(Defne'den)
Annemin sesiyle uyandım.
-Defne hadi kızım uyan Can ile birlikte yemeğe gidecektiniz.
-Saat kaç anne?
-20.00
-Tamam önce bir duş alayım sonra hazırlanırım.
Kendimi zorla yataktan kaldırdım Can ile asla yemeğe gitmek istemiyordum ama mecburdum.Hızla duş alıp üstüme siyah askılı uzun bir elbise geçirdim.Kendime fazla özenmeden saçımı at kuyruğu bağladım.Dışardan korna sesleri duyup dışarı çıktım.Can gelmişti.Ön koltuğa yanına oturdum.
Yanağımdan öpmek istedi ama kafamı çevirdim.Onunla bu anlamsız ilişkiyi devam ettirmek istemiyordum ve sinirlenince gözü dönen bir insanı istemiyordum.
-Defne özür dilerim o gün sana bağırdığım için ilişkimize bir şans daha versen olmaz mı?
-Bunu yemekte konuşuruz Can şuan konuşmak istemiyorum.
Kafamı cama dayayıp gözlerimi kapattım.Yağız nerdeydi acaba numarası da olmadığı için arayamıyordum.Anıl'dan da hiç ses çıkmadı.Hiçbiri beni umursamıyordu.
Güzel pahalı bir restoranın önünde durduk ve indik.Masaya geldiğimizde masanın güllerle süslendiğini gördüm.Can gerçekten boşuna çabalıyordu.
-Ne gerek vardı bu kadar organizasyona?
-Senin için her şeye değer sevgilim.
Cevap vermedim.Garson geldi yemekleri sipariş ettik.Canım hiçbir şey yemek istemiyordu.Sadece salatamdan iki üç çatal aldım.
-Neden yemeğinden yemiyorsun beğenmedin mi? Yenisini sipariş edebiliriz.
-Yok her şey çok güzel aç değilim.
Elimi tuttu.
-Defne ben seni çok seviyorum.Lütfen böyle saçma şeyler için bitirme.
-Ben seni arkadaştan öte göremedim Can.Üzgünüm.Denemek istedim belki severim diye ama olmadı özür dilerim.
Can'ın üzülmesini istemezdim ama onu seviyormuş gibi yapmak beni zora sokar ve onu daha fazla üzerdi.Çantamı alıp ayağa kalktım.
-Ben artık eve gideyim.
-Peki dediklerine saygı duyuyorum.Eve ben bırakırım.
-Gerçekten gerek yok taksiyle giderim.
-Hadi defne kırma beni.
Daha fazla ısrarına dayanamayarak arabasına bindim.Evin önüne gelince Can ile vedalaşıp arabadan indim.Arkadan bir ses:
-Defne
Bu oydu.Yağız..
Beni Can ile görmesi hiç iyi olmamıştı.
(Yağız'dan)
Ali'nin verdiği adrese geldim.Büyük bir villaydı.Bahçesinde ve kapıda bir sürü koruması vardı ama hiçbirinden korkmuyordum.Hepsini hallederdim.
Torpidodaki silahı alıp susturucu taktım ve belime koydum.Villanın arkasından dolandım ve çitlerin üstüne tırmanıp sessizce atladım.Önümde olan arkası dönük iki korumanın sırtına sıktım.İkisi de yere yığıldı.Hızlıca ilerleyip önüme çıkan korumalara tek tek sıktım.Arkamdan gelen biri boynumdan yakaladı.Ayağına tekme atıp yere düştük.Biraz hırpaladıktan sonra bayıltmayı başardım ve kalktım.Çıkan sesler yüzünden bütün korumalar dışarı çıktı.Hepsi ellerindeki silahları bana doğrulttu.Ölmekten asla korkmuyordum ama o iti bulamayıp ölmekten korkuyordum.Tam o sırada arkadan bir ses duydum.
-İndirin silahları
Yaklaşınca fark ettim ki bu o şerefsizdi.İşte yıllardır aradığım karşımdaydı.Gözlerimi resmen ateş bürümüştü.Ona doğru koşup yakasını tuttum.Onu şuracıkta gebertmek istiyordum.Korumalar da üstüme gelip beni yere fırlattılar.Ah keşke Anıl ve Mert'i de yanımda getirseydim diye geçirdim içimden.
-Demek beni arıyorsun benim biricik oğlum.
-Ben senin oğlun falan değilim bana yaşattığın tüm acıların hesabını sorucam senden.
-Sorsana hadi.Etrafına bir baksana her şey benim.Senin neyin var ki benden hesap soracaksın?
Haklıydı.Onu böyle yenemezdim.Onu en savunmasız haliyle yakalayıp intikamımı almalıydım.O an bu an değildi.
-Atın ulan şunu dışarı.
Korumalar yaka paça dışarı atmaya çalışırken ellerinden kurtulup arabama bindim.Onu bulmuşken kaybedicektim.Sinirle direksiyona vurdum.Hayatım neden bu kadar zordu?
Arabayı hızla sürmeye başladım.Nereye gitmek istiyordum bilmiyorum.Uzun süre sürdükten sonra kendimi Defnelerin evinin yakınında bulmuştum.Ayaklarım neden beni buraya getirmişti bilmiyordum.Ama sanki Defne benim huzurumdu.Evin ön tarafında bir araba durdu ve içinden Defne indi.Arabanın şoför kısmında yine o herif vardı.Adı neydi Can mı? O heriften nefret ediyordum.Neden sürekli Defnenin etrafındaydı anlamıyordum.Arabadan indim ve Defneye seslendim.
(Defne'den)
-Yağız senin ne işin var burada?
Yağız ayakta durmakta zorlanıyordu.Kaşı patlamış ve dudağının kenarı kanıyordu.Elleri de kıpkırmızıydı.
-Ne oldu sana iyi misin?
Onu bu halde görünce çok korktum.
-İyiyim ben sadece seni görmek istedim.
-Yaralarına pansuman yapalım ya da bir hastaneye gidelim baksınlar.
-Gerek yok.Bana sarılır mısın?
Yağız'ın dediği karşısında kalakaldım.Ona sarılmamı istiyordu yoksa o da benden mi hoşlanıyordu?
Ellerimi kollarından geçirip Yağız'a sarıldım.Çok güzel kokuyordu.Gözlerimi kapatıp bu huzur dolu anı dibine kadar yaşamak istedim.Keşke şuan zaman dursa ve biz hep böyle kalsak.Yağız da bana sımsıkı sarılıyordu ama bu hali beni çok üzmüştü.Ne olmuştu böyle ona gerçekten zor bir hayatı olduğu belliydi.
Evin kapısı açıldı ve annem bana seslendi.
-Defne
Yağızla beni sarılırken görmüştü.Bu durumu nasıl açıklayacaktım şimdi?
-Aa sen o çocuksun Defne'yi o gece eve getiren.
-Merhaba ben Yağız.Defnenin arkadaşıyım.
Arkadaşı mı? Beni gerçekten arkadaşı olarak görmüyordur umarım.Çünkü ben onu aşkım olarak görüyordum artık.
-Evet anne Yağız buradan geçiyormuş beni görmek istemiş.Yolda karşılaştık.
Annem:
-Anladım ama senin yüzün neden o halde biriyle mi kavga ettin?
Yağız:
-Düştüm efendim.
-Hadi gel içeri pansuman yapalım sana.İlk yardım kutumuz var.
Yağız:
-Teşekkür ederim ben rahatsızlık vermeyeyim.Evde kendim yaparım.
-Olur mu öyle şey evladım gel hadi.
Yağızla birlikte eve girdik.O kadar heyecanlanmıştım ki annemle tanıştığı için ve benim evime gireceği için.
-Ege uyudu mu anne?
-Uyudu ablası bugün dışarıda çok oyun oynadı yorulmuş.
-Kıyamam ona.
Annem:
-Ben gidip malzemeleri getireyim.Sen pansuman yaparsın arkadaşına tamam mı?
-Tamam annem.
Yağız:
-Teşekkür ederim Defne her şey için.
-Rica ederim.
-Sabah sana haber vermeyip gittiğimiz için kusura bakma acil bir işimiz çıktı.
-Önemli değil.Seni ne bu hale getirdi anlatmak ister misin?
-Düştüm dedim ya.
-İnandım mı sence?
-Demek inanmadın.Bir gün anlatırım ama şuan değil olur mu?
Gerçekten hayatı sırlarla kendiyle ilgili hiçbir şeyi anlatmayan biriydi.Bu gizemli hali beni kendine daha çok çekiyordu.Annem malzemeleri getirip müsade isteyip uyumaya gitti.Yağız ile baş başa kalmıştık ve beni daha fazla heyecan bastı.Önce yarasını temizledim.
-Acırsa söyle olur mu?
-Acımaz merak etme.
İşimi hallettikten sonra kaşının kenarına yara bandı yapıştırdım ve ellerinin üzerine krem sürdüm.Malzemeleri yerine koymak için kalktığımda Yağız elimden tutup beni koltuğa geri çekti.Kalbim hızla atmaya başladı.Şuan fazla yakındık.Yeşil gözlerinin büyüsüne kapılıp gidiyordum.Alnı alnıma değiyordu.Gözlerimi kapattım dudağıyla dudağım arasında çok az mesafe vardı.Tam beni öpecekken evin kapısı birden yumruklanmaya başladı.Yerimden irkilip kalktım.Delikten bakınca gelenin o adam olduğunu anladım.Baba demeye utandığım o adam.Yine en güzel anımın içine etmişti..
>>>>>>Bir bölümün daha sonuna geldik ballı çöreklerimm..
Yeni bölümü nasıl buldunuz? Oylarınızı ve yorumlarınız bekliyorum.Öptümm >>>>>>
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuz Oluruz Biz Seninle
Teen FictionDefne ve Yağız.. Birbirlerini deli gibi seven ama mutsuz olmaktan korkan o çift.Karşılarına bir sürü engel çıkmasına rağmen birbirlerini sevmekten asla vazgeçmediler..Gelin hep birlikte bu güzel aşkı yaşayalım.Onlarla beraber mutlu olup onlarla bera...