Sabah telefonumun çalmasıyla elimi komodine uzattım. Emre yanımda değildi. Büyük ihtimalle benden önce uyanmıştı."Efendim abi?"
"E hani ne zaman geliyorsunuz? Demetle hazırlamaya başlıyoruz biz." Dediğinde iç çektim.
"Ne zamana hazır olur?"
"Yarım saate falan herhalde?" Arkada demetten de onay aldıktan sonra yarım saat olduğunu belirtti.
"Yarım saate geliyoruz." Deyip telefonu kapattım. Banyoda yüzümü yıkayıp saçımı tekrar topladıktan sonra içeri geçtim. Emre salonda PlayStation oynuyordu.
"Aşkım yarım saate gidiyoruz." Dediğimde bana döndü.
"Nereye amk?"
"Hiç uyumadın mı yoksa çok mu uyudun? Gözlerin kıpkırmızı olmuş."
"Uyumadım."
"İyi bok yedin Emre. Kahvaltıya gidiyoruz kalk."
"Ya sabah sabah ne kahvaltısı Naz Allah aşkına."
"Akşam kahvaltısı. Yaprama bak, dün sen demedin mi abinler kahvaltıya çağırıyor abinler kahvaltıya çağırıyor diye."
"Ya ben öyle mi demek istedim? Tamam Ali'nin de amına koyayım bok var gibi kahvaltıya çağırmış."
"Ya sabahları siktirteceksin bak bana."
"Sabahları agresif oluyorum ne yapayım amına koyayım?"
"Allah Allah, ben olmuyorum sanki. Paşama bak. Az mı kavga ettik seninle sabahları?"
"Ne yapalım sabahları agresif oluyoruz, kavga ediyoruz diye ayrılalım mı?"
"YA BEN ONU MU DİYORUM AĞLAYACAM HA ŞİMDİ"
"LA BAĞIRMASANA"
"SEN BAĞIRIYORSUN"
"ÇÜNKÜ SENDE BAĞIRIYORSUN"
"OF EMRE"
"OF NAZ."
"KALK SİKTİR GİT YÜZÜNÜ FALAN YIKA EMRE DELİRİYOM BEN."
"SENDE YIKA" Islak olan tişörtümü görünce ayağa kalkıp tekrar atarlandı.
"YIKAMIŞSIN ZATEN. ALLAH ALLAH YA." Yere oturmuş deli gibi gülüyordum. Gözümden yaş gelecek dereceye geldiğimde sakinleşmeye çalıştım. Emre de yüzünü yıkamış geliyordu.
"Çok mu komik aşkım?" Dediğinde tekrar güldüm.
"Dur, Allah aşkısına dur. Öleceğim şimdi gülmekten." Eğilip ellerimden tutup beni ayağa kaldırdı.
"Sen iyice kilo almışsın ha." Dediğinde gülmeyi bırakıp doğruldum.
"Sikerim ha seni. Adam ol." Bu sefer de o gülmeye başladı.
"Ayaklan diye söyledim. Almamışsın kilo falan."
"Adam olcan."
"Senin adamın olayım." Piç gülüşü attığında sırıttım.
"Çok yavşaksın biliyorsun değil mi?" Dediğimde yanağımdan öpüp sarıldı.
"Hadi hadi geç kalcaz. Üstünü değiştir."
"Değiştirmeyeceğim. Ben civcivli pijamalarımdan memnunum." Dediğimde güldü.
"E hadi yürü o zaman. Al telefonunu falan gidelim." Salondan çıkıp dış kapıya gitti.
Ceketimi alıp kapıya gittim. Emre ayakkabısını giymiş asansörü beklerken ayakkabımı giyen beni süzdü.
"Üşüyor musun? Hayırdır?" Dediğinde kapıyı arkamdan çekip ona ilerledim. Kollarımı boynuna sarınca o da bana sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köpük (My Friend's Sister)
Novela Juvenil"Seni seviyorum, yetmez mi?" Dediğinde delirmek üzereydim. "Bir kişilik kalplere iki kişi sığdırıyorsun Emre! Ben o sandığın kişi değilmişim, çık şimdi dışarı!" Evimden, aklımdan, beynimden, en önemlisi;Kalbimden çık Emre. Köpük ol, uç yukarı. Patla...