"Bilmiyorum. Hiç mantıklı gelmiyor Serkan. Anlam veremiyorum."
"Üzülme be nazom. Hem daha iyi aylık adam için boşa canını sıkıyorsun."
"2 aydır tanışıyor olabiliriz Serkan, ama ben onu yıllardır tanıyordum. Yayınlarından, videolarından, fotoğraflarından, abisinden, annesinden. Ben sonunda o çok istediğim şeyi başarmış hissettim, ama yanılmışım. Hiçbir siki başaramamışım."
"Öyle deme Nazo. Sonuçta seni değil başka birini aldattı."
"Ona üzülüyorum ya zaten Serkan. Kim bilir diğer kız ne zannediyor. Emre bana jestler kıyaklar yaparken kızı ihmal etmiş resmen. Aklıma geldikçe deli oluyorum."
Serkanla sahildeki rastgele bir bankta oturuyorduk. Suyun kayalara çarpıp yükselişini izliyordum. Damla damla yükseliyordu.
"Ankarayla bozuşuruz'u çıkartıyorum." Dediğimde Serkan bana döndü.
"Cidden mi? Hani hiç kimse duymasın istiyordun şarkıyı?"
"Şimdi duysun istiyorum ama."
"Duysunlar. O güzel sesini duyan hayran kalıyor zaten, bunda da hayran kalsınlar. Sen kendini hiçe sayıyorsun kızım. Anlamıyorsun. Ne kadar güzel, yetenekli, tatlı, alımlı, ufak bir terör makinesi olduğunu."
"En yakın arkadaşımın sen olmasından çok mutluyum. Senin yanında kendimi değiştirmeye gerek duymuyorum." Birbirimize gülümsüyorduk.
"Kimse için kendini değiştirmeye çalışma Nazo. Ünlü olarak nachosun, gerçek hayatta nazosun. Ve kişiliğin dünya üzerindeki en iyi kişilik dostum. Ota boka takılma, devam et."
"Dimi ya, sikimden aşşa Kasımpaşa. Allah Allah."
"Ha şöyle. Aslanım benim."
"Serkan bilet alacağım. Sabah İzmir'e gideyim, babaannemle görüşeyim. Şarkıyı da orada yayınlarım."
"Öyle yap güzelim."
"Tamam. Bana bilet ayarlasana, ben sana para gönderirim."
"Tamam da, amına koyayım, beni buraya zorla getirdin?"
"Ya iki günlüğüne gider gelirim bir şey olmaz."
"Öyle olsun. Neyse ablam gelmezsen annemi ararım diye mesaj atmış. Ben sana bilet bilgilerini gönderirim. Sabah da gidersin. Gel eve bırakayım." Dediğinde kafa salladım.
"Ay yok teşekkürler. Ben taksiyle giderim. Çok ters kalıyor evlerimiz." Dediğimde onayladı.
"Bir şey olursa ara, eve geçince mesaj at ki haberim olsun senden."
"Tamamdır sekom."
Serkanla ayrılmıştık. Yoldan geçen taksiye rastlamayınca bende durağa kadar yürümeye kadar verdim. Durağa yaklaşık 10 dakikam kalmıştı. Telefonum çaldığında ekrana baktım.
"Efendim Metin?"
/////////
"Gerçekten, ben içim rahat etmediği için söylemek istedim. Olaylardan haberim yoktu. Konuşmadınız mı siz hâlâ?" Dediğinde sanki görecekmiş gibi kafa salladım.
"Eve geçeceğim az sonra. Eğer evdeyse söyleyeceklerini dinlerim. Değilse de sabah dediğim gibi direkt İzmir'e geçeceğim için dinleme şansım olmaz."
"Kendimi kötü biri gibi hissediyorum."
"Hayır Metin. Hatta bunu söylediğin için gerçekten teşekkür ederim. Affediyorum da seni. Ama onun bu yaptığı şey, sırf iddia için bile olsa sevgilisini aldatmak. Gerçekten aşağılık bir hareket. Geçerli bir sebep sunabileceğini de düşünmüyorum şahsen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köpük (My Friend's Sister)
Teen Fiction"Seni seviyorum, yetmez mi?" Dediğinde delirmek üzereydim. "Bir kişilik kalplere iki kişi sığdırıyorsun Emre! Ben o sandığın kişi değilmişim, çık şimdi dışarı!" Evimden, aklımdan, beynimden, en önemlisi;Kalbimden çık Emre. Köpük ol, uç yukarı. Patla...