Sabah saat 9'da uyanmıştım. Bu sefer üniformamı giyerek askeriyenin yolunu tutmuştum. Aslında timim izinde olduğu için otomatikmen bende izinde oluyordum. Ama eski timimle hep göreve gittiğimiz için ve yaklaşık bir aydır da dosyaların hiçbirinin yüzüne bakmadığım için epey birikmişlerdi.
Sabah 9:30 da burdaydım ve saat 14:30 du. Dosyaların hepsini önce okuyup sonra imzaladığım için yarısına kadar zor gelebilmiştim. Şimdi ise kendime biraz izin vermiş ve bahçeye kahve içmeye çıkmıştım. Hala üzerimde bir nebzede olsa yorgunluk vardı. Bu yüzden Türk kahvesi içiyordum. Uzaktan bana doğru gelen bir askeri fark ettim. Yanıma geldiğinde
"Sefa Soysal Kahramanmaraş Emredin Komutanım " dedi. "Rahat asker " dedim.
Hemen rahata geçti ve "Hayri albay timin antrenman yapacağını sizinde orda olmanız gerektiğini söyledi Komutanım " dedi. "Emir komuta kimde? " dedim. "Mirza Komutanım da Komutanım " dedi. "Tamam gidebilirsin" dedim. Tekrar asker selamı verdi ve gitti. Bende bitmiş kahvemin bardağını çöpe attım. Merak etmeyin plastik bardak asker de olsan cam bardağı çöpe atacak kaşar zengin deilsin. Merak etmeyin yalnız değilsiniz hepimiz fakiriz. Askeriyeden içeri tekrar girdim ve bizim timin yatakhanesine doğru yürüdüm. Benimde burda kendime ait yatağım ve dolabım vardı. Evet bu kadar erkeğin içerisinde. Ama bu işin cinsiyet ayrımı olmadığı için herkes giyinirken rahattı. Yani kimse kimsenin götüne bakmıyor Merak etmeyin. Yatakhaneden içeriye girdiğim de timin üzerini değiştirdiğini kıyafet seslerinden anlamıştım. Ama hiçbirine bakmadan kendi dolabımın şifresini girdim ve üzerimi değiştirmeye başladım. Önce üzerimdeki üniformamı çıkardım ve sporcu atletimle şortumu giydim. At kuyruğu olan saçlarımı bozdum ve tekrar topladım. Saçlarım omzuma kadar geliyordu uzun saç pek sevmezdim. Tekrar şifremi girerek dolabı kilitledim. Önüme döndüğüm de timin ayakkabılarını giydiğini gördüm.
Bende çıkardığım ayakkabılarımı giydim . Bağcıklarını da bağladığım da hazırdım. Time baktığım da onlarda hazırdı. Odanın kapısını açtım ve koridora çıktım. Yürümeye başladığımız da ben ve Mirza önde diğerleri arkadaydı. Hepside eşofman takımı giymişti ve Mirza çok hoş duruyordu.
Koridorda yürüdüğümüz yerde tüm kızlar dönüp dönüp ona bakıyordu.
Ama o okulun cool çocuğu gibi kimseye yüz vermiyordu. Bahçeye çıktığımızda arkamdaki Cenk'in sesini duydum
"Asena Komutanım " dedi. Omzumdan geriye ona baktım ve tekrar önüme dönüp "Efendim " dedim. "Evlilik düşünürmüydünüz " dedi. Onun bu dediğiyle Mirza tükürüğünde boğulurken diğerleri kahkahaya boğulmuştu. "Niye öyle dedin " dedim.
Herkesin yavaş yavaş gülmesi durmuştu. "Sırtınızda ki kurt dövmesi sizi aynı bir Asena gibi gösteriyor " dedi. "Ben sana üç beden büyük gelirim Cenk" dedim. Benim bunu dememle Tim yine kahkahalara boğulmuştu. Mirza hariç.
Cenk bozulmuş gibi bir sesle "Emredersiniz Komutanım " dedi.
Onun nunu demesiyle Tim daha fazla gülmüştü. O sırada antrenman yapacağımız yere gelmiştik. Hepimiz tek sıra halinde dizilmiştik. Sıranın başında ben vardım. Mirza " Çok güldünüz hadi birazda ayaklarınız açılsın sağa dön " dedi. Onun sesiyle hepimiz sağa döndük.
"250 tur bahçe koşusu ileri " dedi.
Ve ben başta hepimiz koşmaya başladık.
Bugün anamız ağlayacaktı....🌪
Ölüyorum a dostlar. O koşudan sonra 400 şınav 500 barfiks çekmiş. 10 dakika dinlenip bu sefer 350 tur bahçeyi koşmuştuk. Terden artık üstümde ki sporcu atletinin rengi giderken diğerlerinin de benden farkı yoktu.
Şimdi ise 200 tane şınav çekiyorduk.
Bora'nın üzerine giydiği turuncu tişört artık siyah olmuştu. Tam üç kez yere düşmüştü. Hepimizin üstü başı kaymışken koşudan sonra Mirza Cenk'e
iki gün önce antrenman yaptığı için oturmasını söylemişti. Cenk'se sabahtan beri oturduğu yerde bize gıcıklık verip.
Hatta buda yetmezmiş gibi dil çıkarıp bizi videoya çekiyordu. 25 yaşındaki adamın yaptığı hareketlere bak. Ama unuttuğu birşey vardı. Oda benin onun komutanı olduğumdu....🌪
Antrenman bittikten sonra hepimiz duş almak için odalara çekilmiştik. Timin odasına girdim ve Bora'dan öğrendiğim Cenk'in yatağına giderek telefonunu aldım. Şifresini Bora dan öğrenmiştim.
1234 tü bir asker böyle saçma bir şifreyi nerden bulabilirdi. O duştan çıkmadan telefonun zil sesini hemen değiştirdim.
Ve telefonu titreşime aldım. Ben duşa girdiğim için yemekhane ye indim.
Ve bizimkilerin masasına oturdum.
Saat akşam 18:00 olmuştu. Albayda dahil olmak üzere herkes yemekhanedeydi. O sırada içeriye Cenk girdi. Ardından da Bora girdi ve bana göz kırptı. Bu iş halloldu demekti.
Benim titreşime aldığım telefonu Bora Cenk duştan çıkmadan tekrar odasından almış ve sesini açmıştı. Bora "Cenk telefonunu yatakta unutmuşsun " dedi ve ona telefonunu uzattı. Cenk onaylar gibi başını salladı ve telefonu alarak yemeğine gömüldü. Bora'dan Cenk'in numarasını almıştım. Telefonumu çıkardım ve Cenk'i aradım. O sırada Cenk'in masada ki telefonundan bir ses duyuldu. Hemde bir şarkının nakaratı.
"Bu sevdalar boşuna le bu sevdalar boşuna delalım delalım delalım" telefonun sesi son ses açık olduğundan tüm askeriye duyuyordu. Bense kahkahalara boğulmuştum. Şarkıya mı gülsem yoksa benim onun telefonunda "turuncu pasta " diye kayıtlı olmamamı.
Benimle birlikte sesin kaynağını fark eden herkes gülmüştü. Ta ki "Bu ses ne!"diye bağıran albaya kadar. Cenk bana ve Bora'ya doğru bakarak taladrodan şu sözü söylemişti
"Aldatmam dedin aldattın " dedi.
Ve çok acıklı söylemişti. O böyle diyince ben ve Bora'da daha fazla gülmeye başladık. O sırada Bora sandalyeden yere düştü. Ve ben daha çok güldüm.
O sırada bana bakarak yarım yamalak gülümseyen Mirza'yı fark ettim. Hayatın bana bahşettiği Tim deli bir komutan ve eğlenceli bir timdi.....Evett bir bölümün daha sonuna geldik.
Ve bu benim hakkımda bir bilgi daha demek. Benim en sevdiğim iki renk siyah ve kırmızı.....Bu arada bölümle ilgili düşünceleriniz nedir?
🖤🖤
![](https://img.wattpad.com/cover/370530927-288-k758441.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öfke Timi
Teen Fiction(Şiddetle okunmasını tavsiye ederim!!) Asena timini kaybeder ve intikam almak için teröristlerin arasına sızar. Fakat bazı aksilikler sonucunda kendisi terörist sanılır. Mirza öfke timinin soğuk ve sert komutanıdır. Bakalım Asena'ya nasıl davranac...