Ay bu angst olursa ağlarım
Biraz geçmişe dönelim mi?
(⌒0⌒)
"Anneeeee!"
Küçük çocuk merdivenleri hızlı adımlarla çıkıyor, bir yandan da endişeli çıkan sesiyle bağırıyordu büyük evde.
Odaya girdi, boyunun yetişmediği yatağa zıplamaya çalıştı. "Anne lütfen uyan sana biy şey soymam lazım!"
Kadın yavaşça döndü minik oğluna baktı. Gözleri kızarıktı, aldığı ilaçlarla uyuyordu. Oğlunun ona korkarak bakmasıyla kadın yüzünün ne hale geldiğini düşündü. Doğruldu yataktan, başı dönerken ellerini yüzünü yıkadı. Kısa saçlarını düzelttikten sonra gülümsemeye çalışarak odaya geri girmiş, kısacık boyuyla kendisinin saçlarına bakan oğlunu kucağına aldı. "Anne saçını kesmişsin"
"Kestim bitanem ama boşver ne soracaktın sen bana?"
"Şu bahçede aylayan kayanlık vaydı ya"
"Hm?" Derken minik elleriyle kendi saçlarını okşadığını farketti kadın, gözleri kızardı hemencecik. "O neyede?"
Kaşları çatıldı genç kadının, ayağa kalktı. "Karanlık artık orada değil mi? Dur babanla konuşayım karaltı nereye gitmiş diye. Hadi sen bahçeye çık, oyna Lee tey-"
Farkettiği gerçekle gözleri doldu, hemen sildi gözlerini. "Kendi başına oynayabilirsin değil mi bitanem? Söz babanla konuşup oynamaya geleceğim seninle"
Başını salladı indi annesinin kucağından o bahçeye inerken Bayan Kim kocasının yanına, salona inmişti. Baygın gözlerle bakıyordu kocasına. "Minho nerede?" Dedi dişlerini sıkarak. Bay Kim ise ona kaşlarını çatarak bakmış, sorgulamıştı karısının dediğini. "Minho mu?"
"Evet, ikinci oğlum olan Minho'yu soruyorum. Bodrumda değilmiş."
"Ha sabah yanına gittim onun bayılmıştı açlıktan. Yüzüne su falan döktüm uyanmadı bende götürdüm"
"Nereye götürdün?!" Yüksek sesle konuşuyordu artık. Zaten sevdiğinin ölümüyle iyice delirmiş olan kadın daha da kötüleşiyordu.
"Yetimhaneye"
"Ne-" Bayan Kim, geriye adımladı. "Sen...sen bunu nasıl yaparsın?" Diye sordu fısıldayarak. O benim kalbimin atan 3 parçasından biriydi, nasıl yapabildin?"
Bahçeye açılan büyük kapıya ilerledi kadın, minik pencereden içeri bakmaya çalışan oğluna seslendi. "Tatlım ben hemen bir yere gidip geleceğim tamam mı? İstersen televizyona geçebilirsin"
"Tamam anne"
İçeriye geçti Bayan Kim, ardından dış kapıya doğru ilerledi. Bu sırada Bay Kim yerinden kalkmış, kadının önüne geçmişti. "Nereye?"
"Oğlumu almaya Kim Dae" kapıyı açmak için hamle yaptığında Dae bileklerini tutmuş, ardından Bayan Kim'in ince bileklerini sıkmıştı.
"Saçmalama artık onun bi ailesi yok!" Dae iyice sinirlenmiş, kadını omuzlarından itmişti. "O, o orospunun çocuğuydu, bunu en iyi sen biliyorsun artık ailesi yok o çocuğun. Burada kalmasının bi mantığı yok"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vâvelya |2min
FanfictionO çocuk duygusuzun teki, ağlamıyor bile. Ama gözleri, gözleri çok şey anlatıyor, içindeki çığlıkları görebiliyorum. Texting, düz yazı #1seung 「18.07.24」 #1leebit 「23.07.24」 #1stray 「07.09.24」