Düşüncesi bile kalbimi hızlandırırken neden onun beni sevmesi beni rahatsız etmedi diye düşünüyordum. Ayaz hoca sevdiğini söyleyince öğretmen olduğu için ona çok kızmıştım.
Ne yaparsam yapayım Bulut hocaya kızamıyordum. Onun beni sevme ihtimali bile hoşuma gidiyordu!
Kendine gel Mira, sevmiyor seni o kadar kolay mı o işler. Denk geldi herşey üst üste geldi işte.
Bakışlarımı önüme çekip eteğimi bıraktım. Ayaz Hocaya beni seviyor diye kızarken Bulut hocaya istesem bile hoşgörü göstermeyeceğim. Seviyorsa sevmesin.
Sevmeme ihtimalini de düşününce bir üzüntü içine girdim. Kendime itiraf etme zamanı gelmişti.
Bulut hocayı seviyordum. Evet onu seviyordum yanlış olduğunu bile bile hemde. Öğretmendi evet ama seviyorsa da sevmemeli. Ona karşılık veremem çünkü.
Hiçbir zaman beraber olmayacağımızı anlayınca başımı eğdim. Bir ihtimal vardı. Herkesten gizlemek.
YA SANKİ ADAM BENİ SEVİYOR DA SEVGİLİ OLMAMIZ İÇİN ENGELLERİ KALDIRMAYA ÇALIŞIYORUM!
Derin bir nefes verip ondan bir hamle beklemeye karar verdim. Evet şuan en doğrusu buydu ona kötü davranmam ama sevdiğimi de belli etmem. Bu kadar basit.
Kendi kafamda yine planları kurup içimi rahatlattıktan sonra başımı kaldırıp saçlarımı geriye attım. Gözlerimi kapatıp sakince birkaç nefes alıp verdim. Herşey yolunda Mira.
Gözlerimi açtığımda bana baktığını gördüm. Kalp ritmim her baktığında olduğu gibi coşarken gözlerimi önümdeki kitaba çevirdim. Bundan sonraki iki ders de edebiyattı. Matematik boş geçti diye dersimize girmişti. Daha 2 ders nasıl dayanacaktım bilmiyorum. Soru çözmekten de sıkılmıştım.
Kolumu sıraya koyup başımı yasladım. Gözlerimi açsam onu görürüm ama bana baktığını hissediyordum. Bir el saçımla oynamaya başlarken gözümü açtım. Arda da sıraya yaslanmış saçımla oynuyordu. Üzerimde gezinen o alevli bakışları hissediyordum iliklerime kadar. Belkide o da benim ona baktğımı hissediyordu.
Göz ucuyla ona baktığımda telefonuyla ilgileniyordu. Çenesi kasılmıştı. Arda yavaşça elini indirirken gözlerimi kapattım. Uyumaya çalışmak en iyisiydi.
Onunla aynı oda içerisindeyken bırak uyumayı sakin kalamıyordum. Ona bu kadar kendimi kaptıracak ne yapmıştı ki?
Ayaz hocayı görünce geri geri gitmiştim ve ona çarpmıştım. Dönüp baktığımda o an tüm korkum geçmişti. Kendimi hiç hissetmediğim kadar güvende hissetmiştim. O yanımdayken bana hiçbir zarar gelmeyecekmiş gibi, kimse bana dokunmaya bile cesaret edemeyecekmiş gibi.
İçimden güzel bir his geldi. Midemdeki tüm kelebekler harekete geçmişti. Dudağımda bir gülümseme oluşurken gözlerimi açtım. Arda çoktan uyumuştu. Gülümsemeyi silip doğruldum. Doğrulduğumu görünce bana bakmıştı.
Şeytan aklıma giriyordu, bana git ve sevdiğini söyle diyordu. Bu iş tahmin ettiğimden daha zor olacaktı belli ki.
Zil çaldığında Bulut hoca kaçar gibi sınıftan çıkmıştı. Bulut uyanmadığında bende sınıftan çıktım. Gerçekten nereye gidiyor ne yapıyor merak ediyordum. Aşağı kata indiğimde ortalıkta yoktu. Coğrafya hocasını sorma bahanesiyle öğretmenler odasına bakabilirdim. Kapıyı açtığımda kaskatı kesildim.
Kadın hoca bir elini masaya dayayıp oturan Bulut hocaya iyice yakınlaşmıştı. O kadar yakınlardı ki öpmek üzereydi. Kalbimden gözlerime yükselen gözyaşlarıyla bana olan bakışlarını umursamadım ve kapıyı çarparak kapattım.
Hızla üst kattaki tuvalete girip rastgele kabine girdim. Kapıyı kapattığım anda gözyaşlarım hızla akmaya başladı. Ellerimi ağzımın üstüne koyup sessiz olmaya çalıştım.
İkisi o kadar yakınken hocayı itmemişti. Onun yaklaşmasına izin vermişti. Bana korkmuş bir şekilde baktı birde. Onun sevdiğini sanacak kadar aptal bir insandım.
Ne sanıyordum ki?!! Öğrencisine aşık olacağını falan mı sanıyordum?
Salaksın kızım sen, platonik olmuşsun şimdi de acısını çekiyorsun. Kime, öğretmenine?!
Gözlerimi silip kabinden çıktım ve elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime bakıp derin bir nefes verdim ve tuvaletten çıktım.
Arda karşıdan gelirken üzgün halimi görünce koşarak geldi. Omuzlarımdan tutup "Mira! Ne oldu?" Diyerek sarstı. Cevap vermeyip sessiz kaldım. Sinirle bağırdı.
"Mira ne oldu diyorum sana? Ne gördün biri sana birşey mi dedi ne oldu söylesene?!"
Arda "Hocam birşey olmuş belli anlatmıyor" dediğinde kime söylediğine bakmak için arkamı döndüm. Onu görünce eteğimi sıktım. Arda'ya bakarken bakışlarını bana çevirdi. İfadesiz değildi pişman bakıyordu.
İfadesiz bir şekilde "İyiyim ben, rahat bırakın" dedim ve sınıfa ilerledim. Arda arkamdan gelip yanıma oturdu. Beni kendine çevirdiğinde "Midem bulanıyor, neden bilmiyorum" diye bir yalan attım ortaya. "Gidelim mi revire?"
"Yok midemi boşalttım zaten. Uyumak istiyorum" dediğimde beni kendine çekti. Göğsüne başımı yaslayıp gözlerimi kapattım.