Bölüm 47 : ERTEKİN

11.7K 567 83
                                    


Name'den

Hamileliğimin gül gibi geçmekten ziyade bana eziyet verdiği günlerden birine uyanmış, aynadaki aksimden hafif belirginleşen karnımı inceliyordum.Üç aylık olan bebeğim her sabah beni bulantılarla uyandırıp varlığını hatırlatırken Korkut'un da ondan aşağı kalır yanı yoktu.Her sabah kahvaltı için eve geliyordu ve işe beraber gitmeye başlamıştık.Doktor kontrollerimi büyük bir özenle takip etmesinin yanı sıra aynı evde kalma fikrini bana empoze etmeye çalışıyordu.

Üzerimdeki, göğsümün altına kadar sıyırdığım tişörtü düzelttikten sonra yavaşça odamın kapısına yöneldim ama çalmaya başlayan telefonumla geri dönüp aramayı yanıtladım.

"Alo?"

"Günaydın.Nasılsın bu sabah, bulantın var mı?" görmeyeceğini biliyor olsam da gözlerimi devirdim.

"İyiyim Korkut, bomba gibiyim.Ve evet yine bulantım var." odamdan çıktıktan sonra mutfağa yönelip çay içtiğini bildiğimden çayı koydum ocağa.

"Ben bugün gelmeyeceğimi söylemek için aramıştım." kaşlarım çatılırken az önce açtığım ocağı kapattım.Boğazımı temizledikten sonra yavaşça salona ilerledim ve karşı taraftan bir ses gelmemesine rağmen koltuğa oturana kadar bekledim.

"Tamam." dudaklarımdan dökülmek için can atan kelimeleri elimin tersiyle itip sustum.

"Tamam o zaman.Kapatıyorum." onun kapatmasını beklemeden ben kapattım telefonu.Yerle bir olan moralimin kırıntılarını yerden toplamaya üşenerek ayağa kalktım ve hızla bir kahvaltı hazırladım kendime.Hepsini bir bir karnıma indirdikten sonra etrafı toparladım ve tekrar aynı koltuğa oturdum.Telefonuma gelen bir bildirim var mı diye kontrol ettim ama sonuç hüsrandı.Korkut Bey bir aramayı bırak, bir mesaj atmaya bile düşünememişti demek ki.Acaba telefonu yüzüne kapattığım için mi böyle yaptı diye düşünmüş olsam da nazımı çekmesi gereken o'ydu.

Dakikalar yerini iki saate bırakırken evde oturmaktan sıkılıp ve spor kıyafetlerimi giyerek çıktım evden.Evimin sokağından çıkıp deniz kenarına varana kadar durmadım.Nihayet kendimi bir banka atabildiğimde derin bir nefes alarak arkama yaslandım.Saniyeler geçerken yürümekten yorulan bedenim kendini daha da belli etmeye başlamıştı.Ayaklarım sızlıyor, dizlerim tutmayacak gibi hissediyordum.Elim gayrı ihtiyari bir şekilde telefonuma gitmiş ve son arananları açmışken arayıp aramamak konusundaki tereddütüm devam ediyordu.

Tam kararımı vermiştim ve tuşa dokunacaktım ki birden telefon çalmaya başladı.Arayan Korkut Bey'in ta kendisiydi ve bu aklıma Aslı Güngör'ün "Kalp Kalbe Karşı Derler" şarkısını düşürmüştü.

Telefonu cevaplayıp kulağıma götürdüğümde yüzümde küçük bir tebessüm vardı.

"Name nerdesin sen?" kaşlarım çatılırken tebessümüm azıcık daha arttı.

"Dışarıdayım." küçük bir patırtıdan sonra derin bir nefes alma sesi doldu kulağıma.

"Farkındayım dışarıda olduğunun.Kapıyı çalıyorum açan yok!Neredesin söyle yanına geliyorum." birkaç gürültü ve hemen ardından kapanan bir kapının sesi.Sanırım apartman kapısı...

"Deniz kenarına geldim ben.Evde sıkılınca." araba kapısının açılması, kapanması ve hemen ardından gelen motor sesi.

"Yürüdün mü o kadar yolu?Gerçekten bravo Name!Çok düşünüyorsun karnındaki bebeği!Kapatıyorum telefonu hemen konum at!" kaşlarım çatılırken yüzüme kapatılan telefon gözlerimin dolmasına yetmiş de artmıştı bile.

Bebeğimi düşünmüyordum ben öyle mi?Gözlerim karnıma çevrilirken, avuçlarımı montumun üzerinden bile hissedebildiğim küçük çıkıntıya yasladım.Banka bıraktığım telefon çalmaya başladığında gözümden damlamaya başlayan yaşları umursamadım.

AŞK İŞİ | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin