Tamay'dan
Tefonuma gelen bildirimle tekrar elime alıp gelen mesaja baktım.
Herşeyim💙
Canım çıktınızmı
evden.Yok hayatım yeni hazırlandık çıkıcaz şimdi.
Merti göndereyim
alsın sizi.Gerek yok canım biz kendimiz geliriz.
Israr etmicem çünkü vazgeçmiceksin biliyorum.
Bende seni seviyorum hayatım hadi sen git devam et hazırlanmana.
Mesajımı beğenip çıkmıştı yüksek ihtimalle."Anne şapkam çok yukarıda alamıyorum yardım eder misin"
"Geliyorum annecim"
Barışın şapkasınıda alıp evden çıkmıştık.
Stada neyse ki vaktinde gelebilmiştik.
Trafik zorlamadı bu kez.
Trafik zorlamadı ama barışın ağlaması yeterince zorluyordu zaten.
Galiba uykusunu alamamıştı ve yine huysuzluğu tutmuştu.
Tam zamanınımı buldun oğlum ya.Anlaşılan maç bana zehir olucaktı.
Kendi kemerini çıkarıp barışınkini çıkarmak için arabadan indim.
Onuda indirdikten sonra kucağıma almıştım.
Paşa bey kucakta taşınmaya bayılıyordu.
Tam stadın giridindeyken poblayu görmemle şok oldum.
Daha maç saati gelmemişti.
Üstelik onun takımı da hala gelmemişti.
Gülümseyip yanıma gelirken.
Hızla etrafıma bir göz gezdirdim.
Neyseki daha zaman olduğundan dolayı pek kimse yoktu.
"Barışş merhaba"
"Aaa gavi abii ne işin var senin burda"
"Bügün maçta bende olucam ya unuttun mu"
"Aa doğru ben biraz unutmuşum"
"Ama barış bey üstünüzde Barcelona forması göremiyorum nedense"
"Gavi abi seni çok seviyorum ama ben bugün babamın takımını destekliyorum"
Pablonun yüzündeki gülümseme solarken gözlerimiz kesişti.
"Ama gavi abi üzülme ben seni çok seviyorum hem benim ikinci takımın Barcelona"
Barışın saçlarına elini atarak yavaşca okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unmöglich - Arda Güler
Teen Fiction"Ben sevdiğim adamla sevgiliydim ama evli olduğum kişi bambaşka biri..."