3.Gece - Duyulmayan Çığlıklar

1.5K 141 170
                                    

-Bölüm düzenlendi-

Kapkaranlık odada Fred' benzeyen animatroniğin yankılanan acımasız kahkahaları çocukların insan şeklindeyken duydukları son seslerden birisiydi. Animatroniğin ağır aksak adımları sessiz ve karanlık odada çıkan tek sesti. Andy derin bir nefes aldı. Diğer çocuklar gibi onun da gözleri yavaş yavaş karanlığa alışmaya başladı. ''Neden buraya geldik?'' diye sordu diğerlerine. Sam tedirgince etrafına bakındı. ''Bilmiyorum.'' Diye fısıldadı Andy'e doğru.

Animatroniğin aksak adımları, metal ayakları her yere vuruşunda çıkardığı ses odada yankılandı. Ardından odanın ışığı açıldı. Beş çocuk odaların köşelerine çekildi. Animatronik aynı aksak hareketler ile lacivert renkli kapıya gitti ve bir kez daha kapıyı kontrol etti. Açılmadığından emin olduktan sonra güzel yüzünü çocuklara çevirdi.

Çocuklar odanın köşelerine doğru çekilmiş dikkatle animatroniğe bakıyordu. Andy şüpheyle gözlerini kıstı. ''Bir animatroniğin hareketleri kısıtlıdır. Bu kadar şey yapabilmesi... imkansız.'' Dedi. Bunu o kadar kısık sesle söylemişti ki sadece yanındaki Sam bunu duyabilmişti.

Animatronik boğazını temizler gibi bir ses çıkardı. ''Evet.. Selam çocuklar.'' Dedi. Sesi gayet neşeli çıkıyordu. Sanki az önceki şeytani kahkahayı atan kendisi değildi. ''Ehh..'' diye bir iç çekti robotik sesi ile. Robotların iç çekmesi ne kadar mümkünse tabi. Ellerini iki yana açtı. ''Önce şunu bir netleştirelim.'' Dedi. Ardından sağ kolunu kaldırdı ve işaret parmağı ile sıra sıra çocukları işaret etti. ''Sizler benim tuvallerimsiniz.'' Dedi. Clarke kaşlarını çatıp Alex'e doğru yanaştı. Küçük kızın kalbi korkudan daha hızlı atmaya başlamıştı. Annesinin sözünü dinleyip yabancılarla gitmemeliydi. Ne kadar bu yabancı bir animatronik olsa da.

Jonathan sesinin titremesine aldırmadan soran bir yüz ifadesi ile kaşlarını çattı. ''Tuval mi? N-Ne demek istiyorsun?'' diye sordu. Animatronik sağ kolunu diğer köşede duran sam ile Andy'e işaret ederken sol kolunu Jonathan'nın hizasına getirdi. ''Sen... çocuk.'' Dedi. Bir animatronik eğer gözlerini kısabilseydi şu an bu animatronikte gözlerini kısıyor olurdu. Sağ kolunu indirip yavaş adımlarla jonathan'a doğru ilerledi. ''Sen bunu merak mı ediyorsun?'' diye sordu.

Jonathan Yan bir bakışla Alex'e baktı. Alex yüzünde ne kadar belli etmese de hızla inip kalkan göğsünden korktuğu anlaşılıyordu. Jonathan endişe ile gözlerini Alex'den çevirdi ve karşısındaki animatroniğe baktı. Animatronik aksak adımlarla Jonathan'a doğru ilerliyordu. Bir yandan da elleriyle kafasını tutmuştu. Tam jonathan'nın önünde durdu. Clarke yavaş yavaş gerilerken Alex'in endişeli gözleri Jonathan'a doğru kaymıştı. Jonathan ise Sadece önünde kendi kafasını tutan animatroniğe bakıyordu. Animatronik kafasını sıkıca kavradıktan sonra son bir bakış attı Jonathan'a. Ardından gözlerini ondan başka tarafa çevirdi ve kendi kafasını çıkardı.

Önce küçük bir şok geçiren Clarke küçük bir çığlık atmıştı. Küçük ve masum bir kız çocuktan pekala beklenen bir hareketti bu. Diğer köşede duran Sam ile Andy ise çoktan kapıyı zorlayıp açmaya çalışıyorlardı ama bir türlü açılmıyordu. Hatta Andy yerde bulduğu tel tokayla bir şekilde kilidi açmaya çalışıyordu. Ama korku ve heyecan içinde titreyen elleri buna pek olanak tanımıyordu. Animatronik, kafasını çıkardığı zaman kostümün içinde duran, mor uzun saçlara sahip, gözlerine siyah göz kalemi çekmiş , sempatik yüzlü bir adamı barındırıyordu.

Adam sanki metalcilere benziyordu. Gülümsedi. Dişleri bembeyaz olmasına rağmen ilginç bir şekilde keskindi. Jonathan'nın boyunda olmak için tek dizinin üstünde eğildi. Yüzünü Jonathan'a yaklaştırdı. Jonathan o zaman ilk kez bir erkeğinde küpe takabileceğini görmüştü.

Ancak bu bilgiyi çok uzun zaman sonra ancak hatırlayacaktı.

Mor saçlara sahip ilginç adam Jonathan'a baktı. Ardından söylediği cümlenin her kelimesine bastırarak ona bir soru sordu.

Metal ZihinlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin