"Uyanmazsan telefondan dökerim suyu"
Görmeyeceğini bilsem de başımla onaylayıp kalkacağıma dair ağızımın içinden birşeyler söyledim.
Telefonu kapatıp komidine koydum ve yataktan kalktım. Aynadan yüzümde oluşan dünya savaşının sonuçlarına bakıyordum.
Banyoya girip işimi hallettim ve odama geçerken annem geç kalacağımla ilgili birşeyler seslenmişti. Odama girip üniforma olan eteğimi ve gömleğimi giyip siyah kravatımı bol bir şekilde taktım. Çantamı da sırtıma alıp odamdan çıktım.
"Seni alan ertesi gün geri getirir"
Anneme bakıp güldüm ve o söylenirken evden çıktım. Aslı beni okulun önünde bir saattir bekliyor olmalıydı. Biraz hızlanıp kısa yoldan ilerlemek istedim. Lise son sınıfın ilk günü bugün. Yaz tatilinde iyice salmışım o yüzden kalkmakta zorlanıyordum.
Hızlı adımlarla köşeyi döndüğümde bir adam diğer adamla kavga ediyordu. Birisi bıçağını çıkarınca koşup diğer adamı birkaç adım uzaklaştırdım. "Ne yaptığını sanıyorsun? Polisi arıyorum!" Dediğimde adam bıçağını cebine sokup koşarak gitti.
Nefes nefese olan adama dönüp "iyisiniz değil mi?" Diye sordum. Adamın arkasından bakıp sonra bana baktı. Başıyla onaylayıp "sağol" dedi ve yoluna devam etti. Daha düzgün bir teşekkür beklerdim açıkçası. Sonuçta bir şekilde yaralanmaktan kurtardım. Bu denli öküz olmaya gerek yoktu.
Telefonum çalarken önden giden adamın önüne geçip hızla okula ilerledim. Arda arıyordu.
"Geldim ben okuldayım" dediğimde "Ben okuldayım Mina, seni göremiyorum" dediğinde "Yaklaştım işte, detaylara takılmayalım lütfen" dedim.
Gülüp telefonu kapattığında okulun kapısından içeri girdim. Arda ve Aslı'yı görünce oraya ilerledim. Aslı sinirle bana bakarken yanına gittiğimde üstüme atlıyordu ki Arda aramıza girdi.
"Kızlar saçmalamayın isterseniz"
Aslı "Kızım bir saat bekledimseni, bir saat!" Dediğinde yavru köpek bakışlarımı gönderdim. Arda bana gülerken Aslı'nın sevgilisi Kerem yanımıza geldi.
"Hayırdır, yine sinirlerin tepende Aslı?" Deyip saçlarını karıştırdı. Aslı derin bir nefes verip "Mina beni çok bekletti. Ona sinirliyim" dediğinde "İki dakika sonra affedeceksin zaten" dedim.
"Güzelim gel ben senin sinirini geçiririm" deyip Aslı'nın kolundan tuttu. "Nereye böyle?" Dedim imalı imalı. Arda omzuma kolunu koyup "Birşeyler yaşamaya" dediğinde Kerem gülüp Aslı'yla gitti.
Arda'yla yalnız kalırken karşıma geçti. Ellerini cebine koyup etrafına baktı. "Sanırım birşey bekliyorum"
Anlamsızca yüzüne bakarken sonradan aklıma gelmişti. Kollarımı beline sardığımda gülüp o da sarılmıştı. "Sürekli unutuyorsun"
Geri çekilip koluna küçük bir yumruk vurdum. "Gel kahve alacağım sana" dediğimde sevinçle önden ilerlemeye başladı. Peşinden gidip koluna girdim.
"Sana daha çok mu küssem, bedava istediğimi yiyorum çünkü?" Dediğinde elimle kolunu sıkıp "Almam ki, almıyorum" dedim ve kolundan çıktım. "Tamam ben alırım" dediğinde tekrar koluna girdim. Adamı böyle yola getirirler aslanım.
Kantine inip iki kahve aldık. Sınıfa çıktığımızda Aslı ve Kerem yerinde oturuyordu. Önlerine oturup kahvemizi masaya koyduk. Çantamı sıraya bırakıp Aslı'ya aldığım çikolatayı ona uzattım. Gülümseyip "Canım yiaa" deyip çikolatayı aldı. Biliyordum hemen yola geleceğini, kaç yıllık arkadaşım sonuçta.
Kahvemi bitirip kağıt bardağı çöpe attım. Geri dönecekken hoca içeri girmişti. Göz göze geldiğimizde kısa süreli şok yaşasam da şu az önceki öküz olduğunu gördüm.
Ders edebiyattı, demekki edebiyat hocası ve kaba bir insandı. Beni görünce o da tanıdı ama bozuntuya vermedi. Yerime geçip oturdum. Arda kolunun üstüne yatarken hoca masaya oturup sınıfa göz attı.
"Yeni edebiyat hocanız benim, adım Bulut Karaca. İlk günden ders işlemem ama zaman geçsin diye kendinizi tanıtın" deyip diğer taraftan sırayı başlattı.
Bana gelene kadar sıkıntıdan patlamıştım. Ön sıramızda devam ederken Arda'yı uyandırdım. Arda ayağa kalkıp "Ben Arda Kurt" deyip yerine oturdu.
Yavaşça ayağa kalktım. Hocayla göz göze geldiğimde hep sabahki olay aklıma geliyordu. "Ben Mira Sevin" dediğimde "güzel isim soyisim" dedi ve sıradakine gözlerini çevirdi. Aslı ayağa kalkıp "Ben Aslı Bozkaya" dedi.
Kerem başka sınıftaydı. Sıra birkaç dakika sonra biterken hoca hâla uyumaya devam eden Arda'ya baktı. Bana bakıp "Uyandır şunu" dediğinde Arda doğrulup "Adım Arda" dedi.
"Yani?"
İkisi arasında gerilim yaşanırken araya girdim. "Serbest miyiz hocam?" Diye sordum. Bana bakıp başıyla onayladı. Arda elindeki kalemle uğraşırken onu izlemeye daldım.
Sıla ayağha kalkıp "Hocam özel sorular kabul ediyor musunuz?" Diye sormuştu cilveli cilveli. Niyeti de belliydi zaten. Her öğrenciden beklerdim ama Sıla'nın hocaya yavşamasını beklemezdim.
Hoca "Soruya göre değişir" dediğinde Sıla gülümseyip "Yalnız mısınız?" Diye sordu. Sessiz kalan sınıfta sesli bir şekilde güldüm. Herkes bana bakarken Sıla'ya göz devirdim.
Arda da gülüp rastgele birşeyler çizmeye devam etti. Hoca "Artık özel soru almıyorum oturabilirsin" dediğinde Sıla bana baktı "İyi cesaret" deyip yerine oturdu.
Bıkkın bir şekilde ona baktım. "Sonunda bir hocaya yavşaman daha cesaret isterdi"