23

68 4 0
                                    

O kadar uykum gelmişti ki başımı taşıyamıyordum. Elimi başıma dayayıp yüzümü buruşturdum ve derin bir nefes aldım. Doğrulup uyanık kalmaya çalıştım.

"Bu günlük yeter, boşsunuz" dediğinde saate baktım. On dakika sonra zil çalacaktı. Şimdi uyusam mı diye düşünüyordum.

Aslı boş olduğunu öğrenince yerinden kalkıp Sıla'nın yanına oturmuştu ve heyecanla birşeyler anlatıyordu. Onlara bakmayı kesip göz devirdim. Saçlarımı arkaya atıp başımı geriye götürdüm. Başımı önüme getirdiğimde Bulut'un bana baktığını gördüm.

Aslı ve Sıla'yı öyle görünce uykum kaçmış sinirim tepeme çıkmıştı. İnsanda biraz akıl olsaydı Sıla'yla arkadaş olmazdı zaten. Aslı kendi kendini ateşe attı.

Bak yine sinirlenmiştim ya. Sinirle bir nefes verip elimdeki kalemle uğraştım. Sesli bir şekilde güldüklerinde Arda kaşlarını çattı ve onlara baktı. Elimdeki kaleme bakıp tüm odağımı ona verdim.

O tarafa baktığımda ikisi de bana bakıyordu. Birkaç saniye bakıştıktan sonra birbirlerine bakmaya devam etmişlerdi. O sırada zil çalarken ayağa kalktım. "Gelirim iki dakikaya" dediğimde Arda başıyla onayladı. Bulut'un arkasından sınıftan çıktım. Birkaç adım attıktan sonra bana döndü.

Birşey demesini beklemeden ben konuştum. "Arda biliyor artık. Sabahki duruma düşmeyeyim diye anlattım."

Bakışları yumuşarken "İyi yapmışsın. Beni ciddiye alsa iyi olur" dedi. Ardından "Gece uyumadın mı?" Diye sordu aniden.

"Sesini duydukça rahatlıyorum ve uykum geliyor ne yapayım?" Diye sordum şirin bir tavırla. Gülümsediğinde "Diğer ders uyu, birşey demeyeceğim." Dedi. Başımla onayladığımda aşağı kata indi. Sınıfa geri dönüp yerime oturdum. Arda "Alışırız değil mi Mira, bu hep böyle mi olacak amk" dediğinde Aslı meselesinden bahsettiğini anladım. "Alışırız, sen boşver onları yokmuş gibi davran. Aslı'nın aklının başında olmadığını düşünüyorum. Çünkü ne kadar düşünsem böyle yapacağı aklıma gelmez" dedim düşünceli bir tavırla.

"Kimse ona zorla birşey yaptıramazdı Mira biliyorsun sende." Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. "Neyse kapatalım şu konuyu. Yakında çıkar kokusu"

Ders zili çalınca o gelecek diye içimdeki kelebekler yine harekete geçmişti. Ayağa kalkıp elimdeki kağıdı çöpe attım. Döndüğüm anda Sıla'ya çarpmıştım.

"Hayırdır kör mü oldun?" Diye sorduğunda omzundan ittirdim. "Hayırdır canına mı susadın?"

Elini kaldırmıştı ki bileğinden tutup geriye ittirdim. Aslı gelirken Arda onu durdurmuştu. Aslı "Mira kendine gel" diye bağırınca Arda onu ittirdi. "Kes sesini!" Diye bağırdı.

Aniden Arda yanıma geldiğinde Bulut da yanıma gelmişti. Bulut "Ne oluyor burada?" Diye sorunca Sıla "Mira üstüme geliyor" dedi.

Sinirle gülüp "Korkağı oynama Sıla. Yabancı yok burda" dedim. Sıla sinirle kasılırken "Ben miyim korkak?" Diye üstüme geldi. Bende üstüne gittiğimde ittirecekti ki koluna vurup gözlerine yakından baktım.

"Sen aciz ve korkak kızın tekisin" dedim. Bulut "Mira! Sıla! Yerinize" diye bağırınca Arda benim kolumdan tutup sırama götürdü ve oturttu. Aslı söylene söylene Sıla'yı yerine oturturken Arda ona baktı.

"Aslı sen artık konuşamazsın. Kes sesini" dediğinde Aslı ona döndü. "Konuşurken senden izin mi alacağım?"

Arda "Bizim hakkımızda konuşurken bizden izin alacaksın" dediğinde Aslı sinirle baktı ve yerine oturdu. Bulut "Hiçbiriniz tek kelime daha etmiyorsunuz! Sesinizi kesin ve canımı sıkmayın" diye bütün sınıfı azarladı.

Arda sinirle defterine birşeyler karalarken uyumayı düşünüyordum. Kolumu sıranın üstüne koyup başımı da koluma yasladım. Bulut öncesinden daha sessiz ve sakin bir şekilde ders anlatıyordu.

Yavaş yavaş uykum gelirken birden Aslı'nın bağırmasıyla irkildim ve doğruldum. "Ne yapabilirim Sıla?! Haklılar çünkü ne diyebilirim?"

Sıla "Bağrıma bana Sıl, benim yanımdaysan benim arkadaşımmış gibi davran." Dediğinde derin bir nefes verdim ve ellerimi yüzüme koydum. Bir uyutmuyorlardı insanı ya.

Aslı "Ben sana göre hareket etmek zorunda mıyım ya?" Dediğinde Sıla güldü. "Senden nefret ediyorlar artık. Bana kaldın"

Kerem sessizce oturuyordu sadece, sanırım ayrılmışlardı. Bulut "Kızlar! Üçüncü kere uyarmam" diye bağırınca irkildim.

Aslı başını sıraya koyup gözlerini kapatmıştı. Önüme dönüp kaçan uykuma üzüldüm. Arda bana bakıp "Zorlamamış kimse işte Mira. Ne gibi bir bahanesi olabilir ki?" Dediğinde "Mantıklı, geri gelirse ne yapacağız?" Diye sordum.

Omuz silkip "Geri gelemez. Onunla arama çektim duvarlarımı." Dedi.

Uyumadığım için başım ağrıyordu. Dersin henüz başındaydık birde. Oflayıp arkama yaslandım. Bulut hoca "Anlatacak birşey kalmadı şuan, Mira bu olaylar ne anlat bakalım" diyerek sınıfın kapısına ilerledi. Bende ayağa kalkıp onun ardından sınıftan çıktım. Kapıyı kapattığım anda bileğimden tuttu ve karşıdaki boş sınıfa girdi. Kapıyı kapattığında bana döndü. "Uyuyamadın." Dedi ve duvar kenarı sıralardan birine oturdu. Yanına oturduğumda sırtını duvara yasladı ve beni kendine çekti.

Başımı göğsüne yasladığımda gerçekten uykum gelmişti. İşte iki derstir aradığım huzur buradaydı. Kokusu nefesi ve elleri bedenimde.

KARİZMATİK ÖĞRETMENİM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin