¶
Cevap vermeden sinirle telefonu kapatıp garajdan çıktım. Hızlı adımlarla mutfağa, ardından bahçeye çıktım.
"Serkan!"
"Buyrun Hazal Hanım."
"Şu an koruma çağırsak ne zaman gelir?"
"Çok mu acil?" dedi, başımı hızla evet anlamında salladım.
"Yaklaşık kırk beş dakika." dediğinde birkaç küfür saydım. Ondan önce gelemezlerdi. O manyak kim bilir kaçla geliyordu buraya!
"Tamam her neyse adamlara söyle tetikte olsunlar. Biri gelecek. Eve girmemeli ama sakın silahla vurmayın da!"
Serkan güldü.
Güldü?
"Ne gülüyorsun?"
"Özür dilerim Hazal Hanım."
"Neden güldüğünü açıkla."
"Hazal Ha-"
"Açıkla!"
"Daha öncede sizin gibi genç bir hanımefendinin korumalığını yapmıştım. Sevgilisi için aynı emri vermişti, aklıma o geldi." dedi ve başını eğdi.
Ağzım açık ona bakıyordum. Sanırım şoka girmiştim. Sevgili mi? O psikopat ruh hastası mı? Allah'ım sen koru! İkimizi yanyana asla düşünemiyorum ve düşünmek dahi istemiyorum. Biz onunla sevgili değil olsa olsa düşman olurduk ki öyleydik de. Şoku atlatır atlatmaz sert bir ifadeyle Serkan'a döndüm.
"Sevgilim falan değil! Ayrıca silahla vurmayın dedim, dövmeyin demedim. Şimdi git ve sana ne dediysem onu yap, derhal!" dedim ve bahçeden eve girdim. Arkamı dönerken Serkan da ciddileşmiş ve "Peki efendim." diyip korumalara doğru ilerelemeye başlamıştı.
"Bir sorun mu var Hazal?"
"Küçük bir sorun, umarım halledeceğim Barın. Sana gösterdiğim odaya gir."
Hazal derken?
Bunu sonra düşünmeye karar verip üst kata çıktım. Baras'ın beni görmeden burdan asla gitmeyeceğini biliyordum. Ama denemekten zarar gelmezdi. Odama girip içeriyi asla göstermeyen ve kurşun geçirmez olan camın önündeki tekli koltuğa oturdum. Yaklaşık beş dakika dışarı boş boş izledim. Ardından hızlı bir şekilde siyah, lüks Mercedes bir jeep siteye giriş yaptı. Benim olduğum villanın önüne geldiğinde arabayı gelişigüzel bir şekilde park etti ve araba park olur olmaz hızlıca indi.
Arabadan iner inmez korumaların bir çoğu ona silah çekmişti, diğer kısmı ise ona yaklaşmıştı. Ayağa kalkıp camı açtım ve camın kenarında kollarımı birbirine bağlayıp beklemeye başladım.
"İçeri giremezsiniz." dedi Serkan. Onun tam karşısındaydı.
"Öyle mi?"
Serkan başını sallayınca yavaş yavaş ona yaklaştı ve yakasından tuttuğu gibi Serkan'a kafa attı. Silah tutmayanlar hep beraber onun üstüne ilerledi. Onlar tam dibine yaklaşana kadar hiç kıpırdamadı ve onlar dibine girdiği anda önce arabanın etrafından dolaştı, hepsi arkasından gelirken evin ters tarafına koştu. Korumaların hepsi aynı yönden üstüne doğru koştu. Yine tam yaklaştıkları sırada arabanın diğer tarafından koşup evin yan tarafından arka bahçeye geçti. Şaşkınlıkla onu izlerken hatırladığım şeyle koşarak aşağı indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakalamaca
General Fiction"Ne yapmam lazım?" "Tek yapman gereken mumu devirmek. Sonra her yer aydınlık olacak." Dediğini yaptım. Mumu devirdim. Ateş kendi etrafından başlayarak yayılmaya başladığında sevinmeye başlamıştım. Ta ki her yer yanana kadar. Alevlerin ortasında tek...