12'

1.2K 119 26
                                    

𝐦𝐞𝐝𝐲𝐚|𝐑𝐡𝐞𝐚 𝐋𝐞𝐬𝐭𝐫𝐚𝐧𝐠𝐞

°

Bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordum. Özellikle son günlerde. Hayır, hayatım mükemmeldi. Olması gerektiği gibi. Her şey fazlasıyla kusursuzdu, değil mi?
Eskisi kadar annemle tartışmıyordum bile. Sadece görmezden geliyorum.
Kardeşlerimle aram iyi, uzun süreli bir işim var. Arkadaşlarım da var.
Gerçi, arkadaşım diyebilir miydim?
Gerçek kimliğimi bile bilmiyorlar.

James, Sirius, Lily ve diğerleriyle belki de daha yakınım. Tuhaf hissettiriyor. Barty ise bu durumdan hoşnutsuz. Artık toplantılara bile katılmıyorum. Kimse sorgulamıyor, sorgulamayacaklarını biliyorum. Sorgulayamazlardı.
Son günlerde ise işlerimiz daha yoğundu.
Birileri saldırılarını özellikle bu günlerde artırmış gibiydi. Beni daha çok yoruyordu, elbette diğerlerini de.
Sürekli etrafa saldırıp ölüm saçıyordu. Âdeta önündeki herkesi tehdit ediyordu. Hayır, bunu açıkça yapıyordu.
Bakanlık ise zor günler geçiriyordu.

İki ay.
Birkaç gün sonra neredeyse iki ay olacaktı. Ve ben onu görmüyordum.
Karşıma çıkmıyordu. Ben ise sorgulamıyor, umurumda değilmiş gibi davranıyordum. Ama sadece öyleymiş gibi davranıyorum. Sürekli pencereme gelen baykuş bile artık gelmiyordu. Kendimi neden yalnız hissediyordum?
Oysa ben hep yalnız değil miydim?
Beni kendine bağladığı için ondan nefret ediyordum.

Kendini topla.
Aptal olma.
Bir erkek yüzünden mi boşlukta hissedeceksin Rhea?

O gece yağmurun altındaki kanlı görüntüsü aklıma geldiğinde dalıp gittiğimin bile farkında değildim. Cinayet işlemiş, üstüne beni Sirius ile beraber görmüştü. Tüm sebep bu muydu?
Bu kadar olamazdı. Başka bir şeyler olduğuna emindim. Neden öyle davranmıştı ki? Sonrasına beni hiçbir şey olmamış gibi yalnız bırakmıştı.
Beni karanlıkta yalnız başıma bırakmıştı.

Başımı hızlıca iki yana sallayıp bu düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Artık bir önemi yoktu. Boş bakışlarım elimdeki kitapta gezindi. Okumuyordum ama birileri beni rahatsız etmesin diye okuyor gibi görünmeye çalışıyordum.
Gözlerim sıklıkla camda ve kitapta dolanıyordu. Ta ki yanımda bir ağırlık hissedene kadar. Başımı koltukta hemen yanıma oturan abim, Rodolphus'a çevirdim.

"Sanırım bu gece benden daha depresifsin ha Rhea?" Ah, bu gece Rodolphus ve Bellatrix'in düğünü için son planlamalar yapılıyordu. Bu yüzden gecenin bu saatinde tüm aile masa başında oturuyor, planlama yapıyordu. Elbette her şey ile ilgilenen annem Adelaide Lestrange ile Bellatrix'in annesi Druella Black'ti. İki mükemmeliyetçi, safkan, takıntılı kadının tek anlaşabildiği konu buydu. Ne ironik ama.

Gözlerim arkamızdaki masada sohbete devam eden iki kadından, babama ve Cygnus Black'e döndü. İçkilerini yudumluyor ve kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Elbette ne konuştukları oldukça belliydi. Bakışlarım annesinin yanında, zorla getirildiği oldukça belli olan, Bellatrix'te gezindi. Onu sevmiyordum, hayır ondan nefret ediyordum. Ama içinde bulunduğu durum kötüydü. Kardeşi Narcissa'nın ise pek umurunda değil gibiydi. Sonuçta o sevdiği adam ile evlenecekti.

"Tipik Rhea. Az konuşur, surat asar ve bir ergen gibi davranır." İkizim Rabastan elindeki viski kadehiyle diğer yanıma oturduğunda elimdeki kitabı kenara koydum. "Surat asmıyorum ben." Bunu söylerken bile yüzümde bir gülümseme olmaması ironikti.
"Sadece rol yaptığında gülümsersin." Kadehinden bir yudum daha alıp gülümseme taklitlerimi yapmaya başladığında omzuna vurdum. Sarhoş olmaya başladığı belliydi.

"Onunla evlenmek zorunda olduğuna inanamıyorum." Bellatrix'e kaçamak bir bakış atıp Rodolphus'a döndüm. Tüm bu durumdan belki de en çok nefret eden oydu. "Aynı evde yaşama fikriniz beni ürkütüyor." Sözlerimle asık suratı yavaşça düzeldi, kıkırdadı bile.
"İnan bana en çok beni ürkütüyor."

𝐅𝐥𝐚𝐰𝐥𝐞𝐬𝐬 [𝐓𝐨𝐦 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin