Elimi tutan kaplanı aniden durdurdum. Ne olduğunu sorgularcasına bana döndü. Sessiz olmasını işaret ederek kafamı kaldırdım.
Kameraya.
Her yerde kamera vardı. Bizi bulmaları an meselesiydi. Hele birkaç adam ölmüşken kesinlikle bulunacaktık.
"Ne yapacağız?" dedi merakla. Yutkundum. Elini çekiştirerek hızlı adımlarla yürümeye başladım. "Umarım aklında belirli bir yer vardır, Jungkook!"
🐾
"Oha."
Yaklaşık beş dakikalık koşu merasimimiz sonunda bizi, en iyi bildiğim yere getirmiştim.
İki yatak. Birinin üzerinde sarı, diğerinin üzerinde siyah nevresim takımları. İki komidin. Aynı renk, aynı şekil. Sadece üzerlerinde farklı çıkartmalar var.
Civciv ve tavşan çıkartmaları.
"Ben on beş, Jimin on yedi yaşındayken sokakta tanışmıştık." dedim şaşkınlıkla odayı inceleyen Taehyung'u ardımda bırakarak siyah nevresimli yatağa otururken "Yani ikimizin de ailesi yoktu. Sadece sokaklarda kalan iki melezdik."
"Bir dakika. Yoksa ikinizi de buradakiler mi büyüttü?" dedi kaplan melez şaşkınca yanıma ilerleyerek.
Gülümsedim. "Büyütmek denemez. Sadece yaşattılar." dedim yanıma oturan meleze bakarak.
Bakışlarını bana çevirdi. Gözleri suretimi süzdü. Devam etmemi bekledi sanki.
"Jimin, on sekizine bastıktan iki ay kadar sonra..."
Flashback
"Jimin? Bunlar kim?" dedim korkuyla civciv çocuğun arkasına saklanarak. Kulaklarımı iki yanıma düşürmüş, kollarımı önümdeki arkadaşımın beline sarmıştım.
"Emin değilim." dedi "Ama umarım tahmin ettiklerim değildir."
"On sekiz yaşında bir melez bulundu. Şimdi getiriyoruz."
"Tahmin ettiklerimmiş."
Yabancı adamın konuşmasının ardından Jimin'in kolumu tutup söyledikleriyle yutkundum. Onu alacaklardı. Jimin'i alacaklardı.
Daha sıkı sarıldım beline. Bize yaklaşan yabancılara baktım. "Bırak onu. Arkadaşını alacağız." dedi adamlardan biri.
"Olmaz! Benim ondan başka kimsem yok. Ölürüm sokaklarda, lütfen, almayın onu benden." Sesim titriyordu. Ağlamanın eşiğindeydim.
Adamlar birbirlerine baktı. Biri arkasını dönerek cebinden telefon çıkarttı ve birkaç numara tuşlayarak kulağına dayadı.
"Almayın onu. Almayacaksınız, değil mi?" dedim önümüzdeki adama bakarak. Jimin ise sinirli nefesler alıyor, konuşmayı reddediyordu.
"Sen kaç yaşındasın?" dedi adam.
"On altı." dedim yutkunarak.
Adam kafasını salladı. Az önce telefonla konuşan kişi ona yaklaştı. Kulağına eğildi ve fısıldaşmaya başladılar. Yüzleri gözükmüyordu. Kocaman maskeleri vardı. İlaçlayıcı firmalarda çalışıyor gibilerdi.
"Tamam," dedi benimle konuşan adam. Yanındakilere eliyle işaret verdi. "Tavşan olan istediğimiz yaşa gelene kadar ikinizi de kendi evimizde ağırlayacağız."
Flashback Ended
"Ev, dedikleri yer burasıymış meğersem." Samimiyetten uzak bir gülüş oluştu dudaklarımda. Taehyung pür dikkat beni dinliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Denekler Tae-Kook
Fanfiction20. Yüzyılda (1900-2000) aniden doğmaya başlayan insan-hayvan melezler, insanları telaşlandırıyordu. Melezler, 21. Yüzyılda (2000-2100) da doğmaya devam edince, bunun bir virüs olduğu düşünülmüştü. Bu yüzden yeni doğan tüm insan-hayvan melezler, bel...