¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
¤¤¤¤¤¤¤¤¤
¤¤¤¤¤¤
¤¤¤Yüzünde hissettiği öpücüklerle gözlerini araladı Seungmin. Gülümsedi şuan göğsünde yattığı oğlana karşın. "İyi uyudun mu?" Diye sordu gözlerini ovuştururken.
Minho başını salladı, ardından oğlanın yüzüne öpücüklerini sıralamaya devam etti. Bu Seungmin'in hoşuna gidiyordu. "Gözlerin şişmiş..." mırıldanışıyla baş parmaklarıyla yüzünü okşadı. "Sen duşa gir ben de o sırada kıyafetleri ayarlayayım." Kalkmak istemiyordu Minho, Seungmin'in kokusunun sindiği yatakta gerindi biraz daha.
Sonunda pes edip banyoya ilerdi. Seungmin gülerek baktı arkasından. Kıyafetlerini değiştirdi, Minho'nunkileri de yatağın üstüne bırakıp odadan çıktı. Hızlıca bodrum katına inerken halen yer yatağının üstündeki resmi ve yıldız parçasını aldı, kimseye görünmeden yukarıya geri çıktı. Resmi ve yıldızı çantasını koyduğu an Minho bornozuyla banyodan çıkmıştı. Seungmin'e arkasından sarılıp boynunu öptü. "Islak ıslak sarılma ya, git giyin öyle gel"
"Hayır ya, sevgilime sarılmak istiyorum alt tarafı" öptü Seungmin'in yanağını, iyice sırnaştı sevgilisine. Dolapla arasına almıştı Seungmin'i, kendinden bir kaç santim uzun olan oğlanı öpmüştü doya doya. Beline sarmıştı ellerini. "Çok seviyorum seni be" dedi Minho. Dayanamadı, belinden tutup kucağına çıkardı oğlanı, kapıya yaklaşan adım seslerine rağmen. "Babam geliyor, indirsene beni"
"Hayır," demişti Minho sırıtarak. "Seni daha fazla öpmek istiyorum babana bir şeyler söyle"
"Oğlum, uyandınız mı?" Kapı kolu yavaşça aşağı indiğinde Seungmin yüksek sesle konuşmuştu. "Ba-baba üstümü değiştiriyorum açma kapıyı!"
"Ha tamam, kahvaltı hazır, Minho ile aşağı inersiniz" adım sesleri uzaklaştı, Seungmin derin bir nefes verip kıkırdayan Minho'nun omzuna vurdu. "İndir beni"
"Bi öpücük vermeden olmaz" Seungmin eğildi, öptü dudaklarını. Minho onu yere bıraktığında kıyafetleri alıp banyoya geçmiş, bu sırada banyodaki Minho'ya aşağı indiğini söylemişti. Odadan çıkıp tanıdığı eve baktı. Aynı gelmiyordu hiç bir şey, her tarafta kan görüyordu sanki. Midesi bulanırken korkuluğa tutundu, dengesini sağlamaya çalıştı.
Masa donatılmıştı, gülümsemeye çalışarak oturdu. "Minho geliyor mu?"
"Hı hı, gelir birazdan."
"Bugünkü planınız ne bakalım arkadaş arkadaş?"
"Annemin mezarına gitmeyi planlıyorum ardından arkadaşlarımla buluşurum belki" gelen gürültüyle bakışları dışarıya döndü, iki tane adamı korumalar içeriye getiriyordu. "Patron bunların ilişkisi varmış"
"Atın işten, ucube misiniz de benim altımda ilişki içerisinde olmaya cürret ediyorsunuz? Hem de erkek erkeğe? Gidin ne haliniz varsa görün"
Adamlar götürülürken Bay Kim Seungmin'e döndü gülümsedi. "Ne kadar iğrenç değil mi oğlum? Sanki çocuk doğurup soylarını devam ettirebilecekler"
"Ya..." diye mırıldandı ağzına domatesten bir dilim atarken. Boşta kalan sol elini babası tutmuştu. "Oğlum okulda tanıştığın birileri var mı? Veya ne bileyim sevgilin falan hm?"
Erkek bir sevgilisi, hele hizmetçilerinin oğluyla sevgili olduğunu söyleyemezdi. "Yok." Diye yanıtladı. "Hayatıma kimseyi almayı planlamıyorum"
"Niye oğlum? Şimdi tanışacaksın ki ilişkinize bir temel atılsın. 19 olmana da az kaldı, üniversiteye giderken kıyarız nikahı. Çocuğu istediğiniz zaman yaparsınız. Yeterki Kim soyadı devam etsin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vâvelya |2min
FanficO çocuk duygusuzun teki, ağlamıyor bile. Ama gözleri, gözleri çok şey anlatıyor, içindeki çığlıkları görebiliyorum. Texting, düz yazı #1seung 「18.07.24」 #1leebit 「23.07.24」 #1stray 「07.09.24」