"Ne yapmam lazım?"
"Tek yapman gereken mumu devirmek. Sonra her yer aydınlık olacak."
Dediğini yaptım. Mumu devirdim. Ateş kendi etrafından başlayarak yayılmaya başladığında sevinmeye başlamıştım. Ta ki her yer yanana kadar.
Alevlerin ortasında tek...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
¶
"Ne zaman geliyorsun tam olarak?"
"Gelmeyeceğim."
"Ne demek gelmeyeceğim Hazal?"
"Yeni bir ev alacağım. Güvenlik en üst düzeyde olacak. Siz oraya geleceksiniz. Sonuçta o kadar kişi küçük bir evde yaşayamayız öyle değil mi?"
"Bunu Alkın ve diğerlerine sordun mu peki? Ya da ımm... Mesela bana?"
"Eğer gelmiyorsanız ben arkadaşlarım ile beraber orada yaşayabilirim Ebrar."
"Hangi arkadaşlarınla?"
"Tanımazsın."
"Pekala, her neyse. Alkınlara sorduktan sonra seni ararım."
"Tamam, hoşçakal." dedim ve telefonu kapattım. Tuhaf bir şekilde telefona kapatmaktan hoşlanıyordum.
"Ev alacağından haberim yoktu?" dedi Emre televizyon izlemeye devam ederken. Cam kenarından ayrılıp tekli koltuklardan birine oturdum.
"Yeni karar verdim zaten. Her neyse, bir yalı almaya karar verdim ve hatta buldum."
"Ne ara?" dedi Emre sonunda televizyondan gözlerini çekip bana dönerek.
"Yarım saat oldu, dün akşamki toplantıda almaya karar verdim. Bugün öğleden sonra buldum. İki ev ve bir araba satacağız ancak. Babamla kavgalıyız onun parasını kullanmıyorum ve bankadaki parama da dokunmak istemiyorum. Yalı bayağı büyük ve bu yüzden de tabiki pahalı, satılacakları seçtim, gidip onları hallet sen. Ve bu evdeki korumaların hepsini oraya yollayacağız. Kameraları unutmamak lazım." dedim. Emre hala ağzı açık şekilde bana bakıyordu.
"Ne?"
"Nasıl bu kadar hızlı olabilirsin anlamıyorum. Beynin çok hızlı çalışıyor, üstelik her şeyi aklında aynı anda tutup en uygununu ayarlaman daha da şaşırtıcı."
Arkama yaslanıp bacak bacak üstüne attım ve kibirli gülümsememi yüzüme takındım. Maskelerimden en sık kullandığım kesinlikle kibirdi. Ne kadar kibirli davranırsam insanlar o kadar duygularımın olduğunu düşünmüyordu, sonuçta duygular zayıflıktı. Aslında benim birçok maskem yoktu. Sadece kibir vardı. Her şeyi onun altında gizliyordum.
"Hazal Avcı olmak bunu gerektirir Emre."
"Şeytan ile kibir konusunda yarışabilirsin." dedi ve göz devirdi.
"Başka bir şeyde de yarışabilirim. Ama bunu bilmesen de olur."
Kibirli gülümseme silinmiş buruk bir gülümseme gelmişti söylerken. Kendimi toparladım ve koltuktan kalktım. Emre'nin yanında zayıflık göstermiştim.
"Hazal artık söylemelisin. Bu şey her neyse seni sürekli canlı canlı yakıyor ama sen yine de söylememekte ısrar ediyorsun."
Evet Emre, gerçekten yakıyor. Ama bilirsen bu oyuna sen de dahil olursun. Sen oyunun dışında kalmalısın, güvenliğin için.