Sessizce birkaç saniye baktı. "Mira, ben 19 yaşındayken baban 25 yaşındaydı, ben yinede sevdim onu. Bu yüzden sana kızmıyorum. Sen neyin ne olduğunu bilen bir kızsın, o senin öğretmenin ve o seni öğrenci olarak gör-"
"O da seviyormuş anne" dedim lafını bölerek. Öylece kalakalmıştı. "Kızım, sen emin misin? Üzülmeni istemiyorum"
"Eminim anne okulda ne olursa olsun beni korudu hep"
Saçımı okşayıp bana sarıldı. "Benden gizlemedin, buna sevindim. Tanıştır kısa zamanda" dediğinde güldüm. Başımla onaylayıp biraz daha sohbet ettikten sonra odama geçtim. Telefonumu elime aldım. Instagramdan mesaj vardı.
Bulut hoca atmıştı. Hesabına girip bakındım ve mesajına girdim.
Nasılsın güzelim?
Daha iyiyim. Sen nasılsın?
Seni özlüyorum.
Anneme anlattım seni, kendisi de benim yaşımdayken babam ondan büyükmüş ama yinede sevmiş. Bu yüzden bana da kızmadı. Tanışmak bile istedi.
Anneden onay gelmiş yani? Tanışırız güzelim geleyim mi?
Hayır saat geç oldu saçmalama. Yatıyorum ben iyi geceler.
İyi geceler Mira'm.
Telefonu kapatıp salak sırıtışımla yatağa girdim. Gece meşgul eden düşünceler yüzünden uyuyamamıştım.
Sabah yüzüme soğuk su çarpıp üniformamı giydim. Annem odaya gelip "Madem edebiyat hocasıymış edebiyatını düzeltsin. Tüm derslerde iyisin bir edebiyat düşük kızım." Diye sitem edince gülümsedi. Masadaki edebiyat testlerimi alıp "Çalışıyorum anne" dedim ve testlerden birini çantama koydum. "Güveniyorum sana kızım" dedi ve yanağımdan öptü.
Bende onu öptüm ve kahvaltıya geçtik. Kahvaltıda ağzımdan laf almaya çalıştı ama ben pas vermeden yanağından öpüp evden çıktım. Yürüyerek gitmeyi düşünürken kapının önünde Arda'nın arabası vardı. İki araba arkada da Bulut'un arabası vardı.
Arda'yı bir şekilde göndermem lazımdı. Arabasına binersem Bulut ortalığı ayağa kaldırırdı. Önceden sevgili değildik diye Arda'ya birşey diyemiyordu ama şimdi çekineceğini düşünmüyordum.
Acilen birşey düşünmem gerekiyordu. Arda arabadan inip karşıma geçti. Elimi karnımın üstüne koyup "Midem rahatsız biraz Arda. Arabaya binersem kötü olur" dediğimde "İyisin değil mi? Yürüyelim o zaman?" Dedi.
Ne yapacağım?
Ne yapacağım?
Ne yapacağım?
"Sen arabayla okula git ben gelirim merak etme."
Seni yalnız bırakamam Mira, kötü görünüyorsun" diye uzatınca Bulut'un daha da sinirlendiğini düşündüm.
Bir dakika. Arda benim o yokken de arkadaşımdı. Sırf Bulut kıskanıyor diye Arda'yla aramı açacak değildim. "Tamam arabayla gidelim camı açarım birşey olmaz" dediğimde gülümsedi.
Arabasına binip camı açtım. Yinede en kısa zamanda Arda'ya gerçekleri söylemeliydim. Camdan gelen havayla gözlerimi kapattım. Yol boyunca birşey konuşmamıştık. Okula geldiğimizde arabadan inip bahçe kapısından girdik. Arda "Daha iyi misin?" Diye sorunca başımla onayladım. Ona yalan söylemekten nefret ediyordum.
İlk iki ders edebiyattı. Okula girmeden bahçede beklerken Bulut'un bahçe kapısından girdiğini gördüm. Sinirli görünüyordu.
Arda'ya döndüm. "Arda, böyle birşey yaptığım için kendime çok kızdım, ağladım mahvettim kendimi. Yanlış birşeydi ama ben kendime kızdıkça daha çok büyüdü." Dediğimde kaşlarını çattı. "Neyden bahsediyorsun Mira?"
Gözlerim dolarken "Ben çok yanlış bir şey yaptım Arda. Bulut hoca, kalbime söz geçiremiyorum" dedim. Bir süre sessizce durduktan sonra yüzümdeki gözyaşını sildi. "Mira, o senin öğretmenin. Tamam genç ama seni seviyor mu?"
Başımla onayladığımda sıkıntılı bir nefes verdi. "Bana kızarsın sandım."
"Kızamam Mira. Senin kontrolünde olan birşey değil bu. Gözüm onun üstünde. Seni üzerse bana gel tamam mı?"
Gülümseyip başımla onayladım. Gülümseyip saçlarımı karıştırdı. "Bizim Mira'ya bak sen hele"
Kolunu omzuna attığında okula ilerledik. Sıkıntı çıkmadığı için rahatlamıştım. Sınıfa girdiğimizde yerimize oturduk. Arda "Konuştunuz mu?" Diye sorunca ona bakıp başımla onayladım. "Tek bir yanlışını göreyim Mira, o zaman kıyameti koparırım"
Gülüp onayladım. Bulut içeri girince gözleri ilk gözlerimi buldu. Sabahki olay için hala sinirliydi anlaşılan. Arda'yla konuştuğumu ve ondan kıskanmaması gerektiğini söylemeliydim.
Gayet rahat bir şekilde kitaplarımı önüme açtım. İçimdeki hisleri bildiği için artık rahattım. Tüy gibi hafiflemiştim sanki.
Dersi kafam rahat bir şekilde dinlemeye hazırdım ama Bulut ciddi anlamda sinirliydi. Birden keyfim kaçmıştı. Onu sinirli görmek beni mutlu etmezdi sonuçta.
Elimdeki kalemi kitabın üstüne bırakıp arkama yaslandım ve sadece önüme baktım. Önümdeki duvara baktım ve kollarımı önümde birleştirdim.
Birkaç dakika o şekilde öylece durdum. Saçlarım yüzümün görünmesini engelliyordu en azından.
"Mira" dediğinde Bulut'a baktım. "Dersi dinle" dediğinde birşey demeden kalemi elime aldım. Dersi dinliyormuş gibi yaptım bir süre. Sıkılmıştım ve bir ağırlık çökmüştü.