~14

64 10 10
                                    

🎀bol bol yorum lütfen

"Oğlum, hoşgeldin. Nasılsın? Bu arkadaşın da kim?"

Bay Kim sarıldığı an Seungmin'in midesi bulanmış, geriye çekildikten sonra Minho elini uzatmıştı. "Merhaba, ben Seungmin'in arkadaşı Minho memnun oldum"

Nasıl bu kadar hislerini belli etmediğini merak ediyordu Seungmin. Sanki yıllar önce kim olduğunu bilmediği bir insanmışcasınaydı davranışları. "Aç mısınız? Hemen bir şeyler hazırlattırırım"

"Değiliz, yedik de geldik. Yorgunuz ikimizde"

"Öyleyse misafir odasına geç sen Minho, Seungmin sen de odana oğlu-"

"Minho ve ben benim odamda kalacağız ama ondan önce," dedi Seungmin sırıtarak. "Ben şu bodrumdaki Küçüklüğümden beri hep merak ettiğim odaya girmek istiyorum, sen filmini izlemeye geri dönebilirsin alt tarafı aşağı inip odayı inceleyeceğim hep merak etmiştim. Chaeyoung teyzenin odasına girmeme izin vermiyordun"

Babasının ilk önce kaşları çatılmış, ardından Minho'yu hatırlayarak bakışlarını yumuşatmıştı. "Oğlum, biz bu kadının adını ağzımıza almayacaktık ya? Hem oda rutubet kokuyordur daha yeni temizlettim"

"E ne güzel temizse? Sana iyi seyirler baba"

Minho'nun kolunu tuttu başta, sonrasında merdivenleri inerken eline kaydı parmakları. Minho'nun eli, kendisininkinden küçük olduğu için daha kolay kavramıştı küçük elini, sıkmıştı iyice.

Kapının önüne geldiğinde gülümsedi Seungmin, yanındaki titreyen oğlana çevirdi bakışlarını. "Seungmin...girmesek olur mu?"

Karşısına geçti oğlanın, yüzünü avuçlarının içine aldı. "Minho, korkuyor musun?" Başını salladı oğlan, küçücük bir çocuktan farkı kalmamıştı. Öptü Seungmin dudaklarını, ardından sarıldı küçülen bedene. Elini tutup kapının kulbunu indirdi yavaşça. İçeriye girdiği an kendisinin de gözleri dolmuştu.

Kapının hemen sağ tarafında bir giyinme dolabı, önünde ise yer yatağı duruyordu. Yer yatağının biraz ilerisinde eski bir banyoya açılan kapı ve kapının tam karşısında küçük bir çalışma masası vardı.

İlerledi Seungmin içeriye, adım atmaz sanki tavana yakın olan pencerece bir çocuk gördü. Halen kapıda duran Minho'yu içeriye çekti, gözleri dolu doluyken baktı odaya. Masanın yanında fakat bir o kadar yukarıda kalıyordu pencere. Masaya çıkıp tırmandığı belliydi küçük Minho'nun.

Tavana baktığını farkedince başını kaldırdı Seungmin, düştü düşecek olan eski kağıtlardan kesilme şekilsiz bir yıldız olduğunu görmek gülümsetti onu. "Sen mi yaptın?"

"Hmm, hm" konuşamıyordu Minho, dolu gözleriyle ağlamamak için savaşıyoruz sanki. Bir sürü anı görüyordu odanın etrafında. Yer yatağına otururken Seungmin'in masaya ilerlediğini gördü, gülümsemek istedi. Yapamıyordu şuan. Ağlamak istiyordu ancak küçük bedeninin bu oda içinde attığı acı çığlıklar aklına gelince bastırıyordu ağlamasını.

"Minho bak! Senin benim için yaptığın resmi buldum!"

Seungmin dolu gözleriyle gelip yatağa çökmüş, eskimiş kağıttaki zar zor yazıldığı belli olan harfleri çözmeye çalışmıştı Minho. İlk okul yazısından dolayı harfler büyük ve yılık yamuktu, bazıları ise anlaşılmazdı.

Anlayabilince güldü Minho, kıkırdadı hatta. "Merhaba Kim Seungmin, ben bu gece arkadaşın olacak kişiyim Lee Minho! Seninle tanışmak için sabırsızlanıyorum umarım arkadaşlığımız çok güzel geçer!"

Vâvelya |2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin