonda düşünmekten başımda saç kalmadı. Artık aramızda olanlara bir açıklık getirmeliyiz. Böyle köşe kapmaca oynamak istemiyorum. Ben.. Ben kendimden eminim ve söylüyorum. Senden çok fazla hoşlanıyorum Sean. Senin her halin beni kendine çekiyor. Lütfen bir şey söyle.

     Yibo ilk kez bir aşk itirafı yapmanın sıkıntısını yaşıyordu. Başını öne eğip konuşmuştu. Gözlerine bakamıyordu. Sabır ve heyecanla onun cevabını beklemeye başladı. Saniyeler dakikalara döndü hala bir yanıt yoktu. Onun biraz önce ne söylediğini duymuştu ama anlamamıştı. Sonra ise yanlış yorumlamıştı.

     *Tanrım buradan gitmek istiyorum.* demişti Sean.

     Yibo bunu duyduğunda kalbi yerinden çıkacaktı sanki. Onu bu kadar yanlış anlamış olamazdı. Üzüntüyle odayı terk etmek üzereydi.

     - Sean üzgünüm... Sanırım... Sean? Seaan neredesin? Ah yüce yaratıcı yoksa korktuğum başıma mı geldi?

     Hemen Nolan ve amcasına bağlandı. Onların konuşmasına fırsat vermeden bağırdı.

     "Amca, Nolan yetişin yardım edin. Sean kayboldu.'

     İkisi birden panikle bağırdı.

     "Neee? Ne demek Sean kayboldu? Odalara her yere baktın mı?

     "Bakmadım çünkü yanımdaydı. Sırtım ona dönüktü. Konuşmak için baktığımda o yok olmuştu. Nolan kesin kaçırdılar onu.

     "Yibo sakin ol bir saniye. Evin koruma altında değil mi? Nasıl sızdılar veya sızdı biri  içeriye?

     "Ahh evet bariyer var hala ama Sean yok. Aniden kayboldu. Başka ne olabilir?

     "Yibo olayı anlayamadık. Siz evdeydiniz ve Sean birden yok oldu öyle mi? Ondan önce bir şey duydun veya hissettin mi? Bariyeri kırsalar bilirdin değil mi?

     "Evet mutlaka bilirdim. Bariyer sağlam şu an hiç bir sızıntı yok. Aghhh yüce yaratıcı yoksa.. Amca, Nolan çıkıyorum galiba çözdüm olayı. Size bilgi veririm sonra.

Innocent Mafia ~ YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin