Naz
Sabah kalktığımda ses seda yoktu. Kalkıp odaları dolaştım. Ev bomboştu. Telefonumu kontrol ettiğimde, abimin attığı mesajı gördüm.
'Bizimkilerle kahvaltıdayız. Uyandırmak istemedik, sende aç kalma bir şeyler ye.'
Tekrar gidip salona oturdum. Peynirli çubuk kraker açıp birazını yedikten sonra ayaklandım. İçeri gidip üzerimi değiştirdim. Saçımı, hafif makyajımı yapıp kamera karşısına geçtim. Elime gitarı aldım. Kaydı başlattım.
"Bak dinledim seni, dokunmadım sana, dokunmadım kalan rüyalara.
Zarar ziyan, döküldü ortaya. Ölüm kadar rahatmış ayrılık. Ufak tefek birkaç sorun mu var? Geçer geçer. Zaman şuan yalan. Nedir ki bak, silindi hafızam. Hayat kadar yalanmış ayrılık."30 saniyelik videoyu editleyip instagrama yükledim. Arada şarkılardan birkaç kuple söyleyip paylaşıyordum. Fena sayılmayacak bir takipçi kitlem vardı. Hem gitar/piyano çalıp şarkı söylemek ne de olsa her yiğidin harcı değildi. 💅🏻
Telefonumu TV'ye bağlayıp bir şarkı açtım.
'Tatlım Tatlım- Ersay Üner'
Mutfağa geçip biraz dolapları araştırdım. Eksik malzemelerin listesini çıkartıp evden ayrıldım. Muhteşem pijamalarımla markete doğru yürüyordum.
(Maybe this??)
Markete girdiğimde reyonlarda dolaşmaya başladım. Gerekli malzemeleri sepete koyduktan sonra kasaya doğru ilerledim. Kasada sıra vardı ama beklenmeyecek kadar uzun değildi.
Eve ulaştığımda içeri girip poşetleri yere bıraktım. Market yakın olsa da eşyalar fazla olduğu için ellerim acımıştı. Mutfağın ortasında ellerime üflüyordum. Arkamdan gelen sesle arkamı döndüğümde Emre'yi gördüm. Elinde kamera vardı.
"Neden ellerine üflüyorsun lan?" Dediğinde yerdeki poşetleri gösterdim.
"Yuh. Hulktan biri? Neden o kadar şeyi tek başına aldın ki kızım?" Ellerime biraz daha üfleyip cevap verdim.
"Size kalsa fakirlikten değil açlıktan ölecektik." Güldü. Güldüm. O da ellerime üfledi. Kalp ritmim an itibarıyla dengesizleşti.
"Sizi alışverişe iten şey neydi Naz hanım?" İçeri gelen abimin elinde kumanda vardı. Mikrofon gibi kumandayı bana uzatıyordu.
"Şefin spesyali çikolata parçacıklı kurabiye için gittim Ali bey. Ama gariban mutlu etmek sevaptır deyip eksikleri tamamladım." Gözündeki akmayan yaşı siler gibi yaptı.
"Gurur duydum. Ama para falan vermem." Dediğinde Emre de güldü ve içeri gittiler. Bende kurabiyeye başladım.
Kurabiye hamurunu yoğurmuş, yuvarlayıp tepsiye dizerken mutfağa minik misafirim girdi.
"Kıtıır naber aşkım?" Ben tezgahta kurabiyeleri dizerken bacaklarıma sürtünüyordu.
"Dur aşkım işim bitsin severim seni söz." Dediğimde biraz daha sürtündü. Miyavlayıp sandalyelerden birine çıkıp yattı. Onun bu hâline güldüm.
2 tepsi çıkmıştı. Tepsileri fırına koyup ellerimi yıkadım. Ardından arkamı dönüp sandalyedeki kıtırı sevmeye başladım.
"Çok mu akıllısın bakalım sen?" Kıtırı biraz daha sevince benden kaçıp içeri gitti. Bende telefonla uğraştım. Son paylaştığım videonun yorumlarını okumaya başladım. Şarkı istekleri ve övgü yorumları vardı. Aralarında dikkatimi çeken bir yorum olmuştu '🔥❤️' Emre Karaaslan. Yorumu yanıtladım. '💞'/////////
Abimin odasında yatakta yayılıp telefonla oynuyordum. Kıtır yanımda yatıyordu. Abimler içeride sohbet edip gülüşüyorlardı. Abimin bana seslenmesiyle birden doğruldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köpük (My Friend's Sister)
Novela Juvenil"Seni seviyorum, yetmez mi?" Dediğinde delirmek üzereydim. "Bir kişilik kalplere iki kişi sığdırıyorsun Emre! Ben o sandığın kişi değilmişim, çık şimdi dışarı!" Evimden, aklımdan, beynimden, en önemlisi;Kalbimden çık Emre. Köpük ol, uç yukarı. Patla...