KARA BÜYÜCÜ

15 3 4
                                    

İHANET

Kuzey Krallığı'nda sarayın derinliklerinde, gece sessizliği hüküm sürerken, Komutan X, tesadüfen Asena'nın odasının açık olduğunu fark etti. Masanın üzerindeki mektupları okuduğunda, gözleri şaşkınlıkla açıldı. Hızla Kral Aras'ın huzuruna koştu ve durumu anlattı.

"Majesteleri," dedi titreyen bir sesle, "Asena'nın Komutan Altair ile gizli bir ilişkisi olduğunu keşfettim. İşte kanıtlar!" Mektupları kralın önüne koydu.

Kral Aras, mektupları okuyunca öfkeyle dolu bir karar aldı. "Bu ihaneti affedemem! Sarayı derhal kilitleyin! Asena'yı bulun ve bana getirin!" diye buyurdu sert bir sesle.

Komutan X, kralın emrini yerine getirmek için hemen harekete geçti. Sarayın kapıları kilitlenirken, Asena ve Experado, gizli geçitlerden kaçmaya çalışıyorlardı. Experado, Asena'ya "Sakin ol, Asena. Kralın adamları her yerde. Benimle gel, seni güvende tutacağım," dedi.

Asena, Experado'nun kararlı tavrından güç alarak, "Teşekkür ederim, Experado. Senin yardımın olmasa ne yapardım bilmiyorum," dedi.

Sarayın koridorlarında sessizce ilerlerken, her an tehlikenin farkında olarak hareket ediyorlardı. Kralın adamları, sarayı karış karış arıyordu. Komutan X, kralın emirlerini yerine getirmek için tüm gücünü kullanıyordu. "Asena'yı bulmalıyız, Majesteleri. O, krallığa ihanet etti," dedi kararlılıkla.

Kral Aras, huzursuz bir şekilde sarayın odalarını gezerken, X'e "Asena'nın ihanetini asla affetmeyeceğim. Onu bulduğunuzda, en ağır cezayı verin!" diye emir verdi.

Asena ve Experado, karanlık koridorlarda ilerlerken, her adımda tehlikenin arttığını hissediyorlardı. "Experado, buradan nasıl kaçacağız?" diye sordu Asena, endişeyle. Experado, "Sakin ol, Asena. Bir yolunu bulacağız. Benimle gel," dedi ve karanlık koridorlarda ilerlemeye devam ettiler.

Sarayın gizli geçitlerinde yol alırken, her an yakalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorlardı. Ancak, birlikte hareket ederek, cesaretlerini ve umutlarını kaybetmediler. Krallıktan kaçmak için, her türlü zorluğun üstesinden gelmeye hazırlardı.

Kral Aras, sarayın her köşesini kontrol ederken, X'e "Asena'yı bulana kadar durmayacağız. Krallığın güvenliği tehlikede!" diye bağırdı. X, kralın öfkesini hissedebiliyordu. "Majesteleri, Asena'yı bulmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız," dedi kararlılıkla.

Asena ve Experado, sarayın dışına doğru ilerlerken, krallığın sınırlarına yaklaştıklarını hissediyorlardı. Ancak, yolculukları henüz bitmemişti. Önlerinde, yeni tehlikeler ve zorluklar bekliyordu.

KARA BÜYÜCÜ

Yaratıklar ile yolculuk yapan Ceku, yaratıkların gözlerindeki gizem ve güçle baş başa kaldı. Kara Büyücü'nün hizmetkarları olduğunu iddia eden bu figürler, Ceku'nun iç dünyasını sarsıyordu. Gelecekteki kararının ağırlığını hissediyordu; dostlarının ve kendi kaderi bu anın içinde saklıydı.

Yolda yaratıkların sessizliği, Ceku'nun iç çatışmalarını daha da derinleştirdi. Kara Büyücü'nün çağrısını kabul etmek, gücünü yanlarında hissetmek anlamına gelebilirdi. Ancak bu, Ceku'nun geri kalan hayatını tamamen değiştirecekti. 

Ceku, uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra Gehenna Krallığı'na ulaşmıştı. İlk başta neden Gehenna Krallığı'na geldiklerini anlamasa da fark etmesi uzun sürmedi. Gehenna Krallığı onun ve arkadaşlarının yokluğunda sessizce istila edilmiş ele geçirilmişti. 

