16'

1K 109 41
                                    

𝐦𝐞𝐝𝐲𝐚|𝐑𝐡𝐞𝐚 𝐋𝐞𝐬𝐭𝐫𝐚𝐧𝐠𝐞

°

Bir şeylerin yolunda gitmediğini hissediyordum.
Elbette hayatımın güzel olduğunu söyleyebilirdim. Yani artık güzeldi.
Ama içimdeki bir şeyler yolunda değildi.
Kendimi kapana kısılmış hissediyordum.
Bu garip his ise birkaç gündür beni rahat bırakmıyor, uykularımı bölüyordu.

Yine uyanmıştım.
Hayır, bu sefer o garip histen ya da kâbuslardan dolayı değildi.
Rodolphus gecenin bir yarısında odama gelmiş, aşağı inmemi söylemişti.
Şuan yaptığım şey ise üzerimdeki beyaz gecelik ve çıplak ayaklarımla beraber aşağıya inmekti.
Rabastan ve Rodolphus koltukta oturuyorlardı. Sanırım bir şeyler hakkında tartışıyorlardı. Adım seslerimi duyduklarında sustular.

Üçümüzün arasının pek iyi olduğu söylenemezdi. Özellikle doğum günümüzden sonra.
Kendimi onlardan uzaklaştırıyordum ve buna rağmen kendimi kötü hissetmiyordum. Sanki olması gereken bu gibiydi. Elbette sadece doğum günü için onlara küsecek falan değildim. Sonuçta bu Rabastan'ın da doğum günüydü.
Yalnızca bir şeyler yanlış gidiyordu.
Fazlasıyla.

Boş olan koltukta yerimi aldığımda gözlerim duvardaki büyük saate kaydı.
03.15
Uykulu gözlerimi ikisinin üzerinde gezdirdim. Eve yeni geldikleri belliydi.
Üzerlerindeki takım elbiseleri çıkarmamışlardı bile.
"Yani gecenin bir yarısı neden uykumdan uyandırıldım?"

Rodolphus'ın bakışları üzerimde gezindi. Rabastan ise umursamadı bile.
"Geçen gün hakkında özür dilemek istiyordum." Geçmiş bir özrün faydası yoktu. Hem doğum günüm fazla önemli değildi, değil mi?
Rabastan ile aynı anda omuz silktiğimizde kaşlarım çatıldı. Aynı şekilde onun da. Rodolphus'ın gözleri önce Rabastan'da sonra bende gezindi. Kravatını gevşetti. Bir şeyler dönüyordu.

"Sadece bir özür için bu kadar gergin olacağını düşünmüyorum." Kollarımı birbirine bağladığım ve onu süzdüğüm sırada Rabastan söze atıldı. "Sadece söyle ve gitsin. Uzatmanın anlamı yok Rodolphus." Kaşlarım çatıldı.
Neyi söyleyecekti?
Ve Rodolphus neden bu kadar gergindi.

"Bak Rhea. Bunu sadece bir şeyden emin olmak için soruyorum." Oturduğu koltukta daha dik durdu ve ellerini birleştirdi. "Saçma dedikodulara inanmıyorum ama son zamanlarda çok konuşuluyor..." Duraksadı. Ah, bu konuşmanın nereye gideceğini tahmin ediyordum ve gideceği yön kesinlikle hoşuma gitmeyecekti.

"Onunla bir ilişkin mi var?" İsmini söylemedi. Karanlık Lord da demedi. Yalnızca o dedi. Çünkü kimden bahsettiğini hepimiz biliyorduk.
Ben ise bu soruya nasıl cevap vermem gerektiğini bilmiyordum. Nasıl bir ilişki içinde olduğumuzu bilmiyordum.
Buna sevgili olmak denebilir miydi?
Bunu bile bilmiyordum.
Sessiz kaldığımı gördü.

"Tehlikenin içine giriyorsun."
Kaşlarımı kaldırdım. Neyle uğraştığımı bilmediğimi sanıyorlardı. Aptal falan mı olduğumu düşünüyorlardı?
Bu sefer Rabastan atıldı. "Neye bulaştığının farkında değilsin Rhea."
Alayla gülmemek için birkaç saniye gözlerimi kapadım. Bunu söyleyen adamın bir ölüm yiyen olması daha komikti.

Sessiz kalmam Rodolphus'ı delirtiyordu, bunu hissediyordum. Ellerini saçlarından geçirdi. "Sonunun senin için kötü bitmesini istemiyorum Rhea."
Bu sefer kendimi tutmadım ve alayla kıkırdadım. Bu gülüşün sahte olduğunu herkes anlayabilirdi.
'Rhea ancak rol yaptığında güler.'
Rabastan'ın çok önceden söylediği sözleri zihnimde yankılandı.

Herkes ve her şey yeterince karanlıkken ben biraz karanlığa bulaştığım için miydi tüm bu olanlar?

"Ne demek istiyorsun Rodolphus? Ben neye bulaştığımın yeterince farkındayım." Kaşlarımı çattığımı gördüğünde tekrar konuşmaya çalıştı ama izin vermedim. "Senin gibi istemediğim bir evliliğe karşı susup kabullenmemi mi isterdin?" Sustu. Bu kez bakışlarım Rabastan'a döndü. Sıradaki hedefim oydu.
"Ya da senin gibi bir alkolik olup her gece eve zorlukla gelmemi mi tercih ederdiniz?" Rabastan kaşlarını çattı ama sessizleşti.

𝐅𝐥𝐚𝐰𝐥𝐞𝐬𝐬 [𝐓𝐨𝐦 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin