1.Gece - Pizzacıya giden çocuk

2.9K 186 104
                                    

-Bölüm düzenlendi-

''Freddy'nin yerine Hoş Geldiniz!  Burası çocuklar için bir cennet! Tabi yetişkinler içinde!''

Rengarenk afişte yazan şey tam olarak buydu. Toy animatroniklerin güzel sevimli yüzleri afişe bakan çocuğun kalbini çoktan fetih etmişti. Annesinin elini tutarken kirli duvardan yavaş yavaş uzaklaşamaya başlamışlardı. Annesini çekiştirdi. Ancak annesi telefon kulübesine ilerlerken oğlunun çekişlerine aldırmıyordu. Kulübeye vardığında oğlunun elini bir süreliğine bırakıp çantasına uzandı ve telefon için madeni para hazırladı.

Sonra çömelip oğluna baktı. Annesinin gözlerinin altı morarmıştı. Kendisini ve çocuğunu geçindirmek için yoğun saatler çalışmış, eline geçen bir miktar para ile şehir dışında yaşayan eşini aramayı planlamıştı. Oğlunun mutsuz yüzüne bakarken zaten paramparça olan kalbi ezilmiş, birer kum tanesi kadar ufacık hale gelmişti. Oğlunun kahverengi saçlarını okşadı ve ''Ben babanla konuşurken beni burada bekle tamam mı?'' diye fısıldadı. Çocuk ne kadar isteksiz olsa da başını sallayıp annesini rahatlattı. Annesi oğluna güvenen bir bakış attı. Ardından telefon kulübesine gidip madeni paraları gerekli deliklere yerleştirip aramasını yapmaya başladı.

Annesi telefon kulübesinde öylece dururken çocuk sıkıntıyla ofladı ve etrafına bakınmaya başladı. Gece çökmek üzereydi. Gökyüzü mora bürünmüş, etraftaki sokak lambaları bir görevli tarafından yakılmaya başlanmıştı. Etrafına boş boş bakan çocuk ileriden bir müzik sesi duydu. Sesin nereden geldiğini çözmeye çalışırken sokağın karşısında renkli renkli ışıkların parıldadığı o yeri gördü.

''Freddy..'' diye fısıldadı. Fısıltısında bir çocuğun yaşamak isteyeceği tüm eğlence ve mutluluk vardı. Büyülenmiş gözlerle pizza lokantasına bakarken oraya ne kadar çok gitmek istediğini düşündü. Lokantaya doğru ilerlemeye başlarken az kalsın annesini unutuyordu. Geri döndü. Annesi telefonda konuşmaya devam ediyordu.

''Paraya ihtiyacımız var. Bir hafta daha oğlumun ekmek dışında başka bir şey daha yemediğini görmek istemiyorum.'' Dedi. Çocuk annesinin telefon konuşmasını duyarken yüreğinin burkulduğunu hissetti. İstese de pizzacı dükkanına gidemeyecekti. Son bir bakış ve umutla lokantaya bakarken kapının üstüne, ok şeklinde renkli ledlerle aydınlatılmış o yazıyı gördü.

''Pazar günleri çocuklar için ÜCRETSİZ!''

Yazıyordu. Yüzüne yayılan gülümseme en harika manzaraydı. Hep oraya gitmek istemişti. Sonunda gidebilecekti. Annesine bir bakış attı. Kaşları endişe ile çatılmış dudağını kemiriyor ve karşı tarafı dinliyordu. Çocuk o an bir karar verdi.Sadece bakıp çıkacaktı. O zamana kadar annesinin yerinden ayrılmayacağına babası ile oldukça uzun görüşeceğini biliyordu. Sessizce kaldırımdan ayrıldı ve hızla yolu geçti.

Lokantanın önüne vardığında üstlerindeki ışıklar, spot lambaları onun gözünü almıştı. Parlaklıkları çocuğun kahve gözlerinde yankılanıyor ve bir mucize yaratıyordu. Çocuk sevinç ve heyecanın karışan duyguları karşısında, kalbinin atışlarını duyuyordu. İçeri girdi.

Önce görevli onun eskimiş kıyafetlerine kötü ve ezici bir bakış atarken 'ücretsiz' kurallarını çiğneyemezdi. Sadece bugünlük.. çocuklar için ücretsizdi. Kapının önünde kollarını kavuşturdu ve içeri sevincinden kendine hakim olamayıp giren çocuğa kısa bir bakış attı. Ardından yola geri bakmaya başladı.

Çocuk içeri girdiğinde gerçekten de bir cennette gibi hissediyordu. Yanıp sönen rengarenk spot ışıkları, neşeli çocuk kahkahaları, sahnede duran sevimli robotlar, uzun masalarda duran parti şapkalarını bir bir kapan çocuklar, bir masada mumlarla yanan pasta, yetişkinlerin gülerek ettiği sohbetler ve diğer yandan pizza yerken, bir yandan da attığı kahkahalar.

Çocuk neye uğradığını şaşırmıştı. Her an ağlayabilirdi. Her an mutluluğundan dolayı dizlerinin üstüne yıkılabilir, siyah beyaz parkelerle döşenmiş olan salonu öpebilirdi.

Ancak bunların hiçbirini yapmadı. Karnı ne kadar aç olsa da aldırmadı ve en çok merak ettiği insan şeklindeki animatroniklerin yanına gitti. Kendisi gibi onları izleyip eğlenen dört çocuk vardı.

Sahneye yaklaşıp animatroniklere daha yakından baktı. Gerçekten de çok güzeldiler. Bir tanesi mavi renkteydi. Kısa saçları vardı. Erkek olmasına rağmen yüzünde onu daha da 'sevimli' yapacak bir makyajı vardı. Metal parmakları gitarı çalıyordu. Mavi kısa saçlarının üstünde yine mavi parlak kulakları vardı. Yanaklarında bulunan kırmızı daire şeklindeki abartılı allıklar bulunuyordu. Onun hemen yanındaki kahverengi bir smokin giymiş, hemen hemen mavi olanıyla aynı makyaja sahip olan farklı bir animatronikti. Metalik sesi ile beraber bir şarkı söylüyordu. Elinde bir mikrofon tutuyor şarkıya uyum göstermek adına bazı hareketler sergiliyordu.

Siyah bir papyonu ve siyah bir şapkası vardı. Maviye nazaran kıvırcık saçları ve saçlarının yan tarafından çıkan kahve ayıcık kulakları bulunuyordu. Yanaklarında yine kırmızı allıklar bulunuyordu.

Onun hemen yanında Davul çalıyormuş gibi duran ama aslında çalmayan başka bir animatronik vardı. Bu seferki kızdı. Sapsarı saçları vardı. Önünde önlük gibi bir şey giymişti ve üstünde ''Let's party '' yazıyordu. Hayatında böyle bir şeyle daha önce karşılaşmamış olmasına karşın buna çabuk alışmıştı. O da tıpkı diğer dört çocuk gibi eğlenmeye başladı. Gülmeye başladı. Tertemiz ve saf kalbi, uzun bir zamandan sonra neşe ile dolamaya başladı. Zıplayıp dans etmeye, animatroniklerle beraber şarkı söylemeye başladı.

Sonra diğer dört çocuğun hareketlerini takip etmeye başladı. Bir tanesinin uzun siyah saçları vardı. Pembe bir elbisesi ve altında bulunan kırmızı kalpli çorapları. Sevimli bir kurdele şeklindeki tacı ile, sevimli bir kızdı. Bir tanesi erkekti. Korsanlar gibi bir şapka takmış elindeki plastik kancasıyla geziyordu. Bu ikisi önceden tanışıyor gibi gözüküyordu. Yanlarında mor bir takım giymiş olan huysuz bir çocuk vardı. Çocuğun kahve saçları gözünün önüne düşmüştü. Son olarak ise ciddi bir takım giymiş ama yüzü sürekli gülümseyen bir çocuk vardı.

Siyah takım elbiseli çocuk önce fark etmişti onu. Sakince yaklaşıp ona adını sormuştu. ''İsmin nedir?''

''Sam.''

Bu onun dört çocuk ile tanışmasıydı.

Metal ZihinlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin