Tugay ve ben kafedeydik.
O sipariş alıyordu ben ben boş masaları topluyordum.
Birden nefesim daraldı. Sanırım yorulduğum için...Astım krizim başlıyordu...
Yine ve yine!
Sandalyeye oturdum , nefes alamıyordum.
Ceplerini kontrol ettim. İlacım nerde?!Tugay fark etti ve yanıma geldi. Gayet sakindi.
"Aşkım ilacın nerede?""Bilmiyorum" diyebildim zorla.
Nefesim kesiliyordu.
Korkmaya başladım."Tu... Tugay... Nefes... Alamıyorum"
"Sakin ol güzelim , bir şey yok. Nefes al ver"
"Bugün hiç dinlenmedim" dedim
"E aferin ama"
Tugay'ın elini tuttum.
Nefes almakta zorluk çekiyordum.
Tugay "korkma ben burdayım"
"Burdasın" dedim.
Ama bu sefer nefesimi toplayamadım.
"Tugay gözüm.."
"Eslem , Eslem güzelim iyi misin?"
Gözlerim kayıyordu... Sonrası karanlık.
Hastane..
Gözümü açtığımda serum yiyordum.
"Tugay"Ömer geldi "Tugay geliyor şimdi"
"Noluyor?"
"Bir şey olmuyor yenge. Astımın yüzünden"
"Ezgi nerde Ömer?"
"O kafede kalmak zorunda kaldı"
"Anladım"
Tugay acilden içeri girdi.
"İyi misin?"
Ömer "ben sizi yalnız bırakayım. Hemde Ezgi'nin yanına gideyim"
"Tamam. Teşekkürler" dedim
Tugay bana baktı ve yanıma oturdu.
"İyiyim"
"Niye ilacını unutuyorsun?"
"Unuttum işte" dedim
"Kendini önemsememen sinirimi bozuyor Eslem. Zarar veriyorsun kendine"
Bir şey diyemedim.
"Bu kaçıncı Eslem?"
"Tamam ya özür dilerim"
"Özür dileme , korktum sadece"
"Bu ne zaman biter?"
"Birazdan biter , yeni taktılar"
"Of ama ya.."
"Hiç oflama. Sen kendine dikkat etmezsen bunlar çok gelir başına"
"Ay bir şey demedim say!"
Bana sarıldı "sana bir şey oldu sandım kalbim çıktı"
"Çok mu korktun sen" ellerim ile yanağını sıktım.
"Oyyy minik yüzbaşım benimm"Birden kendine çeki düzen verdi.
Yüzbaşı olduğunu hatırladı heralde."Kızım insan içindeyiz ya. Bizimde bir duruşumuz , karizmamız var"
"Yesinler senin karizmanı"
Gülümsedi.
Telefonum çalmaya başladı.
Tabii ki Ezgi , azarlamak için arıyor."Efendim"
"Kızım biz bu olayı daha kaç kere yaşayacağız? Sen benim panik olduğumu bilmiyor musun? Hayır yani olan sana oluyor. Azıcık hatalarından ders çıkarsan dişimi kırıcam ya. Tamam kendini düşünmüyorsun , Tugay'ı düşün. Çocuk perişan oldu ya. Sen gel eve o zaman göstericem ben sana ilacını evde unutmak neymiş."
Dedi nefes almadan..."Aman Ezgi sakin. Ne çok konuştun öyle... Yaşıyorum çok şükür , ölmedim daha"
"Eve gel sen , ben öldürücem seni"
"Tamam Ezgi , haklısın. Eve gelince gebert beni. Hadi öptüm bayy"
Telefonu kapattım
"Anam o neydi? Taramalı gibi"
Tugay güldü "nasıl bağırdı öyle ya?"
"He valla. Eve gidince canımı okuyacak"
"Bir daha hayatta unutmazsın"
"Yok yok tövbe. Bir daha asla , kendimi unuturum onu asla"
Gözlerimi kapattım. Aslında ne güzel bir an yaşıyordum. Sevdiğim adam yanımda , benim için telaşlanan birileri.
İstanbul'da olsaydım , ölünce bile kimseye haberim gitmezdi.
Ama burası farklı.İzmir... Evim , sol yanım. Ne güzel kapılar açtın bana.
İnsan böyle bir durumda şükür eder mi?
Edermiş...iyi ki terk etmiş beni Ufuk.
Ve iyi ki buraya gelmişim...Riv riv riv
Bir daha ki bölümde görüşürüzzzz
Seviliyorsunuz 🌸 🌸 🌸