Bölüm 2 : Behlül Maça Kaçar!

52.7K 1.8K 195
                                    

Düzenlenmiştir.

Ayça'dan

İrem ilk gün telaşıyla hala ortada dört dönerken kapımın çalmasıyla pencere kenarından benim masamın yanına kadar geldi.

"İrem Hanım, Murat Bey sizi odasında bekliyor." İrem üstüne çeki düzen verip CV sini eline aldı.Kafasını yukarı kaldırdıktan sonra bir iki dua mırıldanıp odadan çıkmadan önce bana döndü.

"Hadi İrem kaçar!" el sallayıp odadan çıkarken ben de sorun çıkmaması için dua ediyordum.Çünkü İrem pireyi deve yapabilecek potansiyelde oluyordu bazen.

İrem'den

Koridorda önümden kıvırtarak giden sarışın sekreterle beraber büyük kapının önünde durakladım.Sarışın kapıyı iki kere tıklayıp bir adımda içeriye girdi ve kapıyı hafif açık bıraktı.Bir şeyler söyledikten sonra geçmem için kapıyı açtı ve ilk adımımda ben de odanın muhteşem ferah havasını solumaya başladım.İlk gözüme çarpan odanın bir duvarını boydan boya kaplayan cam duvar olmuştu.Zaten başka bir şey de pek ilgimi çekmemişti.

"Buyrun İrem Hanım." diyen ve patronum olduğunu tahmin ettiğim adamla ağzım şaşkınlıktan ayakkabımın burnuna değecekti neredeyse.'Senden patron falan olmaz, git modellik yap!'demelik tipi olan adam benim adımı söylemişti.Murat Bey bu adam mıydı ve ben haftanın beş günü bu adamla mı çalışacaktım?

Masasının tam karşısında duran çift kişilik deri koltuğu oturmam için gösteren adam bana kısa bir bakış atıp tekrar önündeki dizüstü bilgisayarla ilgilenmeye başladı.Heyecandan CV dosyasının kenarını tekrar dudaklarım arasına almış işkence etmekle meşguldüm ben de.

"Kayıtlara göre bana CV dosyanız ulaşmamış.Büyük ihtimalle personel müdüründe kalmıştır.Yanınızda yedeği var mı?" ayağa kalkıp dosyamı bilgisayarının klavyesinin üzerine itinayla yerleştirdiğim patronum ilk kez ciddi anlamda beni incelemeye karar vermiş olacak ki kahverengi gözleri üzerimde on saniye dolaşmıştı.Kalktığım koltuğa geri oturup dosyama göz gezdirmesini beklerken, adam sadece dosyamın kapağının kenarına odaklanmıştı, derin bir şeyler düşünür gibi bir hali vardı.Baş parmağını belirli bir yerin üzerinde gezdirdikten sonra koyu kırmızı renk bulaşan parmağını havaya kaldırdı ve ona bakan gözlerime soru sorar gibi bir ifade takındı.Ben de hayretle ne olduğuna bakarken Murat Bey gözlerini kısarak çarpık bir gülüş yerleştirdi dudaklarına.Tamam, itiraf ediyordum ki adam fazla yakışıklıydı.Hatta fazladan da fazla.Ve ben karşısında erimemek için muhteşem oyunculuk yeteneğimi konuştururken bile çok fazla susuyordum.

"Galiba, rujun bulaşmış." Nereden bulduğunu bilmediğim peçeteye parmağını silerken rujun renginde kırmızının her bir tonunu üstümde taşıdığıma inanmak istemiyordum.İlk iş günüm rezilliğimle başlamış, büyük ihtimalle de başladığı gibi gidecekti.

"Ben özür dilerim, farkında değildim." yapabileceğim en düzgün açıklamayı yaptığıma inanırken Murat Bey bana bakmayı bırakmış, dosyama hızla göz gezdirip tekrar bilgisayarına yönelmişti.Kendimi kasmış bir halde yerimde otururken omzuma dökülen saçlarımı yolmak istiyordum.Adam benim dört yılda bitirdiğim üniversitemi ve mesleğimi iki dakikada ezip geçmişti neredeyse.

"Ben çıkayım mı?" bakışlarını bilgisayardan çekip tek eliyle yanına gelmemi işaret etti.Merakla masanın yanına geldiğimde altı evden oluşan bir sitenin bahçe tasarım maketini gördüm ekranda.

"Sence sitenin giriş kapısı üç evin arasına paralel kalacak şekilde mi olmalı yoksa ikişerli ayırarak bahçeyi mi kısıtlamalıyız?" beni sınamak için sorduğu soruyu yoldan geçen herhangi birine sorsa mantıklı bir cevap alırdı zaten.

AŞK İŞİ | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin