1

791 25 12
                                    

Gecenin sessizliği tüm sokağa hakimdi.
Bense Ezgi'nin yanına gitmeye çalışıyordum.
Bavulumun sesi ve ben vardık sadece.
Her şeyi geride bırakmıştım.
Aile olmayı beceremeyen ailemi , çocukluğumu , ilk aşkımı , kalp atışlarımı.
Kısacası her şeyimi.
Koskoca İstanbul'a bir ben sığamamıştım.
Yeni hayatımın ilk günüydü belki ama ben dünden farksız hissediyordum.
Mahalle bana yabancı geliyordu.
Gözlerimden akan yaşlar yanaklarımdan süzülüyordu.
Hava sıcaktı ama ben üşüyordum.
Hayat hiç bir zaman dinlenmemi beklemiyormuş.
Her dakika yeni bir darbe...
Önce annemin intiharı sonra babamın beni terk edişi...
Hayat bu kadar zor muydu?
Sorularıma hiç bir zaman cevap bulamamıştım.

Önümde duran büyük binadan içeri girdim.
Asansöre adımımı attım tam düğmeye basıcakken birisi bindi.
Beni süzdü buna eminim.
Ağlamaktan kızarmış gözlerimle ona baktım.
Uzun boylu , kalıplı bir adamdı.
Buğulu gözlerle bu kadar görmüştüm.
Fazla sorgulamadan düğmeye bastım.
O da benim ile birlikte düğmeye basmaya çalışınca ellerimiz değdi.
Ben hemen elimi çektim.
Birde aynı kata çıkıyoruz ne güzel.

"Pek iyi görünmüyorsun"
Kafamı ona çevirdim.
Sadece yüzüne baktım.
Sağol ya... Ne kadar iyisin öyle.
Cevap vermeden kafamı geri çevirdim.
Birden asansörün ışıkları söndü.
"Noluyo ya?" Dedi
"Kalmamışızdır dimi?" Dedim titrek sesimle.
"Yok ya. Yani heralde..."
Olduğum yere çöktüm "yaşamak istemiyorum artık çok yoruldum. Her şey benim başıma geliyor"
O ise bir tuşa bastı...
"Dur ya ben halledicem"
Ağlamam hızlanmıştı.
Ben mi bütün bahtsızlıkları kendime çekiyorum , yoksa tesadüf mü?
Tekrar bastı...
"Olmuyo işte bırak geberelim"
"Bakın hanımefendi , sabah sabah benim sinir sistemim ile oynamayın. Zaten yorgunum" dedi aptal herif.
"Ben baya enerjiktim aslında" dedim
"Ne oldu ya da ne yaşadın bilmiyorum. Ama belli ki oyuncağın elinden alınmış. Susarsan halledeceğim"
"Doğru, ne yaşadığımı bilmiyorsun" dedim ağzımın içinde"
"Ne?"
"Hiç" dedim

Tekrardan tuşa basınca ışık yandı.
Ve asansör 3. Kattan çıkmaya devam etti.
"Konuşabiliriz istersen" dedi
Şizofreni falan mısın ya?
"Kalsın"
"Sen bilirsin"Dedi
Derin nefes aldı ve "asansör arada böyle yapıyor ama yardım tuşuna bir iki kez basınca geçiyor"
"Bundan sonra merdivenleri kullanacağım. Sen ve senin gibi birisiyle asansörde kalmak istemem"
Gülümsedi.
"Hangi erkek canını yaktı senin? Ay aldatıldın mı yoksa?"
Konuşmadım.
Asansörün kapısı açılır açılmaz dışarı çıktım.
O karşı dairenin kapısını ben Ezgi'nin kapısını çaldım.
Ezgi kapıyı açtı bende içeri girdim.

Ezgi "hoşgeldin canım"
Beni kendine çekerek sarıldı.
Ben sadece sırtına bir kaç kez dokundum sonra ise uzaklaştım.
Ben temas sevmezken Ezgi bağımlısıydı.
Aşırı zıttık ama kopamıyorduk birbirimizden.
"Hoşbulduk" dedim
"Geç balkona konuşalım hadi" dedi

Balkonda ki puflardan birine oturdum.
Ezgi elime kahve verdi.
"Anlat bakalım"
"Biliyorsun işte Ezgi. Yeni hayat falan.."
"Eslem... Ne hissettiğini anlat bana"
"Aslında İstanbul'u terk etmeyecektir ama..."
"Ama ne?"
"Ama Ufuk ve en yakın arkadaşlarımdan biri olan Ecrin'i nikah masasında görünce dayanamadım."
"Şerefsizler" dedi
"Bana veda bile etmedi..."
"Bırak o hayırsız köpeği. Bakmasın bile"
"Neden kimse bana veda etmiyor Ezgi? Annem de bir başıma bırakıp gitti"
Ezgi elini dizime koydu.
"Aklında ki soruların cevabını hiç bir zaman bulamayacaksın canım. Düşünme artık"
"Beni inandırmıştı... Mutluluğa , huzura güzel olan her şeye"
Ezgi "ümit vermişti"
"Evet vermişti. Şimdi yüzüstü bırakıp gitti"
Ezgi "ya 'ben senden değil Ecrin'den hoşlanıyorum hadi eyvallah' diye veda mı olur?'
"Bu kadarını hak etmedim ya. Hayır hayatımın yirmi sekiz yılının sadece 5 yılını mutlu geçirmişim"
Ezgi "kanka sen o beş yılda da mutlu değildin ki. Sadece öyle zannettin inan bana"
"Nasıl yani?" Dedim
Ezgi "hiç çiçek aldı mı sana?"
"Hayır"
"Verdiği değeri hissettin mi?"
"Hayır"
"Ailesi ile tanıştın mı?"
"Hayır"
"Gelecek hakkında konuştunuz mu?"
"Hayır"
" E daha ne Eslem"
Tepede duran Ay'a diktim gözlerimi.

"Şu haline bak. Ben seni böyle bitik görmek istemiyorum sista"
"Ne yapacağımı şaşırdım Ezgi. 14 yaşında bir ergenken annem intihar etti , babam terk etti. Teyzem bakıyordu güya... Haftada bir gün eve gelip yaşıyor muyum diye kontrol ediyordu sadece."
"Biliyorum sista ama kurtul şu zincirden. Hadi kuralım hayatımızı"
"Öyle kolay olmuyor Ezgi hanım"
"Olacak Eslem , ben hep yanında olucam"
"Desteğini hissetmek güzel Ezgi"
"Seni seviyorum kardeşim benim"
"Bende seni seviyorum. Teşekkür ederim her şey için"
"Kim olsa yapardı"
"Kimse yapmazdı Ezgi. Sen bana evini açtın , kafede iş verdin"
"Ne güzel çalışırız birlikte"
" İyi ki benim kardeşimsin" dedim
"Sende canım" dedi
Ayağa kalktı ve "ben yatıyorum. Senin odanda hazır istediğini yap"
"Tamam tamam , iyi geceler"
"Yeni hayatın hayırlı olsun Eslem Aslan"
"Teşekkürler Ezgi Derim"

Vücudumu ve yüzümü tamamen Ay'a çevirdim.
Üzerime ince bir örtü aldım.
Asansörde ufak çaplı kriz geçirdiğimi anlatmamıştım.
Hakikaten kimdi o çocuk?
Değişik değişik hareketleri vardı.
Kafamı bununla yoramam , daha önemli dertlerim var.

Biz Ufuk ile bir parkta tanışmıştık.
Onu tanıdığımda 23 yaşındaydım aşık olmuştum.
İlk o teklif etmişti ama aşık gibi değildi hiç bir zaman.
Bense hep bunun üstünü örtmüştüm.
İşte gerçek değil mi çıkıyor meydana.
Ufuk'u damatlıklar içinde gördüğüm an kalbim acıdı.
Beş yılda elimi zor tutan adam evleniyordu. Hemde en yakın arkadaşımla.
Mutluydu...
Gözümden süzülen yaşı sildim.

Ezgi liseden arkadaşımdı. İlk gün onun yanına oturmuştum.
Sonrada kopmadık hiç.
O hayallerini gerçekleştirdi.
'kendi evim ve kafem olsun. İzmir'de gül gibi yaşayayım' derdi.
Ben ise hayatta kalmayı düşünürdüm.
Ben hayal kurmaya Ufuk ile başlamıştım aslında.
Ama o kurmadı...
Yani kurmuş da benimle değil.

Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.
Sanırım burda uyuyacaktım.
Gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım...

-bölüm sonu-
Eveeet bitenziii.
Biraz yıkık birisi 🤏
Umarım beğenmişsinizdir⭐
Seviliyorsunuz 🌸 🌸 🌸 🌸

KOMŞUM ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin