Kiraz Çiçeği

5. Bölüm

5. bölüme kadar geldik..

Her ne kadar kimsesiz olarak başlamış olsam da -ki hala kimsesizim- artık kimsesiz hissetmek istemiyorum.

Ayrıca, bölümlerin çoğu bitti. Özetle önümüzde uzun bir yol var.. Ama elimden geldiğince kısa tutacağım. Uzun yoldan kastım 2 ay. En fazla 2 ay veriyorum.

Kafamda değişik kurgular da var..

Mesela Kiraz Çiçeği'nin finaline yakın kısa bir texting de yazabilirim.

Bu yolun devam edebilmesi için bana destek olmalısınız.

Okunma bölüm sayısıyla artmazsa mecburi olarak hikayeyi kaldırmak durumunda kalacağım..

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Geri takip yapıyorum.

Seviliyorsunuz..

Bir de pimi çektim kaçtım :D

Tiktok'a bekleniyorsunuz
@tuawatty

★

Nil Gökçe

Gözlerimi araladım. Üstümde bir yorgunluk hissediyordum.

Gözlerim odayı taradı. Göktuğ'u gördüm, kafasına siyah bir şey ile örtmüş uyuyordu.

Rahatsız duruyordu. Ayağa kalkıp yataktan çıktım. Kalktım ve başım dönüyordu. Göktuğ'a doğru gitmeye çalışırken sehpaya çarptım.

"Ay!"

"Yavaş olsana be güzelim. Hayır yani yürüyemiyorsan söyle de yardım edeyim." dedi.

Yanıma iki adımda gelip kollarını belime sardı. Gözlerimi kırparak ona bakıyordum. Çilleri çok tatlıydı.

"Göktuğ, canım bal çekti." dedim sessizce.

"Onur baya almış evde dolapta var. Bekleyemem diyorsan alayım." dedi.

"Gözlerin canımı bal çektiriyor." dedim huysuzca.

"Gözlerim mi?" dedi sessizce.

"Bal gibi gözlerin var, Bal Çocuk." dedim kıkırdayarak.

"Sabah sabah, güzellik uykunu alıp mı kalktın?" dedi.

Sessizce mırıldandım.

"Hıhı." dedim.

"Demek ki iyi bir uyku çekmişsin." dedi.

"Çişim var Göktuğ." dedim kaşlarımı çatarak. Dudaklarını birleştirdi.

"Bir bitmedi o çişin Gökçe." dedi. Sanırım ikinci ismimi ilk defa dudaklarından duyuyordum. Gözlerim dudaklarını buldu.

"Bıktın mı benden." dedim üzgünce.

"Hiç bıkar mıyım?" diye bir şeyler geveledi ağzında.

Arkasını döndü ve tişörtünü tek seferde çıkardı. Şaşırdım. Başka biri olsa utanırdım ve ya gözlerimi kapatırdım ama ben direkt sırtına baktım.

"Tuvalet koridorda." diye bir şeyler mırıldandı.

Geniş omuzları vardı. Bedenini saran kamuflaj çok yakışıyordu ona. Beni kurtardığı gün çok bakılası duruyordu.