Eve & Eve

10.

Size erken bir bayram hediyesi vermek istedim.

Bu nedenle bölümü paylaşıyorum.

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın.

Herkese keyifli okumalar diliyorum.

Ertesi gün Dora erkenden uyandı. Dünkü yaşadığı olayın mutluluğunu hala içinde hissediyordu. Eva ile öpüşmüşlerdi fakat bu ne kadar doğruydu? Eva bir öğretmen kendisi ise bir öğrenciydi.

Eva ile olan yakınlaşmanın verdiği heyecan, mutluluk ve belirsizlik duygularıyla başa çıkmak zor oluyordu. Yeni keşfedilen duygularıyla yüzleşmek için biraz zaman ayırmaya ihtiyacı vardı.

Okul için hazırlanırken aklı hala Eva'nın gülümsemesinde ve dokunuşunda kalmıştı. Onun özgüveni ve samimiyeti, Dora'nın kalbini hızla çalmıştı. Ancak bir yandan da, bu yeni deneyimin getirdiği belirsizliklerle başa çıkmak zorundaydı. İçindeki karmaşık duyguları anlamaya çalışırken, kendi iç dünyasına dalmıştı.

Bir süre sonra, içindeki kargaşayı biraz yatıştırdığını hissetti. Artık Eva ile olan deneyimini daha net bir şekilde düşünebilirdi. Belki de onunla olan ilişkisinin nereye gideceğini düşünmek yerine, sadece anın tadını çıkarmalıydı. Önemli olan şu anda hissettiği duyguları kabul etmek ve onlardan kaçmamaktı.

Dora, içsel huzuru bulduğunu hissederek, yavaşça evinden çıktı ve otobüs durağına doğru yürümeye başladı.

Otobüs durağına vardığında, içinde biraz endişe hissetti. Eva ile olan ilişkisinin neye dönüşeceğini düşünmekten kaçamıyordu. Onun bir öğretmen olduğunu ve kendisinin bir öğrenci olduğunu hatırlamak, içinde bir takım endişeler uyandırıyordu. Ancak yine de, Eva ile yaşadığı anın getirdiği mutluluğu göz ardı etmek istemiyordu.

Otobüse binip sınıfına doğru yol aldığında, içindeki karmaşık duygularla başa çıkmaya çalıştı. Eva ile olan ilişkisinin toplumun gözünde nasıl algılanacağı konusunda endişeliydi. Ancak bir yandan da, onunla geçirdiği zamanın ve yaşadığı duyguların gerçekliğini inkar etmek istemiyordu.

Sınıfa vardığında, diğer öğrencilerin neşeli sohbetleri ve ders hazırlıklarıyla karşılaştı. Ancak içindeki düşüncelerle meşguldü. Dersler boyunca dikkatini toplamak zor oluyordu, çünkü zihninde sürekli olarak Eva ile geçirdiği zaman ve yaşadığı duygular vardı.

Öğle arasında, Cansel ile birlikte kafede vakit geçirmeye karar verdi. Cansel Dora'daki durgunluğu farketmişti fakat bir şey sorup üzerine gitmek istemedi.

Dora bugün Eva'yı okulda görmemişti sanirim bugün dersi yoktu. Bir yandan da iyi olmuştu. Onu görünce nasıl davranması gerektiğini hala bilmiyordu.

Dora ve Cansel kafeye girdiklerinde, masalarının bir köşesine oturdular. Bir süre sessizce oturup menüyü incelediler.

Sonunda, Cansel nazik bir şekilde konuşmayı başlattı.

"Nasılsın, Dora? Dünkü gece nasıldı? Ne yaptınız Eva ile?" dedi.

Dora, Cansel'in samimi sorusu karşısında biraz şaşırdı, ancak içten bir gülümsemeyle cevapladı arkadaşını.

"İyiyim. Dünkü gece güzeldi. Hatta fazla güzeldi. Sadece biraz düşünceliyim, o kadar." dedi.

Cansel, Dora'nın içindeki durgunluğu anlamış gibi başını salladı. Bir şey aklını kurcalıyordu.

"Anlıyorum. Bir şey paylaşmak istersen, buradayım." dedi.

Dora, Cansel'in samimi teklifine minnettarlıkla gülümsedi.