Yemek için çağırılınca hızlıca ayaklanmış, yüzlerimizi yıkayıp aşağı inmiştik. Tabii bu arada Taehyung'un, bölünmemizin siniriyle sövmelerini de dinliyordum.
Mutfağa girdiğim gibi herkesin bakışları üzerimize çevrildi. Kısa bir günaydın faslından sonra masaya yerleştik. Bay Kim ve Bayan Kim erkenden gitmişti, işleri olduğunu söylemişlerdi.
"Hey," dedi yanımdaki Jimin, parmağı boynumda bir yere dokundu "Burası kıpkırmızı olmuş, ne oldu?"
Gözlerimi kocaman açtım. Siktir, Taehyung'un yaptığı yer miydi?
Bu sorumu ise bir anda boynuma bakmaya başlayan herkes ve karşımda bana sırıtan Taehyung onaylıyordu.
"Minik bir hickey sanırım," dedi Jimin'in karşısında oturan Yoongi. Utanarak kafamı kucağıma eğdim.
"O ne?" dedi Jimin kaşlarını kaldırıp. Bunu ben de bilmiyordum. Ama nasıl yapıldığını açıkça biliyordum.
"Aşk ısırığı." dedi Yoongi. Mutfakta hizmetlilerin yemek hazırlamalarından gelen sesler dışında bir sessizlik oluştu.
Ardından Hoseok kahkaha atmış, Jimin "Lan!" diyerek ayaklanmıştı. Bunların arasında ise ben utançla olduğum yerde küçülmüş, üzerimde hissettiğim sevgilimin bakışlarına karşılık vermemiştim.
Masanın altından çıplak ayağıma başka bir çıplak ayak değdi. Gözlerimi şaşkınlıkla karşımdaki meleze çevirdim. Sırıtarak bana bakıyordu. Gözleri, yanan yanaklarımda gezindiğinde sırıtışı büyüdü, gözleri gözlerime tutundu.
Sinirle kaşlarımı çatıp ufladım. Yemeğin geri kalanı full benimle dalga geçmeleri ve benim deli gibi utanmalarımla geçmişti. Ve bir de Jimin'in abilik damarının tutup Taehyung'a saldırmaları da vardı...
Yemeğin ardından oturma odasına geçmiş, oturmuştuk. Jimin yanıma oturmuş, kollarını omuzlarıma sarmış, karşı koltukta oturan Taehyung'a kötü kötü bakışlar yolluyordu. Onun dışında herkes ise normal bir konudan sohbet ediyorduk.
"Seçim için en kısa sürede konuşmalar hazırlanır." dedi Namjoon. Bu konulara ilgili gibiydi.
"Evet," dedi Yoongi "Sonra da bir günde seçim yapılır."
"O zaman bizim kaderimiz de belirlenir." Omuz silkti Seokjin, onun ilgisi tamamen özgürlüğümüz üzerineydi.
"Kötü bir şey olmayacak bence," dedim bakışlarımı herkesin üzerinde gezdirerek "İçimde iyi şeylerin hisleri var."
"Evet, benim de! Çok güzel şeyler olacak." Hoseok heyecanla oturduğu koltukta kıpırdanmıştı. O tekli koltukta oturuyordu. Taehyung da öyle. Jimin ve ben ikili koltukta, Yoongi, Seokjin ve Namjoon ise üçlü koltuktalardı.
Odada kısa bir sessizlik oldu. Ardından çok beklemeden Taehyung konuştu, "İsterseniz alışverişe çıkalım. Bazı merkezler açık. Size kıyafet alalım, malûm artık burada kalacaksınız."
"Annenler rahatsız olacak." dedim Taehyung'la bakışlarımız buluşurken, kaşlarını çattı.
"Evet, onlara rahatsızlık vermeyelim. Bir eve yerleşiriz en kısa sürede." dedi Seokjin de beni onaylayarak.
"Hem malûm, benden de pek haz etmediler." Konuşacaktı, elimi kaldırıp susturdum. "Haklılar, Taehyung."
Sustu. Sinirlenmiş, kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Omuz silkip yutkundum. Haklı olduklarını biliyordum. O da biliyordu. Benden hoşlanmamışlardı.
"Yine de bir alışveriş lazım, normal hayatımıza bir adım atalım." Seokjin ayaklanırken mırıldandı. Namjoon'u kolundan tutup sızlanan adamı kaldırdı. Bize döndü, "Hadi! Kalkın. Hazırlanın. Gezmeye gidiyoruz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Denekler Tae-Kook
Fanfiction20. Yüzyılda (1900-2000) aniden doğmaya başlayan insan-hayvan melezler, insanları telaşlandırıyordu. Melezler, 21. Yüzyılda (2000-2100) da doğmaya devam edince, bunun bir virüs olduğu düşünülmüştü. Bu yüzden yeni doğan tüm insan-hayvan melezler, bel...