Bir yan bölüm daha. Umarım yan bölümler sizi sıkmıyordur. Keyifli okumalar :D
Not: Bu yan hikaye tamamen kendi kurgumdur.
''David!''
Annesinin ona doğru seslenişi ile başını eski ve yıpranmış masasından kaldırdı. Dün okul sınavları için tatil gecesini sabahlayarak geçirmişti. Ders kitaplarının ve defterlerinin üstüne yattığını fark ettiğinde eliyle yanaklarını ovuşturdu. Tahta sandalyesinden indi ve çürümüş tahtaların gıcırtısı ile beraber alt kata doğru indi.
Evlat edineli 2 yıl olmuştu. David, sürekli ağlayan sulugöz bir çocuktu. Fazlasıyla ağlardı ama halinden şikayet ettiği neredeyse hiç görülmemiştir. Ailesi dedikleri kişileri pek sevdiği söylenemezdi. Lakin çatı katının tahta kurusuyla dolu yerin bir köşesine ahşap bir yatak konulmuş, penceresinin dar ve küçük yerinden bir miktar ışık sızar olmuştu.
David'e göre gündüz vakti ile akşam vakti arasındaki mesafe çok daha kısaydı. Bunun nedeni , penceresinden giren gün ışığı o kadar azdı ki hemen karanlığa gömülürdü odası.
Kış zamanları bu durum daha da zor duruma gelirdi. Üvey ailesi onun ışıkları açmasına izin vermezdi. Hayliyle o da yemek harçlığının bir kısmını kesip kalan parası ile birkaç mum alır ve o mum aydınlığında kitap okur ve derslerine odaklanırdı. Bir de üvey kardeşi vardı Ailesinin içinde ona iyi davranan tek kişiydi. Üvey kız kardeşinin sapsarı saçları ve bal renginde gözleri vardı. 10 Yaşında olmasına rağmen bir genç kızın asaleti ile bakıyordu etrafa.
David'in sevdiği tek kişi oydu. Çünkü o, bir tek onu hatırlıyordu. Aç kaldığı zamanlarda gizlice gıcırdayan merdivenlerden çıkıyor ve David'e yemek getiriyordu. David yemeğini yerken bir yandan da onunla sohbet ediyordu.
David şu an kötü bir durumdaydı. Ona sevgi aşılayan tek kişi üvey kız kardeşi Elena'ydı.
Ancak yetimhanede geçirdiği zamanlar bundan çok daha kötü zamanlardı. Yetimhanenin iğrenç koridorlarında birkaç çocuk tarafından dövülmüş, hatta bıçak ile işkenceye maruz kaldığı bile olmuştu. Sıkı kuralları çerçevesinde ne okul hayatına doğru düzgün devam edebilmiş ne de ders çalışabilmişti.
Şimdi ise eski zamanlarındaki eksiklerini telafi etmeye çalışmakla meşguldu.
Üvey annesinin çağrısı ile beraber yavaşça ve uyuşukça aşağı indi. Azar yemek için acele etmesine gerek yoktu. Salona girdiğinde üvey ailesinin elinde renkli paketler ve süsler görmeyi beklemiyordu. Üvey annesi kumral kaşlarını çatarak ''Sonunda geldin küçük.'' Dedi sitemle. David daha tam gözlerini açamamışken bu göz alıcı hazırlığın ne için olduğunu anlayamıyordu.
''Bu hazırlıklar ne için?''
Üvey babası David'e yandan bir bakış attı. David'in dimdik duran siyah saçları ve yüzündeki çillerle masum bakışlar gönderiyordu etrafına. Üvey babası durduğu metal merdivenle elindeki birkaç metalik parıltılara sahip süsleri yerine yerleştirmeye çalışıyordu.
David'in koca salonun ortasında öylece durması adamın sinirine dokundu. Eğer bu çocuk ölen kız kardeşinin çocuğu olmasa asla eve almazdı. ''Elena için.'' Diye yanıtladı kalın sesi ile. Bir andan yüzü aydınlanan David, daha yeni düşmüş ön dişi ile bir gülümseme gönderdi. ''Haklısınız! Yarın doğum günü.''
''Hı.. hı''
Üvey annesinin umursamaz tavrı ve söylemine aldırmadan odasına doğru yol alıyordu ki üvey annesinin sinir bozucu tiz sessi onun gitmesini engelledi. ''Nereye gittiğini sanıyorsun? Hemen bir paspas al ve işe başla.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metal Zihinler
Fanfic~Bu bir Five Nights at Freddy's fanfictionıdır.~ •Size hem robot olmadan önceki hem de robot olduktan sonraki halimizi anlatsak...• °Masumduk. Önce birbirimizi tanımıyorduk ama birbirimizi tanımak için karanlıkta kalmamız yetmişti. Size anlatacağız...