Ciyes ve diğerlerinin yolculukları başladığında, güneş gökyüzünde yavaşça batmaya başlamıştı. Askerlerin atlarının ayak sesleri, geniş ormanın içinden yankılanıyor ve doğanın içinde bir ritim oluşturuyordu. Ciyes'in gözleri, ileriye doğru bakarken ötelere bakar gibi hissetti. Bu yolculuk, kendisine tanıdık gelmekteydi, sanki uzun zamandır beklenen bir anın gerçekleşmesiydi. Gözleri, ileride kendilerini nelerin beklediğini merakla ararken, Leona'nın yanında yarı belirsiz bir silüet fark etti. Bu silüet, gizemli bir güce sahip gibi görünüyor ve Ciyes'in içinde bir uğultu yarattı. Karanlıkla aydınlığın sınırlarının genişletildiği bu an, Ciyes'in içindeki karanlık ve arasındaki dengeyi sorgulamasına neden oldu.Astro'nun seçtiği askerler, gözlerini açık tutmuş ve her anlamda hazır bir şekilde ilerliyorlardı. Karanlıkla dolu bu ormanda ilerlemek, onları hem korkutuyor hem de heyecanlandırıyordu. Her adım, yeni bir maceraya atılmak gibiydi ve geleceğe dair gizemli bir umut taşıyordu.
Kalean, Ciyes'e dönerek sessizce konuştu: "Bu yolculuk sadece dış dünyada değil, iç dünyamızda da derin bir yolculuğa işaret ediyor gibi hissediyorum. Belki de bu, bize karanlıkla savaşırken içimizdeki karanlıklarla da yüzleşme fırsatı verecek."
Ciyes, Kalean'ın sözlerini düşünürken, etraftaki sessizlik duvarları yırtıp geçiyormuş gibi gelmişti. Her adımda, bir öncekinden daha da derinleşen bir gizemle kuşatılmışlardı ve her biri, kendi kişisel iç yolculuğunu yapmaktaydı. O, etrafındaki gizemli atmosferin içine girerken adımını daha derin bir merakla atıyordu. Etrafındaki doğa, hem huzur hem de bir gizemle doluydu. Leona ise, doğuştan gelen ruhu bir dengeyi tıslayarak, yüreğindeki doğrularla daha da uyumlu hale gelme çabasını durdurmadı. Yolculukları sadece dış dünya ile değil, aynı zamanda iç dünyalarıyla da bir yolculuk sürecek.
Leona, bir an için durdu ve etrafındaki doğayı inceledi. Yemyeşil ağaçların arasında ki sessizlik, ona hem huzur hem de gizem dolu bir heyecan veriyordu. Yolculuklarının ne tür sınavlarla karşılaşacaklarını kimse bilemezdi. Ancak her biri, içlerindeki cesaret ve kararlılıkla bu belirsizliklerle yüzleşmeye hazırdı.
Lira, sessizlik içindeki düşüncelere dalmış gibi görünüyor. Yıldızların ışın atlarının tüylerinde parıldarken, her biri kendi iç dünyalarında geçmişle ve gelecekle hesaplaşıyordu. Yolculukları, sadece diyarlarının kaderini değiştirmeyecek, aynı zamanda içsel bir kullanımda da beraberinde getirecekti. Lira, doğanın seslerini dinlerken yarı sesle söylendi: "Bu orman, bize birçok sırrı ve gerçeği açıklayabilir. Belki de burada, kaybolmuş parçaları geri kazanma şansına sahip olabiliriz."
Astro, gökyüzündeki yıldızları izlerken, bir an için derin bir dinginlik hissediyor. Gelecek için umut dolu bir heyecan içinde ilerleyen bu yolculuklar, onların hem dış hem de iç dünyalarında büyük bir değişime sürüklenecekti. Gökyüzünü izlerken bir an için derin bir düşünceye daldı ve sonra sessizce ekledi: "Kim bilir, belki de bu yolculuk, bize sadece diyarlarımızın kaderini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda içsel bir dönüşümü de beraberinde getirir. Biz, bu macerada yenilmezliğimizi ve dayanıklılığımızı bulacağız."
Yolculuğun ilerleyişi, sadece dış dünyayla değil, aynı zamanda iç dünyalarıyla da derin bir etkileşim içinde ilerliyordu. Her birinin kendi iç yolculuğuna çıkarken, çevrelerinde gelişen olaylar ve doğanın sesleri, onları bilinmeyen sırlarla ve gerçeklerle buluşturuyordu.
İlerleyen saatlerde Ciyes, atının üzerinde Leona'ya döndü ve sordu: "Leona, sen hiç böyle bir yolculuk yapmayı düşündün mü?" Leona, gülümseyerek yanıtladı: "Hayır, aslında hiç düşünmemiştim. Ama şimdi buradayız ve bu görevi tamamlamak zorundayız. Bu yolculuk, hayatımızın en önemli anlarından biri olacak ve bu anılar, hayatımız boyunca bizimle kalacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALET KASABA
Fantasy(Yenilendi ve daha kapsamlı hale getirildi) 9 krallık.. Büyük bir savaş ve kara büyü.. Geçmişte kara büyüye verilen savaşı kazanan bütün diyarın orduları şimdi tekrardan aynı tehlikenin içerisinde. Tek yol Güneş Taşı'nı kullanmak. Kahramanımız Ciyes...