Doğup büyüdüğü toprakların artık Kara Büyücü tarafından ele geçirildiğini görmek, onu derin düşüncelere sürüklemişti. Anılarının ve sevdiklerinin bu karanlık güç tarafından tehdit altında olduğunu bilmek, Ceku'nun içinde karmaşık duygular uyandırıyordu. Yorgunluk ve endişe içindeydi. Doğup büyüdüğü toprakların artık Kara Büyücü tarafından ele geçirildiğini görmek, onu derinden sarsmıştı. Köyünün yıkılmış evleri, kavrulmuş tarlaları ve sessiz sokakları, Ceku'nun içinde bir yangın gibi yanıyordu.

Yaratıklar sessizce Ceku'yu bir odaya yönlendirdi. Kapının ardında beklerken, zihninde bin bir soru dönüyordu. Kara Büyücü'nün amacı neydi? Neden Ceku'yu buraya çağırmıştı? Ve en önemlisi, Ceku bu savaşın içinde nasıl bir rol oynayacaktı? 

Oda karanlıktı, duvarlar taşla kaplıydı ve havada hafif bir nem kokusu vardı. Ceku, pencereden dışarı bakarken, gözleri uzaklara kaydı. Gece göğünde yıldızlar parlıyordu, ama Ceku'nun içindeki yıldızlar sönmüş gibiydi. Geleceğe dair umudu, karanlık bulutlar örtmüştü.

Derken kapı açıldı ve içeriye giren figür, Ceku'nun nefesini kesercesine şaşırttı. Kuzey Krallığı'nın en büyük komutanı Altair, odaya adım attı. Yaratıklar saygıyla eğildi ve Altair'e selam verdi.

Ceku, yaratıkların selam verdiği an, içinde karmaşık duyguların bir fırtına gibi koptuğunu hissetti. Altair'in gerçek kimliği, geçmişte yaşadıkları ve şimdi karşısında duran bu karanlık figür... Her şey bir araya gelmişti ve Ceku'nun iç dünyası çalkalanıyordu.

Yavaşça geri çekildi ve kendi kendine düşüncelere daldı. Geçmişte Altair ile paylaştığı anılar, dostlukları ve savaşın getirdiği acılar... Artık her şey daha anlamlıydı. Ama gelecekte ne olacaktı? Bu savaşın sonu nereye varacaktı? 

Tam o sırada Altair, elinde siyah bir top şeklinde duman oluşturdu. Oda aniden sis bulutlarıyla kaplandı. Ceku, gözlerini kısarak etrafı süzdü. Dumanın içinden Altair'in sesi yankılandı:

Altair, Ceku'ya doğru yaklaştı. "Geleceğimiz bu anın içinde şekillenecek," dedi. "Birlikte savaşalım."

Ceku, Altair'ın gerçek kimliğini öğrendiğinde dünya başına yıkılmış gibiydi. Kara Büyücü'nün aslında Kuzey Krallığı'nın en büyük komutanı olduğunu bilmek, Ceku'nun içinde karmaşık duygular uyandırmıştı. Geçmişte Altair ile yaşadıkları anılar, şimdi daha da anlam kazanıyordu.

Altair, sessizce odanın ortasına doğru ilerledi. Gözleri Ceku'nun gözlerine sabitlendi. "Evet, Ceku," dedi soğukkanlı bir sesle, "Kara Büyücü benim. Ancak amacım sadece dünyayı ele geçirmek değil. Daha büyük bir tehlike var. Bu savaşın içinde senin gücün, bize umut olabilir."

Ceku, hem geçmişin yükü hem de geleceğin belirsizliği arasında sıkışmıştı. Altair'ın teklifi, hem kişisel hem de evrensel bir karardı. Ceku, kılıcını belinden çıkardı ve içindeki cesareti topladı. Artık seçim yapma zamanı gelmişti.

Altair, Ceku'ya doğru yaklaştı. "Geleceğimiz bu anın içinde şekillenecek," dedi. "Birlikte çalışmalıyız."

Ceku, gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Geçmişin hayaletleri ve geleceğin belirsizliği arasında duruyordu. Ancak bir şey kesindi: Bu savaşta, dostlarının ve krallığının kaderini değiştirecekti.

Ceku, içindeki kararlılıkla, "Öyle olsun," dedi. "Birlikte savaşalım."

HAYALET KASABAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin