Bol bol yorum yapın olur mu bu güzel varlık için🎀
"Ne ağladık ama" Seungmin şiş yüzüne soğuk suyu çarpmış, kendisine gülerek bakan Minho'nun kimse olmadığını kontrol edip dudaklarını öpmüştü. "Benim yüzüm gözüm şiş olunca aşırı çirkin oluyorum sen niye böylesin ya?"
"Nasılmışım Seungminnie?"
"Fazla yakışıklı. İllaki iltifat duymak için soracaksın değil mi?"
"Evet, yıllardır iltifat duymadım ben. Acı şu küçük çocuğa"
Trajikomik bir durumdu çünkü gerçekten yıllardır güzel söz duymamıştı.
"Benden iki yaş büyük bebeğim, iltifat duymak mı istiyorsun? Şuan bir şey söyleyemem ancak aklıma geldikçe bir sürü güzel sözcük kullanırım sana. Tamam mı? Şuan cidden kafam donuk, fazla ağladığım içindir belki de"
"Şakasına demiştim aslında..." Minho mahcup olmuş, Seungmin'in bunu ciddiye alması üzmüştü onu. Yanağında Seungmin'in elini hissetti, "Elbette iltifat edeceğim sana, sevgilimsin içeriye geçelim artık. Sıcak şeyler içmek istiyorum"
Geldikleri kafenin tuvaletine girmişlerdi ilk olarak. İkisi de şiş yüzlerini ve dağılmış saçlarını düzeltmişlerdi. İçeriye geçti ikisi de, istedikleri şeyleri söylediler. Bu sırada etraftakilerin bakışlarından dolayı ikisi de birbirlerine temas etmemeye çalışıyorlardı. "Şehri ilk defa geziyorsun, ilk defa dış dünyayı görüyorsun değil mi?"
"Evet ve ben bu şehir işini çok sevdim, bir sürü insan var. Ama çok garip karşılıyorlar bizi neden ki? Baban da öyle, annemleri çok garip karşılamış"
"Dünya böyle Minho, insanlar önüne gelen herkes için olumsuz eleştiri yaparlar. Ben de yaptım mesela senin için sonra pişman oldum. Hemcinsini sevince ucube gibi davranılır sana, eğer bu ön yargıyı kıran bir arkadaşın olmazsa onları da kaybedersin ve eğer senin yanına olacak biri kalmazsa çok yalnız olursun. Ama neyse ki arkadaşlarımız bizi seven insanlar"
"Haklısın," dedi sıcak çikolatasından bir yudum alıp. "Ben burada kimse yargılanmaz sanıyordum, ama şuan bize bile garip bakıyorlar kötü hissediyorum kendimi"
"Boşver onları sen, hayat bizim dünyamız bizim. Kendi dünyamızda yaşarız sevgimizi"
Kendine sipariş ettiği Americano'dan bir yudum aldı, "Yetimhanede arkadaşın var mıydı hiç?"
Minho kaşlarını çattı, uzun uzun baktı sevgilisinin gözlerine. "Hayır, olmasını da istemezdim."
"Niye? Niye bunca yıldır arkadaşsız kaldın ki?"
"Senin adını sayıklıyorum diye deli olarak gördüler beni sadece. Uzak durdular benden. Ben de onları kendimden uzak tuttum. Hayalimdeki senin ve benim olduğum dünyada gayet huzurluydum ben"
"Deli muamelesi mi? Ne?!" Sesi yüksek çıktığından müşteriler ona bakmış, yanakları utançtan kızarırken yerine oturmuştu Seungmin. "Sen ondan dolayı mı benim arkadaşlarımla tanışmaya çalıştın?"
"İlk arkadaşlarım senin arkadaşların Seungmin, bunda şaşırılacak ne var?"
"Minho" dedi fısıldayarak. Aklı almıyordu. Resmen karşısındaki geç bu yaşına kadar sadece kendisiyle birlikte hayal dünyasında bir sürü anı biriktirmişti. "Minho sen bunca yıl sadece ikimizi düşünerek nasıl yaşadın?"
"Deliysem sadece sana deliyim Kim Seungmin" dedi boğuklaşan sesiyle. "Hayal dünyamda mutluydum hiç de yalnız hissetmedim"
"Sen bilirsin ne diyeyim." Duraksadı, ardından konuyu değiştirmek için ekledi "Yapmak istediğin bir şey var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vâvelya |2min
FanfictionO çocuk duygusuzun teki, ağlamıyor bile. Ama gözleri, gözleri çok şey anlatıyor, içindeki çığlıkları görebiliyorum. Texting, düz yazı #1seung 「18.07.24」 #1leebit 「23.07.24」 #1stray 「07.09.24」