Bölüm 30 : İstifa Ediyorum

18.1K 959 13
                                    

Düzenlenmiştir.

Ayça'dan

İrem ile eski halimize dönmemizin ardından yaklaşık bir hafta geçmişti.Bana karşı soğuk olan tavrı gün geçtikçe eski haline dönmüştü.Yani artık turşu yerken bir tabak da bana getiriyordu, o kadar diyeyim.

"Name dışarı çıkalım mesai bitince dedi, uygun mudur?" kafasını kapıdan uzatan İrem'e gülümseyerek cevap verdim.

"Tamam, olur.Nereye gideceğiz?"

"Bilmiyorum.Kafasını dağıtmak istiyormuş." başımı olumlu anlamda salladığımda odamın kapısı kapandı.Bakalım bu sıralar üstüme aşırı düşen Yağız Bey ne diyecekti bu duruma?

***

"Gidemezsin demedim fark ettiysen, gitmesen senin için daha iyi olur dedim Ayça!" Yağız öfkeli sesini her ne kadar kontrol altına almaya çalışıyor olsa da odamın camını titreten sesi kalbimin hassas camında birkaç çatlağa yol açmıştı bile.Ama o bunu göz ardı ederek -belki farkında bile değildi- beni kendi eliyle sınırlarını çizdiği bir çembere itiyordu.Ve ben de amansızca geri adım atarak ona direniyordum.

"Yağız, abartıyorsun.Kız kıza çıkalım dedi Name, ne deseydim?Yağız da gelecek mi deseydim?Hem baksana Murat'a, o İrem'e karışıyor mu?" kravatını tahammülsüzce çekiştirerek gevşettiğinde kendini tutan tüm bağları koparmış gibi bir ifade geçti gözlerinden.Hatta sınırlarından taşan damlayı soyut halde görmüş gibi oldum.

"Sana güvenmeye çalışıyorum ve bunu kırıyorsun.Bir ilişki yaşamaya çalışıyoruz ve sen bunu önemsemiyorsun.Benden de bu kadar Ayça, git nereye istersen." duyduklarımla beraber titremeye bacaklarım kapının çarpılması ve odada esen soğuk rüzgarla beraber beni daha fazla taşıyamadı ve masaya tutundum.Gözlerim hem sinir hem de düş kırıklığıyla dolarken, beynim duyduklarını tüm mahkemeleriyle yargılıyordu.
Ve her mahkeme kararını bizim aleyhimize işliyordu.

***

"Name, kendine gelir misin?Dalıp dalıp gidiyorsun." aramızdaki tek yüzü gülen insan İrem'di ve dışarı adım attığımızdan itibaren tek yaptığı asık suratlarımıza tebessüm yerleştirmeye çalışmaktı.

Name omuz silktikten sonra bakışlarını bana çevirdi.

"Beni de bunalıma sokacaksınız.Güler misiniz biraz?" söyledikleri bir kulağımdan girip diğerine geçene kadar un ufak olurken bakışlarımı masanın üzerinde duran telefonun kararmış ekranından çekerek camdan duvarların arkasında kalan insanları izlemeye koyuldum.

Aramıyordu ve aramasını bekleyecek sabırdan eser yoktu bende.Telefonu masanın üzerinden alarak çantaya koydum.İrem'in bu hareketimi göz ucuyla takip ettiğinin farkındaydım ama ona bir şey söylemedim.Aramızda geçenleri az da olsa biliyordu.

"Artık o lanet olası iş yerine topuklu ayakkabımın ucuyla bile basmak istemiyorum." Name durup durup yine bir bomba bırakmıştı masanın ortasındaki sessizliğe.Üstelik neler olduğu hakkında yine bir şey anlatmamıştı.Tek yaptığı arada bir Korkut hakkında bir şeyler söylemekti.

"Ne oldu yine?" kahve bardağını bir kenara iterek ikimizin yüzüne de baktı sırayla, ardından bakışlarını masaya çevirdi.

"Yaptığım ve yapmadığım her şeyden sonra azar işitiyorum çünkü.Neymiş efendim, beyefendi parfümümü sinek ilacı kokusuna benzetmiş, bir daha kullanma diyor!Sanane benim parfümümden ya, niye kokluyorsun benim parfümümü?" gözlerim şaşkınlıkla açılırken İrem'in de benden pek bir farkı olmadığını gördüm.Name derin bir nefes alıp tekrar ağzını açtığında masaya gelen garsonla ağzı açık kaldı.

AŞK İŞİ | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin