Emre
Ali'yle biz odalarımıza geçmiştik. Naz da içeride yatağını hazırlamış yatıyordu. Neden bana yalan söylediğini anlayamamıştım. Ya bana yalan söylemişti, ya da Ali'ye. İkinci seçeneği çok saymadığımdan onu düşünüyordum. Rahatsız olduğunu söylese onu kovacak değildim, diss falan da atmazdım yani. Ama rahatsız olan birisi neden sigara dumanına katlansın ki? Uyuyamadığım için mutfağa gitmeye karar verdim. Bir şeyler atıştırmak iyi olurdu. Odadan çıktığımda mutfağın ışığının açık olduğunu gördüm. Mutfağa girdiğim zaman masada dondurma kutusunu kaşıklayıp YouTubedan bir şeyler izleyen Naz'ı gördüm. Onun o hâline güldüm. Ben güldüğümde bana doğru baktı. Üzerinde olduğu masadan aşağı indi.
"Rahatını bozmasaydın ya." Dediğimde güldü.
"Ya sen hani uyuyordun kalleş. Ben uyuduğuna güvenerekten rahattım." Diye isyan ettiğinde buzdolabını açıp incelemeye başladım.
"Düşünmekten uyku tutmadı." Dediğimde biraz sessizleşmişti. Ben buzdolabında çikolata arıyordum ama bulamamıştım. 'siktir ya.' dedikten sonra dolabı tekrar kapattım.
"Noldu? Kim siktiriyo?" Dediğinde güldüm.
"Hayır, atıştıracak bir şey kalmamış. Ondan dedim."
"Açlıktan ölmemek için dondurma yiyorum şuan şaka mı yapıyorsun?" Dedi gülerek.
"Ben ilerdeki petrole gidiyorum o zaman. İstediğin bir şey var mı?"
"He var." Dediğinde duraksayıp söylemesini bekledim.
"Bende gelsem?"
///////
İkimiz de pijamalarımızla asansördeydik. Aburcubur uğruna deli sikmiş gibi saat 4 de benzinliğe gidiyorduk.
"Yürüyerek gideriz diyordum. Çok uzak değil zaten 5 dakika. Yürümek iyi gelir." Dediğimde kafasını salladı. Asansörden inip siteden de çıktık. Yol üzerinde yürüyorduk. Çok sessizdi. Sadece arada tek tük arabalar geçiyordu.
"Neden rahatsız olduğunu söylemedin Naz?" Diye sorduğumda bekliyormuş gibi cevap verdi.
"Ya hem peşinden gelip hemde keyfini bozmuş olmak istemedim. Aslında çok da rahatsız etmiyor. Gerçekten." Güldüm.
"Keyfimi bozacak olsaydın sana rahatsız oluyor musun diye sormazdım." Kafasını salladı.
"Haklısın. Ama düşünemedim bir an."
"Bir dahakine ona göre davranırız o zaman."
Naz yere bakarak yürüyordu. Taşları incelerken gözü bir şeye takıldı ve ilerleyip onu aldı. Bana göstererek geldi.
"Bak, maça as buldum!" Dediğinde güldüm.
"Karo As olmasın o." Yürümeye devam ediyorduk. Petrolden içeri girdik.
"Hayır, araştırmanı öneririm. Maça as." Başımı iki yana salladım.
"Değil."
"Hemde pembe."
"Pembe yok kartlarda kırmızı var sadece." Raflara bakınıyorduk. Birkaç şey aldıktan sonra kasada ödeyip çıkarak tekrar geldiğimiz yolu yürümeye başladık.
"Neden sessizleştin bir anda lan." Diyerek Naz'a baktığımda ağzındaki lolipopu gördüm. Ufak bir kahkaha attıktan sonra kamerayı açıp onun bu halini fotoğrafladım.
"Zaten senin bu kadar uzun süre susman imkansızdı." Dediğimde bana nah çekerek cevap vermişti.
Asansöre bindiğimizde Naz diline bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köpük (My Friend's Sister)
Teen Fiction"Seni seviyorum, yetmez mi?" Dediğinde delirmek üzereydim. "Bir kişilik kalplere iki kişi sığdırıyorsun Emre! Ben o sandığın kişi değilmişim, çık şimdi dışarı!" Evimden, aklımdan, beynimden, en önemlisi;Kalbimden çık Emre. Köpük ol, uç yukarı. Patla...