~12

68 10 72
                                    

50 yorum?

Seungmin yatağında oturmuştu yorgunca. Kendini sevgilisinin göğsüne doğru bırakırken saçlarında damarlı elin parmaklarını hissetmiş, film izleyen sevgilisine dönmüştü.
"Yorgun geldin?"

"Edebiyatçı elime bir kutu kitap verdi de iki tur gidip geldim yanına yoruldum." Eli sevgilisinin şort giydiği için açık olan bacağına gitti. Hafifçe okşarken yatağında uslu uslu oturup pencereden dışarıya bakan Jungwon'a kaymıştı gözleri.

Eskisi kadar heyecanlı değildi, öylesine bakıyordu dışarı. Minho, Seungmin'in ona baktığını farkettinde Jungwon'a bakmış, "Jungwon neyi izliyorsun?" Diye sormuştu.

"Kar yağıyor da ondan izliyordum dışarıyı"

Jin o olaydan sonra özür dilemiş, Jungwon kabul etse de eskisi kadar neşeli değildi. Seungmin doğruldu, Jungwon'un yanına gitti.
"Sen asla kar yağarken bu kadar neşesiz olmazsın"

"Ya hyung, kar yağıyor işte doğa olayı sonuçta mutlu olmam gereken bir şey yok ki"

Çocuk gibi davranmıyordu, duygularını kaybeden bir yetişkine dönüşmüş gibiydi. Odaya giren Yuna, Jisoo ve Soobin Jungwon'un kolundan tutmuşlardı.

"Jungwon sen yılın ilk yağan karını çok seversin hadi dışarıya çıkalım"

"İstemiyorum ya"

"Ama bak şimdi kar pamuk gibi yağıyor hemen dolar burası diğer öğrenciler eritmeden o şahesere ilk biz dokunmalıyız"

"Gerekirse kaçıp sahile ineriz" dedi Yuna. Tek bir çekişle kaldırdı isteksiz çocuğu, Soobin dolaptan atkı, eldiven ve kalın bir mont çıkarmıştı.

Onlar apar topar odadan çıkarken Seungmin kendi yatağında yatan sevgilisini izlemişti. "Ödevi yaptın mı?"

"Hangisini?" Minho telefonunu kapatıp kenara koymuş, kitapları getiren Seungmin için kenara kaymıştı. "Akşam yapsak?" Kalın kitabı görür görmez yüzünü buruşturmuş, Seungmin de sen bilirsin dercesine omuz silkmişti. Yatağa oturup bacaklarını uzattığında kitabı eline alıp çalışmaya başlamıştı fakat Minho'nun ona devamlı sarılıp durması işini zorlaştırmaya başlamıştı. Çözdüğü soru ile kitabı kapatıp kenara koydu. "Sırnaştın iyice" dedi gülerek.

Minho başını kaldırdığında Seungmin dayanamayıp çenesinden tutmuş, ufak bir öpücük hediye etmişti sevgilisine. Ona sarıldığında yanaklarına, burnuna ve çenesine dudaklarına bastırmıştı. Minho gülümserken Seungmin öpmeye devam etmişti onu.

Minho istediğini almasıyla gerinmiş, daha da sokulmuştu Seungmin'e. Boynundan gelen teninin kendine has kokusunu içine çekerken duyduğu sözle kaşları çatılmıştı. Seungmin ona bebek demişti.

Başını kaldırdı, "Ne bebeği?" Dedi şaşkınca. "Bebeğimsin işte, çok tatlısın"

"Seungmin nerem bebek benim? Hem senden 2 yaş büyüğüm" Seungmin başını iki yana sallayıp oğlanın yüzünün her tarafına dudaklarını bastırmıştı. "Bebeğimsin benim, eğer kabul etmezsen bir daha öpmem seni ve bu gece yukarı yatakta yatarsın."

İyi bir tehdit yöntemiydi onun için. Minho bunu dediği her seferinde kabul ediyordu ve Seungmin çocuk gibi seviniyordu. "Öff tamam be, bebeğinim senin. Ama bunu gruptakiler falan duymayacak"

İlk cümleyi duyduğu an Seungmin kapanmıştı dudaklarına. Bozulacak bir tabloyu gibi ellerini Minho'nun suratına fazla bastırmıyordu. İkinci cümleyi duyduğunda kaşlarını çatıp yataktan kalkmıştı. "Karizman çizilir değil mi? Düşünsene tüm grup Lee Minho'nun sevgilisinin bebeği olduğunu öğreniyor, ne kadar komik olur değil mi?"
Bir yandan üstüne şişme montunu giyiyordu. Odanın içinde kapıya doğru geri geri ilerlerken daha konuşmaya devam etmişti. "Koskoca Minho sevgilisinin bebeği olmuş. Karizma yerle bir olacak,"

Minho onun aşağı inip arkadaş grubuna söyleyeceğini yeni anlamış, bir anda kapıdan çıkmak üzere olan Seungmin'in üstüne koşmuştu. Bunu gören Seungmin kıkırdayarak kaçmaya başlamış, aşağı iner inmez karın içine yatmış eğlenen Jungwon'u ve onu annesi gibi izleyen Jisoo'yu görmüştü. Diğer arkadaşları da orada eğleniyorlardı.

"Arkadaşlar!" Diye bağırdı. Bu sırada yurdun kapısından Minho'nun bağırışları geliyordu. Tüm dikkati üzerine çekebilmenin avantajı ile dudakları aralanmış, tam o sırada üzerine atlayan ağır beden ile yere kapaklanmıştı.

Acıyla inledi, yüzü kara gömülmüştü. Üstündeki Minho'nun "Sakın," fısıldayışıyla başını zar zor kaldırmış, Minho da bu sırada kendini yan tarafa atmıştı. Yüzündeki karı silkerken karların üstüne şortuna rağmen oturan Minho'ya bakmış, Minho başını yan tarafa yatırarak gülümsemişti.

Kendilerine yakın olan ve halen onlara bakan Chaeryeong'a dönmüş, boşver anlamında gözlerini kırpmıştı. Halen ona sinirli bakan sevgilisine döndüğünde kıpkırmızı yüzüne bakmış, burnuna ufak bir öpücük bırakmıştı.

"Öpme beni" Seungmin karların üstünde oturmaya devam etmiş, yalandan bir kırgınlıkla başını çevirmişti yan tarafa. Minho'nun halen onu izlediğini farkettiğinde "Üstünü değiştir, öyle gel. Hastalanacaksın" demişti dayanamayıp. Gülerek yanından kalkan beden gider gitmez deminden beri gülmemek için kendini sıktığı için kıkırtılarını salmıştı.

Minho geri geldi, ikisi de diğerlerinden uzak ve kameraların olmadığı yere geçtiler. İkisi de yere oturtuklarında botlarının bileklerine kadar ulaşıyordu kar. "Seungmin, dizin yaralanmış"

"Üstüme atladığın için olmuştur, boşver yurtta bakarız"

"Öfff Seungmin dur bakayım dizine" önüne geçip pantolonunu sıyırdı, taşın açtığı yaraya baktı. "Yanımda yarabandı olacaktı bir saniye" ceplerini yokladı. Bulduğu büyük yarabandıyla gülümserken yerden aldığı temiz karı yaraya sürüp yarabandını yapıştırmış üstüne dudaklarını bastırmıştı. Pantolonu geri kapattığında etrafı kontrol edip öptü sevgilisinin dudaklarını. Seungmin'in öpüşüne karşılık vermesi onu gülümsetmiş, dudakları sesli bir şekilde ayrılmıştı.

"Küçükken de böyleydin annem söylemişti, devamlı dizlerini yaralarmışsın"

Halen yağan kara çevirmişti başını, gülümsemişti. Seungmin onu izliyordu bu sırada. "Bir gün ben cama tırmanmıştım yine, annemle kardan adam yapıyordunuz. Hatta senin annen de örgü örüyordu koltuğa oturmuş. Kar sesi emer derler ya sizi daha rahat duyabiliyorum. Canının sıkıldığını ve bir arkadaş istediği söylemiştin annene o da direkt anneme bakmıştı. Beni kastediyorlardı"

Seungmin'e döndü, "Belki o gün tanışırdık ancak baban izin izin vermemiş anneme, evde bir çocuk gürültüsü daha çekemem demiş."

Seungmin yaklaşıp sarıldı Minho'ya, açıkta kalan boynuna bastırdı dudaklarını. "Belki de tanışmamamız daha iyi oldu iyi tarafından bakmaya çalış"

"Nasıl bakayım Seungmin? Çok seviyordum seni, o minik vücuduna sarılmak istiyordum. Hatta," yanakları kızardı. Seungmin'e döndü. "Dudağından öpmek istiyordum seni ama çocukça bir şeydi bu. Bilmiyordum farklı anlamlarda öpüşmeyi, sadece öpmek istemiştim seni. Masum bir istekti çünkü bahçede yere düşerken görüyordum seni ancak o zaman yüzünü tam olarak görüyordum. Gözlerin doluyordu, dudaklarını büzüyordun ağlamamaya çalışıyordun. Seni öpersem gülersin sanıyordum işte."

Başını çevirdi yan tarafına, Seungmin'i öptü. Seungmin gülümseyince kendisi de gülümsedi iyice kısıldı gözleri. "Seni çok seviyorum Kim Seungmin,"

"Ben de seviyorum Minho, ben de seni çok seviyorum"

"Ben de seviyorum Minho, ben de seni çok seviyorum"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tatlış bi bölüm oldu ya


Vâvelya |2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin