Kardeş demek illa kan bağı olması, aynı anneden doğmak ya da aynı yerde yaşamak demek değildir derdi annem. O zamanlar bunu pek anlamazdım ama şimdi ne demek olduğunu anlıyorum. Peki kardeşlerin kaderleri aynıysa. İşler tam olarak burada garipleşiyor. Bir Karmanın kaderi kimlerle kesişmiş olabilir?Tam da babamın dediği gibi tünel ahıra Özgürün yanına açıldı. Tünelden çıkıp at nallarının olduğu dolabın yanına gittim. Dolabı arkadan öne ittirdiğim anda bir zarf düştü. "Ha işte buradasın." diye söylendim. Zarfın üstünde babamın yazısıyla 'Alacama' yazıyordu. Zarfı açacakken ahırın dışından bir ses geldi. Babam haklı olabilir miydi? Topluluk hâlâ burada olabilir miydi? Hemen görünmezlik gücümü kullandım. Tam o anda ahırın kapısını büyük bir gürültü ile kırarak içeri girdiler. Özgür korktuğu için çıldırmış gibi iki ayağının üstüne kalkıp yüksek sesle kişnemeye başladı.
İçeriye 3 tane Topluluğun adamları girmişti, onları nerede görsem tanırdım. Çünkü onların sol şakağında yukarıdan aşağı doğru bir ok dövmesi olurdu. Bu Topluluğa bağlı adamların sembolüydü.
Adamlardan kısa olan "Off Mahmut, senin o duyan kulaklarına sokayım." diye çemkirdi.
Mahmut isimli adam "Ağabey vallahi içeriden 'işte buradasın.' diyen bir kız sesi duydum." dedi.
Kısa boylu adam bir eliyle alnını ovuştup diğer eliyle Özgürü gösterdi "Bak Mahmut karşımızdaki at dişi olabilir ama konuşamaz bunu bu yaşına kadar öğrenmen gerekiyordu öyle değil mi !" diye söylendi.
Mahmut "Ağabey gerçekten duydum bana neden inanmıyor sunuz?"
Uzun boylu adam bir sigara yakarak "Bir düşünelim Mahmut... Ha bak buldum. Çok değil 2 yıl önce ki görevde Karmayı bir veteriner çıkışı gördüğünü iddia etmiştin. Sonra ne oldu hatırlıyor musun ? Sen o güzel beynini yorma ben söyleyeyim ne olduğunu. Senin istihbaratın yüzünden tam 1 ay veteriner kliniğini gözetledik. Sonra ne oldu Mahmutçuğum? Elimiz boş patronun yanına gelince, bize bir ay deney yapılan, ama deneyi kaldıramayan hayvan leşlerinin arasında bir uyku tattırdı. Şimdi biz sana neden güvenelim !" diye bağırdı.
Aslında Mahmutçuk doğruyu söylüyordu tıp ki şu anda da olduğu gibi. O günü hatırlıyorum babamla eğitimleri çok zorlamıştık ve ben gücümü kullanamıyordum. Özgür ile gittiğimiz gezide sakatlanmıştı onun tedavisi için gitmiştik. Mahmutçuk beni orada görmüş olmalıydı.
Mahmut "Ağabey vallahi o gün de gördüm yaa." diye isyan etti. Uzun ve kısa boylu adam aynı anda Mahmutun kafasına birer tokat attılar.
Kısa boylu adam "Biliyor musun Mahmut ben de arada Selena Gomezi görüyorum buralarda. Benimle görüşmek istiyor, ama yok ben reddediyorum." dediğinde az kalsın kahkaha atıp yerimi belli edecektim.
Bu söz üzerine uzun boylu adam histerik bir şekilde gülerek "Bir şey soracağım, siz neden kapıyı kırdınız? Kolu indirmek varken." diyerek yerde kırık duran kapıyı gösterdi.
Kısa boylu adam "Off ne bileyim. Kafamı kaldı bende. Son 6 yılımızı bir deney faresini bulmak için harcıyoruz. Bir de üstüne omzumu ağrıttım." diyerek omuzunu sıvazladı.
Buradan bir kurtulayım göstereceğim size deney faresini. Bir insana hep mi hakaret edilir.
Uzun boylu adam "Neyse olan oldu artık. Karma, burada değil zaten aklı varsa bu evde kalmaz. Gidelim bari." dedi ve hepsi ahırdan çıktı.
Onlar çıktığında ben hâlâ ne olur ne olmaz diye kendimi görünür hale getirmedim. Zarfı açtım içinden bir not kağıdı, kimlik, banka kartı ve pasaport çıktı. Not kağıdını açtığımda babamın el yazısıyla
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA
Science FictionTüm insanlardan farklı olduğunuzu hayal edin ya da KARMA olduğunuzu... Daha doğduğunuz anda yalnız kaldığınız, sizi dünyaya getiren annenizin bile istemediği bir yerde hayatta kalma savaşı. Bu savaşı veren 6 bebek ve bebeklerden biri hepsinin orta...