Naz
Elektrikler geri geldiğinde içeri geçip temizliğe devam ettik. En sonunda bulaşıklar da bitince ikimiz de yorgunluktan bitiyorduk. Salonda yayılmış oturuyorduk. Saat 23.30 a geliyordu. Emre'nin telefonu çalınca merakla ona baktım. Abim daha eve gelmemişti. Emre'yi arayan Hürkan'dı. En sonunda onaylayarak kapattı.
"Basketbola gidiyoruz. Gelecek misin?" Dediğinde omuz silktim.
"Başka kimler varmış?"
"Umutla Metin varmış." Kafamı salladım.
"Gelirim o zaman. Abimle mesajlaştınız mı hiç? Aradım açmadı da." Ben ayaklanmış üstümü değiştirmeye giderken o da dediklerimi cevaplıyordu.
"Hayır benimde haberim yok. Hadi hızlı ol ben giyindim seni bekliyorum."
Dediğinde hızlı hızlı valizi karıştırdım. Bulduğum şortumu, üstüme de abimin beyaz bir tshirtünü giydim.
Ayakkabılarımızı giyip asansöre bindiğimizde Emre beni süzdü. Gözü t-shirte çarpınca gülümsedi.
"T-shirt yakışmış." Dediğinde bende güldüm.
"Teşekkür ederim. Abimden çalayım dedim hazır o evde değilken."
//////
Arabayla diğerlerinin olduğu sahaya geldiğimizde herkesle selamlaştık. Küçük sırt çantamı potanın altına bıraktım.
"Hoş geldin Naz." Hürkana dönüp gülümsedim.
"Hoşbuldumm." Ufak bir sarılmanın ardından Emre'yle de selamlaştılar. Hürkanla daha önceden de tanışıyorduk. Abimle Adana'ya gelmişlerdi.
"Nasıl ayrılıyoruz şimdi?" Umutun dediği şeyle birkaç fikir saydılar.
"Arkadaşlar beni elemandan saymayın bildiğim tek şey şut atmak benim." Güldüler. Bir takımda Emre, ben, Umut diğer takımda da Hürkan'la Metin vardı. Hürkan hepimize göre daha avantajlı olduğunu bildiği için iki kişi kalmayı kabul etmişti.
Başladığımızda Emre'yle Umut daha çok oynuyorlardı. Bende elime gelen topları onlara salıyordum. 12-17 gidiyorduk. İlk eli 20 de tamamlıyorduk. Umut 2 sayı daha attığında 14-17 olmuştu. Ardından iki takımın da attığı sayılarla 19-19 kalmıştı. Hürkanla Metin Umutla Emre'yi tutuyorlardı. Ben potanın önünde onları izlerken Umut bir anda topu bana attığında Hürkan bana doğru gelmeye başlamıştı.
"Atamazsın sen Naz ver bana da biz kazanalım bari." Dediğinde topu attığımda kılçıksız bir sayı olmuştu Hürkana bol yankılı kapak işareti yaptıktan sonra Umutla Emre de gelip tebrik ettiler.
"Ay sonunda bi katkım oldu ya." Dediğimde güldüler.
Sahanın kenarında yerde oturuyorduk.
"Ben susuzluktan öleceğim şimdi açık büfe falan var mıdır?" Emre'nin dediği şeyle ayaklanıp çantamı alıp geri geldim. İçinden bir şişe çıkartıp Emre'ye attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köpük (My Friend's Sister)
Teen Fiction"Seni seviyorum, yetmez mi?" Dediğinde delirmek üzereydim. "Bir kişilik kalplere iki kişi sığdırıyorsun Emre! Ben o sandığın kişi değilmişim, çık şimdi dışarı!" Evimden, aklımdan, beynimden, en önemlisi;Kalbimden çık Emre. Köpük ol, uç yukarı. Patla...