yedi

4 2 0
                                    

¶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her daim onun peşinde olup onu koruyacağımı sanıyor olmalıydı, artık böyle olmayacağını fark etmesi ve düşüncesizce davranmaması gerekiyordu. Bir yetişkindi ama bunun farkında değilmiş gibi yaşıyordu. Annesi gibiydim, tüm yükü benim üstümdeydi.

Barın arkamdan gelmeye başladı. Arabama bindim ve Barın'ın binmesini bekledim. Kafenin içine baktığımda Ebrar'ın hala bana baktığını gördüm. Başımı hızla önüme çevirdim ve Barın'ın binmesiyle gaza yüklendim. Telefonu açıp Emre'yi aradım ve sesi açıp arabadaki telefon tutacağına koydum.

"Eğer aldıysan biletleri iptal et. Havuzlu evi ayarla, sana dediğim adamları o evin etrafına yerleştir. Ama hiç biri havuzun olduğu yere bakmayacak! Bakanı görürsem öldürürüm."

"Ne oldu yine Hazal? Niye sinirlisin?" dedi Emre. Histerik bir kahkaha attım.

"Sen benim Ebrar'ın yanından ayrılırken ne zaman sinirsiz gördün Emrecim? Ebrar Hanım sevgilisiyle kalacakmış! Çok da umrumda! Biz burda onun için uğraşıyoruz, kızın yaptığına bak!"

"Ablan bir gün elimde kalacak diye korkuyorum." dedi Emre mırıldanarak.

"Neyse sen kesin araba sürüyorsun şimdi, sakin ol ve dikkatli sür. Hadi görüşürüz."

"Görüşürüz." diye ağzımın içinde bir şeyler geveleyip telefonu kapattım.

"Hazal Hanım, beni öldürmek istiyorsanız bunun daha kolay yolları var. Araba kazası çok sıkıntı." dediğinde Barın kahkaha attım. Yüz otuzla gidiyordum. Hızımı yüze indirdim.

"Bu nasıl Barın Bey?" dedim. Barın başını öne eğdi.

"Hey hey hey! Dalga geçiyorum, kızmadım. Ayrıca artık Hanım demene gerek yok. Senin yakın korumam yapıyorum." dedim. Barın başını kaldırıp sırıtarak bana baktı.

"Onur duyarım Hazal Hanım." dedi. Bu sırıtış sanki çok farklıydı. Şeytanice bir sırıtış gibi. Ama kuruntu yapıyor olabilirim, dört yıllık korumamızdı Barın. Bir şey yapacak olsa şimdiye kadar çoktan yapardı.

Eve geldiğimizde arabayı garaja park ettim ve garajdaki girişden eve girdim. Barın da peşimden geliyordu.

"Burdaki soldan ikinci oda senin. Ben havuza girceğim." dedim. Barın başını sallayıp ona söylediğim odaya girdi. Ben de üst kata çıkıp kendi odama girdim ve çekmeceden mayomu alıp giydim. Aşağı inip salona girdim ve salondaki bahçeye açılan kapıdan dışarı çıktım.

Havuzun karşısına geçtim ve atladım. Biraz yüzmek sakinleşmeme yardım edebilirdi.

Sanırım.

(...)

Havuzdan çıkıp şezlongun üstünde bulunan havluyu alıp vücuduma sardım. Barın havuza girdiğimden beri ona verdiğim odanın yere uzanan camından beni izliyordu ve daha fazla bu izlenme hissine katlanamayacaktım. Büyük ihtimalle onun beni izlediğini bilmediğimi sanıyordu.

YakalamacaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin