Bölüm 14 : Ba-sıl-dık!

23.5K 1.1K 34
                                    

Düzenlenmiştir.

İrem'den

Rezil olmak, şu an içinde bulunduğum durumun yanında çok masum kalıyordu.Ben Murat Bey ve Yağız Bey'e çok fena rezil olmuştum.Ayça'yı saymıyorum bile, hayatının geri kalanında ağzından düşürmeyeceği bir koz vermiştim ona.Allah'tan garsonu tanımıyordum, ama onun da çiçeğe bakınca aklına geleceğinden emindim.

Kahvemden bir yudum aldığımda son on dakikadır yaptığım gibi sağa sola bakmaya başladım masadakilerle göz göze gelmemek için.Ama bu pek işe yaramamıştı.Murat Bey'in gülmesiyle ona döndüm.Kaşlarım çatıldığında dizlerime koyduğum çantamı sıkıyordum bir elimle.

"Abartmasanız artık Murat Bey!" şaşkın şaşkın bana baktıktan sonra yine gülmeye başladı.Bildiğin gel beni öldür diye bağırıyordu adam, günaha davet ediyordu yani!

"Sana gülmedi ki Murat Bey, Yağız Bey bir şey söyledi ona güldü." yanaklarıma giden kana karşı koyamazken tekrar rezil olduğumun farkındaydım.Konu daha fazla uzamadan kapandığında Yağız Bey sessizliği böldü.

"Kalkalım mı artık?" Ayça onaylayan bir kaç şey söyledikten sonra hesabı centilmen hareketiyle Murat Bey ödemişti.Ardından garaja indiğimizde arabalarımıza binip ayrılmıştık.

***

Ayça'dan

"Bugün hiçbir şey söyleme şu çiçek konusunda, yoksa boğarım seni!" İrem üzerine giydiği beyaz üzerine mavi işlemeli kısa şort tulumu düzelttikten sonra beyaz el çantasını da alıp arabadan inmişti.Beni beklemeden şirkete girmiş asansöre ilerlerken yeşil ceket elbisem ve siyah topuklu ayakkabılarımın el verdiği hızla ben de ona yetişmeye çalışıyordum.Asansöre tam bir iki adım kala kapanan kapının ardından aklıma dün Yağız Bey'i beklemeden asansöre bilmem geldi.Yüzümde bir gülümseme oluşurken yanıma gelen ve asansörü çağırma tuşuna basan Yağız Bey ile hemen sıyrıldım düşüncelerimden.

"Günaydın Ayça." selam vermesine şaşırıp kalırken hızla toparlandım.

"Günaydın Yağız Bey." kafasını bana çevirip gülümsedikten sonra gözleri üzerimde dolaştı ve gülümsemesi yavaş yavaş kayboldu.Ben de acaba kıyafetimde bir sorun mu var diye bakınırken yavaşça koluma dokunup kendine bakmamı sağladı.

"Üşümüyor musun sen böyle?" ne dediğini anlamaya çalışırken aklımdaki tilkilerden birkaçı sinsice sırıtmaya başladı.

"Nasıl üşümüyor muyum?" tekrar kıyafetlerime baktıktan sonra gözlerini kapatıp bir kaç saniye sonra geri açtı.O sırada açılan asansör kapısından içeriye girdiğimde hemen yanıma gelip hızla bizim katın tuşuna basmıştı.

"Biraz kısa değil mi?" kafamı eğip etek boyuna baktığımda gayet de normal bir boyda olduğunu görmemle kaşlarımı çattım.Yani dizimden dört parmak yukarıdaydı en fazla, ya da beş.

"Yoo, kısa falan değil.Gayet rahat böyle." kafasını henüz açılan asansörün kapısına çevirdikten sonra çıkıp etrafa baktı.O sırada asansör kapısının önünde duran bedeni benim çıkmamı engelliyordu.

"Yağız Bey, çekilir misiniz?" son kez sağa sola bakıp kolumdan tutarak beni çıkardı.Ne yaptığına anlam veremezken beni kendi odama sokup kapıyı kapattı.Ellerini beline koyup bir kaç adım attı.Gerginliğinin nedenini anlayamasam da biraz tırsmıştım, kabul.

"Bugün odandan çıkmak yasak!" oldu olacak kelepçele beni koltuğa, ne demek odandan çıkmak yasak.Ben iki seçimdir oy kullanıyorum canım, senin haberin var mı?Özgürüm yani, hür irade denen şeyden bende bolca var!

AŞK İŞİ | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin