10.Gece- İşte buradasınız

772 65 86
                                    

Önce yazardan küçük bir not:

Herkese merhaba! Öncelikle kendi çapımda tekrar çalışmalarına başladım. Okullar başladığında beni oldukça zor bir dönem bekliyor olacak. Yani ders çalışmaya başlamam nedeni ile bölümleri yayınlamadan aksayabilirim. Merak etmeyin bir hafta içinde mutlaka iki bölüm garanti gelecektir. Evet, keyifli okumalar.

''Arkadaşlarınla görüşmeye hazır mısın?'' diye bir soru yöneltti.

Foxy'nin ağlamaklı robot sesi hiçbir şey için hazır olmadığını söylüyordu.

''Hayır, hazır değilim.''

Mari diğerlerini de açtığı zaman aslında amacı onları şimdi uyandırmak değildi. Ancak pizzacı dükkanı zaten birkaç gündür boş ve sessizdi. Aklına daha mükemmel bir zaman gelemezdi. Oldlar yavaş yavaş yerlerinde kıpırdanmaya, ve bazıları olduğu yerde sessiz hıçkırıklar ile sarsılmaya başlamıştı.

Foxy onların davranışlarına bakarak, onların gerçekten de arkadaşları olduğunu gördü. Ama o gün yanlarında biri daha vardı. Adını tam olarak hatırlayamıyordu. Kızıl kaşlarını çatıp düşünmeye başladı. Çocuğun samimi gülümseyen yüzü ve eski kıyafetleri gözünün önüne geliyordu. O an aklına çocuğun kendini tanıttığı zaman geldi. ''Selam, ben Sam.''

İşte buydu.. Sam.. Neredeydi? Neden diğer dördünün yanında Sam'de yoktu? Jonathan etrafına bir kez daha baktığında Sam'in gerçekten de karanlık ve ıssız depoda bulunmadığını gördü. Kalbi hala tekliyordu ama diğerlerinin uyanması onu oldukça rahatlatmıştı. Hazır olmadığını hissediyordu lakin diğerleri hareket edip kıpırdanmaya başladıklarında tek başına olmadığına seviniyordu.

Mari ise hepsini açtıktan sonra deponun kapısından sızılan zayıf ışıkta, uzun gövdesi önünde Chica animatroniğine gölge yapıyordu. Kenarda ise Balon kardeşler etraflarına bakıyor ve animatroniklerin uyanışını izliyorlardı. İçlerinden ilk konuşan Freddy oldu.

''N... Neredeyiz, biz?''

Yıpranmış metalik ellerini saçlarına götürecekken ellerinin farklılığı dikkatini çekmiş ve ellerini gözlerinin önünde tutup derin düşüncelere dalmıştı. ''Ellerime ne oldu böyle?'' diye fısıldadı. Fısıltısını duyan mari siyah saçları havada savrulurcasına kafasını çevirip yerde yatan Freddy'e baktı. Kahverengi dalgalı saçları karmakarışık haldeydi ve şapkasının içinden dışarıya taşıyorlardı. Kulakları iki yana düşmüş ve mavi gözleri ile telaşla ellerine bakıyordu.

Sonradan mavi gözlerini ellerinden çekip bacaklarına ve gövdesine baktığında telaş ve heyecan içinde herkesin anlayamadığı sesler çıkardı. Mari yavaşça Freddy'nin yanına gitti. Ancak Freddy'nin telaşı herkese sıçramış gibiydi. Hepsi telaş ve korku içinde nasıl bir bedende olduklarını anlamaya çalışıyordu. Bonnie olmayan yüzünü yokluyordu ve Chica uzun sarı saçlarından bir tutam alıp kaşlarını çatıyordu. Simsiyah olan saçlarının yanında böyle sarı saçlar ona garip gelmiş olmalıydı.

Mari ayakta kalarak derin bir iç çekti. Güç almak için kenarda duran Balon kardeşlere baktı. Balon kardeşler hafifçe başlarını sallayıp ona güven verici bir gülümseme gönderdiklerinde kendini topladı ve açıklama yapmak üzere ağzını açtı.

''Sanırım size bir şeyler anlatmak zorundayım.''

Başladığı bu söz, dört çocuğu kısa süreli panikten kurtarmış ve anlamsız gözlerle kuklaya bakmalarına sebep olmuştu. Foxy yerinde rahatsızca kıpırdandı ve Mari'ye dikti sarı gözlerini.

''Öncelikle neden bu bedenlerdesiniz?''

Chica Mari'nin sözünü kesti. ''Ölmemiş miydik?'' diye sordu. Mor lensli gözleri bir robot olsa bile bir insanın hüznünü taşıyordu. Kollarının kenarı ile tuttuğu bir tutam sarı saç vardı ancak metalik kolunu hareket ettirdiği zaman saçlar omzunun kenarından kayıp gitti.

Metal ZihinlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin