on yedi

5 1 2
                                    


"Gel."

"Rapor vermek için gelmiştim." dedi, sabah Baras'ı takip etmesi için gönderdiğim adamlardan biri. Odamdaydım ve camın önündeki iki tekli koltuktan sağdakine oturmuştum. Elimle karşımdaki tekli koltuğa oturmasını işaret ettim. Sessizce kapıyı kapatıp yanıma yaklaştı ve ardından karşıma oturdu.

"Anlatabilirsin." dedim, o söze girmeyince.

"Mekandan çıktıktan sonra markete uğradı. Birkaç poşet şey alıp bu yalının yakınlarında olan başka bir yalıya gitti. Tüm gün oradaydı neredeyse. Saat altı buçuk gibi çıkıp polis merkezine gitti. Yarım saat kadar da orada oyalandıktan sonra buraya geldi."

Madem evi var, neden bende kalıyor bu adam? Hadi onu geçtim, neden polis merkezine gitmiş olabilir? Tüm gün evde oturup TV veya telefon bakacak ya da sağlıklıyken evden çalışacak biri de değil Baras. Kesinlikle bir haltlar döndürüyordu.

"Teşekkür ederim. Bundan sonraki görevin sabahki arkadaşınla onu takip edip bana rapor etmek. Maaşınız dolgunlaştırılacak." dedim. Adam ayağa kalkıp otururken açtığı ceketinin düğmesini ilikledi ve baş selamı verip odamdan çıktı. Onun çıkmasıyla ayağa kalktım pencereye yaklaşıp arka bahçeye baktım. Adam odaya girmeden önce Baras bahçedeydi. Hala da oradaydı. Dolaptan ince bir şal alıp odamdan çıkıp asansöre bindim.

Asansör durar durmaz inip dış kapıyı açtım ve yalıdan çıkıp arka bahçeye doğru hızlıca yürüdüm.

Elleri siyah kot pantolonunun cebinde, denizi seyrediyordu. Şalıma daha sıkı sarılıp yanına doğru sakince ilerledim. Yanında durduğumda konuşmaya başladı.

"Yarın eğitimciler ile geleceğim."

"Neredeler?"

"Buraya yakın başka bir yalıda kalıyorlar." dedi. Hala bana bakmıyordu. Yüzümü ondan çekip denize çevirdim. Bahsettiği yalı, büyük ihtimalle bugün zamanının çoğunu geçirdiği yalıydı.

"Arkadaşların mı onlar?"

"Evet. Bu yüzden sizi kolayca onlara emanet edebiliyorum."

"Bizden çocuk ya da bir eşya gibi bahsetmen hoş değil." diye homurdandım sessizce.

"Bize nazaran siz zaten çocuksunuz Hazal," dedi ve derin bir nefes alıp sessice ekledi. "her neyse." Yaklaşık bir dakika kadar ikimizde konuşmadık.

"Bugün neler yaptın?"

"Arkadaşlarımlaydım."

"Başka bir şey yapmadın mı?"

"Beni sorguya mı çekiyorsun Hazal?"

"Sayılır." dedim. Birkaç küfür savurup sonunda yüzünü bana çevirdi.

"Ne öğrenmek istiyorsun?"

"Polis merkezinde ne işin vardı?" dedim, tüm vücudum ile ona dönerek.

"Beni takip mi ettiriyorsun?"

"Önce benim soruma cevap ver ruh hastası."

"Ruhunun, benimkinden hasta olduğunu biliyorsun değil mi?"

"Kim hastalandırdı acaba? Düşün bakalım, bulman fazla uzun sürmez." diyip gözlerimi devirdim.

"Polislerle iş birliği yapıyorum." dedi ve geri denize doğru döndü.

"Ne için?"

"Yurt dışındakiler, buradakiler gibi değil ay ışığı. Eğer devletten azda olsa destek alsak daha fazla rahatlarız. Mesela şu anlık, ülkeye girmelerini engelleyebiliyoruz." dedi. Başımı salladım.

YakalamacaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin